VII

377 25 24
                                    




Bölüm VII:
I'm not this desperate, not this crazy.

!Uyarı: Cinsel içerik!

...

Jeno alışmaya çalışıyordu. İçinde hissettiği makas hareketleriyle istemsiz kasılıyor bu da canının yanmasına sebep oluyordu.

"Biraz rahatlamaya çalış." Kulağına fısıldanan sözlerle inlemiş, başını sallamıştı onaylarcasına. Bileğinden tuttuğu ve Jaemin'e ait olan eli biraz daha ileri ittirdiğinde altındaki bedenin parmakları duvarlarına deymiş, geri çekilirken de tırnakları sürtünmüştü. Hissettiği ani acı ve zevk ile olduğu yerde titremişti Jeno. Bacakları adeta spazm geçiriyormuş gibi kasılmış kontrolsüzce titremeye başlmışken bacaklarını kapatmaya çalışıyordu. Jaemin üzerindeki bedenin bu ani zevk dalgasına saniyesi saniyesine şahit olunca yüzüne sinsi bir gülücük yerleştirmeden edemedi. Kendi kontrolü dışında parmakları tarafından yapılmış olan bu hareketi bu sefer bilinçli bir şekilde, daha derinlerine yaptığında Jeno'nun kendisinden geçtiğini gördü an ve an.

"Zevk aldığın şeyleri teker teker öğrenmek için sabırsızlanıyorum Lee." Jaeminin hırıltılı ve sabırsız çıkan sert sesiyle kısık bir inleme daha bırakmıştı Jeno.

En sonunda daha fazla devam etmenin gereksiz olduğuna karar veren Jeno, bir an önce olup bitsin düşüncesiyle altındaki sertliği kavramış ve deliğine konumlandırmıştı. Yavaş yavaş, sonuna kadar aldığı sertlik ile derin nefesler alıp veriyor, acıdan yüzünü buruşturmamak için kendisini sıkıyordu. Jaemin ise dünyanın en güzel manzarasını izliyormuş gibi keyifliydi. Üzerindeki bedenin ger hareketinde aldığı zevk katlanıyordu.

Jeno alıştıkça temposunu arttırmıştı. Üzerinde zıpladığı bedenin inlemelerini dinleyerek zevke ulaşmaya çalışıyordu ancak istemediği bir şeyi yapmak buna engel oluyormuş gibi hissediyordu.

O an aklımdan ne geçtiği bilinmez ancak Jaemin'e karşı hırsla dolmuştu. Duyduğu her inlemede daha da yükseliyor daha da öfke doluyordu. Bu öfke sevdiği adama değildi elbette. Neden olduğunu da bilmiyordu.

Ulaşabildiği en hızlı tempoda kalçalarını hareket ettirirken birden elini altındaki bedenin boğazına sarmıştı. İçindeki uzunluğun deydiği her yer alev alıyormuş gibiydi ve bacaklarına titremekten dolayı kramp girmek üzereydi. Elleri arasındaki boğazdan destek alıyormuş gibi parmaklarını sıkılaştırdı. Kendi orgazmı için altındaki bedenden gelen kesik ve hırıltılı inlemelere odaklandı. Kendisi yaklaştıkça parmakları daha çok kasılıyor, tüm vücudu titriyordu ancak yine de durmak bilmeden son sürat devam ediyordu hareketlerine.
Jaemin artık nefes alamadığını hissettiği dakikalarda üzerindeki tükenmiş bedenin karnına boşaldığını hissetti. Kasılan duvarlarla birlikte kendisi de üzerindeki bedenin içine boşaldı. Birden kesilen hareketlerle önce boğazındaki eller gevşemişti. Derin nefesler alarak dönmeye başlayan başını toparladığında ise üzerine devrilen bedenle kesilmişti nefesi bu sefer. Yorgunluktan bayılmak üzere olan Jeno'yu uyanık tutan tek şey bacaklarına giren kramplardı. Sakinleşmeye çalıştı bir süre ve ağrıyan bacaklarını ovalamaya başladı. Uyluklarında hissettiği sıcak ellerle kendi ellerini çekti ve Jaemin'in, kendisiyle ilgilenmesine izin verdi. Hafif masajlar yaparak kaslarını gevşetmeye çalışan parmaklarla halinden memnun mırıldanmalar çıkartmaya başladı. Jaemin ise nefeslerini düzenlemiş, göğsüne yığılı kalmış bedeni rahatlatmaya çalışıyordu.

Jeno aniden gülmeye başlamıştı. Kahkahalarıyla birlikte gözlerinden akmaya başlayan yaşları hissedebiliyordu. Jaemin ise yüzüne kırgın bir gülümseme kondurmuş, ağlayan bedenin gözyaşlarını silmeye başlamıştı. Jeno'nun delirmiş gibi olan davranışlarını anlayabiliyordu. Kişiliklerinden ödün vermiş olmak ikisi için de ağır gelmişti.

Sakinleşmelerinin ardından kalkıp temizlenmek üzere banyoya ilerlemişlerdi. Sırtlarını birbirlerine dönmüş temizleniyorlarken Jaemin'in Jeno'nun arkasından sarılmasıyla Jeno hareketlerini durdurmuştu.

"Karnın ağrıyacak. Senin için temizlememe izin ver."

Tam olarak neyden bahsettiğini anlamamıştı Jeno. Birden içinde hissettiği parmaklarla olduğu yerde titremişti. Anlaşılan Jaemin'in karnı tüm gece oldukça ağrımıştı. Yoksa bunu bilmesinin başka bir anlamı olamazdı.
Jeno bir kez daha pişman olmuştu.

Yavaş hareketlerle duvarlarını aralayarak içindeki meninin akmasını sağlayan Jaemin, Jeno'nun ensesine doğru fısıldamıştı.

"Yavaş yavaş deliğini kasıp gevşetmen gerekiyor. Bunu yapabilir misin?"

Ses tonunda ayrı bir sakinlik ve bilmişlik vardı. Jeno deliğinden ayrılan parmaklarla tuttuğunu bile fark etmediği nefesini bırakmıştı. iki kalça yanağında hissettiği avuçlarla belini istemsizce içe doğru kırmıştı. Jaemin hafif eğilerek manzaranın tadını yüzündeki sırıtışla çıkartıyordu.
Elleri altındaki bedene kolaylık sağlamak için kavradığı yanakları iki yana doğru ayırmış, bunun içinse gerektiğinden fazla güç uygulamıştı. Jeno kalçasındaki parmaklar derisine gömülüyormuş gibi hissetmiş, aşırı zorlanan kaslarıyla kısık bir inleme bırakmıştı.

"Başla."

Kulaklarına ilişen karanlık ses tonuyla karnını kasıp gevşetmeye başlamıştı ancak eş zamanlı olarak titremeye başlayan bacaklarıyla karşısındaki duvardan destek almak zorunda kalmıştı. Deliğinde hissettiği sızı ve eş zamanlı olarak gelen beyaz sıvıyla bacaklarındaki gücü kaybetmişti. Uyluklarından akan meninin her damlayışında ayakta durması zorlaşıyorken kalçasına mühürlenmiş olan parmaklar sayesinde ayakta duruyordu. Daha fazla kendisini kasacak gücü kalmamıştı.

"Y-yapamıyorum."

Jaemin ayakta tuttuğu bedeni bırakmasıyla Jeno'nun fayanslara serilmesi bir olmuştu. Derin nefeslerle kendini toparlamaya çalıştı ve ayaklandı ancak fazla uzun sürmedi ayakta kalması. Jaemin yerdeki bedenin bacaklarını beline sardı ve son bir kez üzerlerine su tuttuktan sonra duştan çıktı. Yatak odasına doğru ilerleyen ıslak adımların sesi dışında çıt çıkmıyordu evde.

İkili üzerlerine birer tişört geçirdikten sonra bir şeyler atıştırmak üzere mutfağa ilerlediler. Sabahın erken saatlerinde uyanmışlardı ancak saat çoktan üçe yaklaşıyordu.

Midelerine giren birkaç parça yemeğin ardından tüm günü seviştikleri kanepede geçirmiş, sessizliğe bürünmüşlerdi.

Geçirilebilecek en güzel yıldönümü olmasa da değerli bir gün olmuştu. Birbirlerinin ilklerini tatmışlardı.

How Do You Sleep? | NoMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin