XI

272 30 0
                                    




Bölüm XI:
But when you move like that, I just want to stay.

Jaemin işine başlayalı birkaç gün geçmişti. Hatta zaman o kadar hızlı akmıştı ki ne ara ilk izin gününün geldiğini bile anlamamıştı. İkilinin izin günlerinin de üst üste gelmesi de mutluluklarına mutluluk katmıştı resmen.

Her zaman yaptıkları gibi sabahın erken saatlerinde uyanmışlardı. Bünyeleri alışık değildi öğle saatlerine kadar uyumaya. Jeno'nun isteği üzerine en son gittikleri kafeye gidip kahvaltı yapmaya karar vermişlerdi ancak Jaemin çok da istekli durmuyordu elbette.

"Bir sorun mu var?"

"Hayır, sorun yok."

Asık yüzünden fazlasıyla belli oluyordu gitmek istemediği. Jeno'nun neden illa oraya gitmek istediğine anlam vermeye çalışıyordu.
'O hamile kadını mı merak ediyor acaba?' Diye geçiriyordu içinden.
Jeno ise Jaemin'in isteksizliğine göz yumamamıştı. Kapının önünde evden çıkmak için hazırda bekleyen bedeni kolundan tutup kendisine çevirdi.

"Konuşmadan hiçbir şeyi halledemediğimizi öğrenmemiş miydik biz en son, hm?"

Jaemin duyduğu kelimeler karşısında ne diyeceğini bilememiş, bakışlarını ayak uçlarına indirmişti.

Jeno çekiştirdiği bedeni mutfağa götürmüş ve sandalyelerden birine oturmasını sağlamıştı. Açlıklarını göz ardı edip birer fincan kahve hazırlamaya koyulmuşken konuşmasına başladı.

"Biliyorum çok da iyi değildik birkaç ay öncesinde. Ancak yavaş yavaş ilişkimiz düzeliyorken her şeyi açık açık konuşmamız gerektiğini düşünüyorum."

Elindeki sıcak fincanları masaya koyduktan sonra kendisi de Jaemin'in karşısındaki yerini almıştı.

"Şimdi lütfen anlat. Ne düşünüyorsun?"

"Düşünmemem gereken şeyler."
Jaemin'in kısık sesiyle birlikte Jeno, cevap alabilmiş olmanın verdiği cesaretle sözlerine devam etti.

"Düşünmemen gerektiğini nereden çıkarttın peki?"

Jaemin'in neyden bahsettiğini anlamasa da yüzündeki tebessümle konuşmayı devam ettirmek için çırpınıyordu.

"Çünkü... beni sevdiğinden emindim."

"Emindin derken. Şu an değil misin Nana?"

"Bilmiyorum."

Jaemin ilk defa dürüst konuşuyordu eşinin karşısında. İçinden geçirdiği düşünceler kirliydi ve bunları Jeno'ya anlatmaya el vermiyordu kalbi.

"Kendi kuruntularımın ilişkimizi mahvetmesini istemiyorum Jeno. Ne düşündüğümü bile bilmediğim bir dönemdeyim, kendim gibi değilim."

"Seni seviyorum, tamam mı? Ne olursa olsun yanında olacağım. Paylaşmaktan korktuğun düşüncelerini elbette kendine saklayabilirsin ama lütfen kendini kötü hissettiğin zaman bana gel. En başında ne demiştik biz?"

"İyi günde kötü günde..." kısık sesiyle söylemişti Jaemin. Gözünden akan bir damla utanç yaşını gizlice silmeye çalışarak.

"Aynen öyle... İyi günde kötü günde."

Jeno sandalyesinden kalkıp Jaemin'in yanına oturdu ve kollarını sevdiği adamın beline doladı. Göğsüne gömdüğü bedenin sırtını sıvazlayarak sakinleşmesi için bekledi. Birkaç dakika sıkı sarılmanın ardından Jaemin ayrıldı sevdiğinin kollarından. Dudaklarını yumuşak bir öpücük için Jeno ile birleştirdi ve birkaç saniye sonra ayrıldı.

"Seni seviyorum, Lee."

"Seni seviyorum, Nana."

How Do You Sleep? | NoMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin