19.BÖLÜM

1.6K 45 4
                                    

"Efsaneler"

Sabah uyandığımda nedense yanım boştu boran nerdeki elimle gözlerimi ovalayip yataktan kalktım. Banyoya geçip günlük rutin işlerimi hallettim. 

Aşağı indiğimde mutfaga girdim boran arkası dönüp omlet yapıyordu üstü çıplaktı hızlıca gidip arkasından sarıldım ilk bir irkilsede benim olduğumu anlamış ve gülümsedi göğsünde olan elimi alıp öptü ocağın altına kapatıp "evet kahvaltı vakti"

Masaya bakınca her şey hazırdı "bunları sen mi hazırladın"

"Ee yurt dışında hep kendi yapıyordum bunu"

"Doğru ya doktordun sen demi"

"Ya doktorum. Hadi otur bakalım çok zayıflamışsın dün sarılınca fark ettim"

"Evet bir kaç kilo verdiğim doğrudur"

"Ama benim güzelim biraz kilo alsın" gülümseyip masaya geçtim "gül nerde"

"Ben kalktığımda okula gidiyordu güzelim"

"Hmm"

Boranda karşıma oturup çayından bir yudum aldı "asistanı ile görüştüm on ikiden sonra bir işin yokmuş öğleden sonra benimlesin güzelim"

"Emrin olsun boran ağam"

"Emir değil rica asi gelinim"

"Bana niye asi gelin diyorsun"

"Çünkü çok asisin ve çok güzelsin ama benim güzelimsin" utanıp başımı eğdim"

"Utanma güzelim utanma hadi yemegeni ye"

Kahvaltıdan sonra boran beni büroya bırakıp kendi de bir arkadaşının yanına gidicegini söyleyip gitmişti. Büroya girdiğimde herkes çalışması daydi. Odama girip dosyalara göz attım.

Odamın kapısı alınca hemen kafamı kaldırıp oraya baktım elinde sarı papatyalarla boran gelmişti hemen aya kalkip ona gittim kollarımı boynuna dolayıp boynundan öptüm kokusunu içime çekip geri çekildim "hadi artık senin için mesai bitti kalk bakalım müstakbel kocan seni yemeğe götürsun"

"Ya müstakbel kocamisin sen benim"

"Yaa sende benim kadınımsın herşeyimsin"

Gülümseyip bir anda dudağına yapıştım ilk idrak edemesede birkaç saniye sonra karşılık verdi nefesim kesilince geri çekildim "uzun zamandır bu öpücüğü bekliyorum be güzelim"

"Beklediğine deydimi peki"

"Değmez Mi be güzelim"

Gülümseyip tekrardan öptüm dudağını. Boranla birlikte bürodan çıkıp araba bindik "ee nereye gidiyoruz"

"Şöyle güzel bir yemek yiyelim olurmu"

"Olur yiyelim"

Boran beni İstanbul en şik mekanına getirmişti. Deniz kenarında boğaza bakan bir masaya geçip oturduk. Gelen garsona yemekleri sipariş edip borana döndüm.

Oda bana bakıp gülümsüyordu "noldu niye gülümsüyorsun"

"Seni izlemeyi seviyorum o koyu kahve gözlerine bakmayı seviyorum senin herşeyini seviyorum"

Gülümsedim "bende seni seviyorum"

Boran şok olmuş bir şekilde bana baktın "ne dedin sen bir daha söyle"

"Bende seni seviyorum"

Boran nın gülümsemesi iki katta daha artınca bende gülümsedim. Garson yemeklerimizi getirince aklıma gelen soruyla "neden doktorluk yapmıyorsun onca yıl okudun sonuçta"

"Babam şirketin başına geç ben çok yaşlandım idare edemiyorum diyince bende geçmek zorunda kaldım."

Başımı sallayıp yemeğime döndüm. Boranla güzel bir yemek yedikten sonra İstanbulun tozunu atmaya başladık gitmediğimiz yer kalmamıştı bir günde şimdi ise kız kulesinin karşısında oturmuş çay içiyorduk sessizliği ben bozmuştum "kız kulesi ve galata kulesinin hikâyesini bilirmisin" 

"Hayır anlatsana"

" Bir gün karşısında Galata Kulesi yükselmiş tüm büyüleyici duruşuyla… Tahminlere göre 507 yılında Roma’lılar tarafından yapılmıştı. İşte o an Kız Kulesi ve Galata Kulesi tüm İstanbul huzurunda birbirlerine aşık olmuşlar. Fakat araya giren koskoca İstanbul Boğazı, imkansızlaştırmış aşklarını.

İmkansız aşk karşısında günden güne eriyip soluyormuş Kız Kulesi. Galata Kulesi ise Kız Kulesi’ni böyle gördükçe kahroluyormuş ve duygularını duyurabilmek amacıyla mektuplar, şiirler yazıyormuş.

Günlerden bir gün, Ahmet Çelebi çıkıvermiş Galata Kulesi’nin tepesine. Amacı oradan Üsküdar’a uçmakmış. Galata Kulesi, Ahmet Çelebi’ye uçmadan önce tüm aşkını dile getirmiş ve yazdığı mektupları vermiş. Hezarfen Çelebi dayanamamış bu aşkın çaresizliğine, almış mektupları ve atlamış Galata Kulesi’nden.

Rüzgar o kadar kuvvetliymiş ki mektuplar dağılmış Boğaz’ın dört bir yanına. Yine de Kız Kulesi anlamış, Galata Kulesi’nin ona ne kadar aşık olduğunu ve martılarla birlikte şarkılar söyleyerek dile getirmiş aşkını. İmkansız olan aşk artık karşılığını bir şekilde gördüğü için iki kulede parlamış İstanbul’da günden güne…

İşte bu efsanevi aşk nesilden nesile ve İstanbul’a ilham kaynağı olmuş."

"Koca bir boğaz bir aşka engel olmuş"

"Öyle olmuş"

"Bizim aşkımıza kimse zarar veremesin"

"Vermesin"

Tam dudağından öpecekken yanımıza bir çiçek geldi "abim bea şu güzeller güzeli kız cagiza bir çiçek almaz misin"

"Alırım ne kadar"

"Gönlünden ne koparsa be abim"

Boran iç cebinden iki yüz lira çıkartıp kadına verdi "bu çok abim ne yaptin"

"Gönlümden bu koptu"

Kadın bana dönüp "ver güzel elini be ablam el falına bakayım"

"Yok ya ben inanmam fallara"

"Sen ver elini be ablam"

Kafamı sallayıp elimi uzattım kadın ciddi bir şekilde elime baktı "sizin kaderiniz birdir bir takım hatalar olmuş sonu güzel bitecek belli ki Allah mutluluğunuzu daim etsin"

Elimi çekip "teşekkürler" çantamdan tam para çıkarırken "yapma be ablam abimin verdiği para yeter bana" gülümseyip yanımızdan gitti borana dönüp "demekki hiç bitmeyecek bir aşk hikayemiz varmış"

"Öyle güzelim öyle bizim aşkımız hiç bitermi"

İç geçirip"bitmesin sevgilim"

Borana dediğimi algıladıktan sonra dudağıma yapıştı anında karşılık verdim. Geri çekilip "bir daha desene"

"Sevgilim" tekrardan dudağıma öpücük kondurdu. Elini omzuma atıp kendine çekti ve o kız kulesinin muazzam manzarasini izlemeye devam ettik.

Eve geçtiğimiz de gül çoktan uyumuştu bizde odama girip pijamalarımızı giyip yatağa geçtik boran bana sarılıp kokumu içine çekti bende boynundan öpüp gözlerimi gelen huzurla kapattım.

SELAMMMM CANLARİM NASILSINIZ. BU BÖLÜM BAYA BİR KİSA OLDU ÜZGÜNÜM BİRDAHA Kİ BÖLÜMM DAHA UZUN OLUCAK MERAK ETMEYİN HEPİNİZİN BU ANI BEKLEDİĞİNİZİ BİLİYORUM BU ARADA ADIM ADIM FİNALE GİDİYORUZ OY VE YORUM ATMAYI UNUTMAYİN SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ BENİ MUTLU EDİYOR HEPİNİZİ COK SEVİYORUM KENDİNİZE ÇOK İYİ BAKİN OLURMU ÖPÜLDÜNÜZ❤️❤️❤️❤️

ASİ GELİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin