🎧Lia Marie Johnson, Lifts
🎧Social Repose, Everything I Wanted
🎧Husks, CryptsErken yaşlarda fark ettiğim bir fobim vardı. Hatta bazen bu bana o kadar korkunç gelirdi ki, tiksintinin ötesine geçerdi ve korkudan ağlardım. Kimine göre ağlamam saçmaydı, hatta bazen arkadaşlarım bana gülerdi. Küçüktüm, güldükleri için de ağlardım. Şimdi kalbim, o korktuğum deliklerden oluşuyordu. Bilimsel adı aklıma gelmiyordu şu an ama uzun bir süre bunu yenmeye çalışmıştım. Zamanla iyi bir yol da katetmiştim, artık o kadar da korkmuyordum ya da tiksinmiyordum. Oysa şimdi kalbimi ellerimin arasına alsam, delik delik olan o görüntüsü herkesi korkutabilirdi. Ben ise kendi kalbimi görebilseydim, korkudan ölmüş olurdum.
Gözlerim kurumuş ağacın gövdesine takılmıştı. Kafamın içinde bir masa vardı, o masada oturmuş türlü senaryolar yazıyordum.
Briella, bedeni daha fazla buna dayanamamış gibi Noris'in kucağına yığıldığında da hâlâ o ağacın gövdesine bakmaya devam ediyordum. Bu hâlde olduğuna göre sorun büyüktü. Asi bakan siyah gözleri az önce bana yalvarır gibi bakmıştı. Haddinden fazla su içmişim gibi mideme bir ağırlık çökmüştü. Zihnimi toparlayamıyordum, saçma düşünceler de diğerlerinin arasına karışmıştı.
"Onu hemen bulmamız gerekiyor," derken Briella'yı kucaklıyordu. Göz ucuyla hareketlerini görebiliyordum ama ben hareket edemiyor gibiydim. "Astrid?"
"Nasıl geçemez?" Bunu kendi kendime sormuştum ama o da bir cevap verse olmaz mıydı?
"Toparlan," dedi sertçe. Bu tavrı aniden ona dönüp bakmama neden olduğunda bakışları yumuşadı, kaşlarımı çatarak baktığımda bir adım geri çekildi. Bu yaptığım şeye kendim bile anlam verememiştim ama o da benden farksız değildi. Gözlerimi kucağındaki kadının yüzüne indirdim. "Briella'yı şatoya bırakmamız gerekiyor. Hızla toparlanacaktır."
"Castor köprüsü nerede?" Ses tonum bana bile yabancı gelmişti. Noris'in sertçe yutkunduğunu gördüm.
"Seni oraya götüreceğim ama ilk önce onu bırakmalıyız," deyince başımı salladım. Ardından Briella'nın geldiği yöne doğru koşmaya başladım. Onun da arkamdan geleceğini biliyordum.
Yaklaşık bir saat önce yeni şeyler keşfetmiş, bunların verdiği hislerle hiç olmadığım kadar tamamlanmış hissetmiştim. Bunu da kabul ediyordum. Beynime tırnaklarını geçiren o duygu, bana artık ağır sorumluluklarımın olduğunu anlatmaya çalışıyordu.
Endymion, benim gibi yeni bir gardiyan değildi. O duvardan defalarca kez geçmiş olmalıydı. Nasıl olurdu da bugün oradan çıkamazdı? Bu koca evrenler bir düzen üzerine kuruluydu, bunu da anlamıştım. Briella beni aradığına göre bir gardiyan olarak benim yardım etmemi istiyordu. Bildiğim elle tutulur birkaç şey varken bunu tek başıma yapamayacağımın farkındaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKREBİN KALBİ (KİTAP OLDU)
FantasyGenç kadın, elini duvara doğru uzattı. Kendi kanından bir adam onu durdurmaya çalıştı ama durduramayacağını o da biliyordu. Parmakları duvarın saydam, kızıl yüzeyini aştı. Aylardır izini sürdüğü şeye bir adım daha yaklaşmıştı. Genç kadın önünde dura...