Sabah gözümü açtığımda nur yanımda yatıyordu onu uyandırmadan üstünü örttüm hemde sabahligimi giyip oda dan çıktım tam kendi odama gidip üstünü giyineceken aşağıdaki sesleri duydum merdivenlere yönelip avluya indim boran gelmişti sinirli bir şekilde yanlarına giderken babamın konuşmasıyla durdum "faryayi alıp gideceksin bir daha buraya gelmesini izin verme gerekirse de elinide kaldır"
Yanlarına gidince babam susmuştu boran "farya hazırlan eve gidiyoruz" borani duymamazlıktan gelip
"Ben sana ne yaptım baba da beni yok sayıyorsun" gözlerim dolmuştu yapma farya sen böyle ağlak bir kız değildin. Sesim yükselmişti "o gün kapıdan çıkarken demedim ama şimdi diyeyim bare benim senin gibi bir babam yok ve tekrar söylüyorum annemin yerine keşke sen ölseydin"
Babam sinirli bir şekilde aya kalktı "FARYA"
"böyle bögürmene gerek yok ben istemedigim yerde durmam"
Hızlı bir şekilde odama çıkıp burda birkaç eşofman takımı birakmiştim birini alıp giyindim çantamı da elime alıp hızlıca oda dan çıktım avluya geldiğimde boran elini uzatmıştı göz devirip kapıya doğru gittim bizi bekleyen arabaya bindim kısa bir süre sonra boranda bindi.
Yol boyunca ne o konuştu ne ben konuşacak bir şey yoktu zaten. Konağa gelince arabadan indim hızlıca konağa girdim
Herkes masada oturmuş kahvaltı yapıyordu çalışanlar ordan oraya koşturuyordu hilal ve Hatice hanım yoktu Aysun hanım beni görünce hemen ayaklandı "kızım hoşgeldiniz acsindir otur"
"Yok aç değilim size afiyet olsun"
Şivan aga ayaklanip "gelin hanım hazırlan kocan bugün nişanlanıyor"
"Birincisi ben sizin geliniz değilim ikincisi boranda benim kocam değil hiç bir zaman olmadida ister nişanlansin ister evlensin umrumda değil"
Tam gidecekken "he yakın zamanda da boşanicaz zaten resmi nikahta kıyarsınız hadi size afiyet olsun iyi yiyin ki akşam nişanda enejinizi atarsınız"
Bir Şey demesine fırsat vermeden yukarı çıktım ama sinirli bir şivan ağa birakmistim arkamdan inanın bu da umrumda degil ben dediğimi yaparım odaya girince kendimi duşa attım.
Kendimi yatağa atıp tabletten dizi açtım hiç fırsatım yoktu şimdi tam sırasıydı.
Kulaklık kulağımda takılı olduğu için hiçbir şey duymuyordum odama selvi gelince "yenge yaa sabahtan belli çalıyorum kapını niye acmiyon"
"Kulaklıklar vardı noldu"
"Sorma abim o hilal kızı ile nişanlandı"
"İyi hayırlı olsun"
"Yenge nasıl bu kadar rahatsın abimden hiç mi etkilenmedin"
"Etkilendim yalan değil ama Boran benim sevgimi değecek bir adam değil ben onu anladım"
"Peki boşanacak misin"
"Tabikide boşanıcam ben böyle yaşayamam benim bir düzenim var"
"Keşke bizde senin gibi dik başlı olabilesek konaktan çıkarken bile babama hesap veriyoruz"
"Kendinizi sakın ezdirmeyin selvi başınızı egerseniz daha çok üstünüze gelirler siz güçlü olun yeter"
"Valla yenge senle oturup sabaha kadar sohbet etmek isterdim ama aşağıdan beni beklerler sende acıkmışsındır sana da bir şeyler getireyim"
"Ben alırım sağol"
Selvi odandan çıkınca bende dizime devam ettim. Dizim bitince kulaklıkları çıkardım davul zurna sesi kesilmişti saate bakınca ikiye geliyordu herkes uyumuştur deyip mutfağa inme vaktiydi gerçekten acikmiştim üstüme bir hırka alıp mutfağa indim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİ GELİN
Teen Fictionİstanbulun en iyi avukatı asil bi kadın onun gören herkes hayranlıkla bakar kaybetmedigi bi dava yok bu yaşadığı hayat onun sayesinde oldu ama bir şeyi kaçırdı ailesini küçük yaşta mardini terk eden bi Farya bakalım seni neler bekliyor.