Sabah uyandığımda bütün yorgunluğumu atmıştım hemen banyoya girip duş aldım gül sağolsun getirdiğim bi kaç kıyafetimi dolaba yerleştirmişti hemen kıyafetlerimi giyinip aşağıya indim kahvaltı masası hazırlanıyordu mutfağa gittiğinde Hacer teyzenin yanına gittim "Hacer teyze"
"Söyle kuzum"
"Annemin odasının anahtarını verir misin"
"Baban tembihledi olmaz kızım"
"Lütfen onun ruhu duymaz"
"İyi tamam"
Cebinden bütün odaların olduğu anahtarlık çıkarıp bi tanesini tutunca "bu kızım aman deyim baba na yakalanma"
"Tamam"
Mutfaktan çıkıp koşarak annemin odasında bittim anahtarlığı kilit kısmına yerleştirip 2 kez çevirip açtım ve o mis koku annemin kokusu hızlıca girip odaya baktım her şey yerli yerindeydi dolabına adım adım açtım buram buram annen kokuyordu gülümseyip bi kıyafetini aldım kuru dudaklarım ıslanınca anladım ağladığımı annem benim aglamami istemezdi hatta hiç bi çocuğun ağlamasını istemezdi kıyafetini bi kenara koyup çekmeceyi açtım fotoğraf albümü gözyaşlarımı durduramıyorum bir bir akıyordu albümü elimi alıp yataga geçtim albüme o kadar nazik davranıyorum dum ki sanki elimden kayıp düşecek gibiydi ama izin vermedim ilk sayfasını açtığımda ben murat ve nur vardı muratla biz annemi görmüştük ama nur doğduğunda annem ölümcül bi hastalığa yakalanmıştı annem nuru ne kadar görsede nur çok küçükken ölmüştü nur annemin yokluğunda büyüdü ikinci sayfayı açtığında annemin doğum yaptığı fotoğraflar dı bir diğer sayfayı açtığında ise babamla olan fotoğraflarımız dı ben fotoğraflara bakmaya devam ederken kapı bi anda açıldı gül dü
"Farya ağam kahvaltının başında seni bekliyor"
Kafamı çevirip gözyaşlarımı sildim "Tamam geliyorum".
Gül gidince bende albümü ve kıyafeti yerine koyup kokusunu son kez alıp oda dan çıktım
Aşağı indiğimde gizlice anahtarı Hacer teyzeye verdim masaya oturduğumda murata vardı ona gülümseyip önüme döndüm babam başlayınca bizde başladık telefonum çalınca gonca aradığını görüp actim "efendim gonca"
"Farya hanım yarın önemli davanız var onu haber edeyim"
"Ben sana ertele dedim"
"Karşı taraf itiraz etti"
"Tamam akşama doğru gelirim davanın üzerinden geçeriz güzelce"
"Tamam faraya hanım"
Telefonu kapatıp yanıma koydum "Ne o gidiyormusun"
"Gidiyorum baba ama ilk uçakla tekrar döneceğim umarım ters bisey yapmazsin"
Babam kafasını sallayıp yemeğine devam etti bende cayimdan son bi yudum alıp ayaklandim "herkese afiyet olsun"
Odaya çıktığımda hızlıca bi duşa girip kendimi sicak suyun altına soktum mardin sicak bi şehir ama ben her zaman sicak suyla duş alırdım
Duş aldıktan sonra banyodan çıkmadan ıslak saçlarımı kurtum düz fön çekip dalgalandırma yaptım hafif makyaj yaptıktan sonra kot pantolon ve bluz giyip üstüme bi bezler ceket alıp giydim topuklu botlar imida giyinip biraz ortalığı toplayıp odadan çıktım mutfağa gittiğimde akşam yemeği hazırlanıyordu "kolay gelsin"
"Bişey Mi istemiştin kızım"
"Evet filtre kahve deyince burda yoktur o yüzden gül Türk kahvesi yaparmisin"
"Hemen"
Tarasa geldiğimde babamla amcam oturuyordu yanlarına gidip oturdum "Ben akşam üstü istanbula gidicem yarın akşam gelirim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİ GELİN
Roman pour Adolescentsİstanbulun en iyi avukatı asil bi kadın onun gören herkes hayranlıkla bakar kaybetmedigi bi dava yok bu yaşadığı hayat onun sayesinde oldu ama bir şeyi kaçırdı ailesini küçük yaşta mardini terk eden bi Farya bakalım seni neler bekliyor.
