Ecrin'in anlatımıyla:
Bir yandan son ses müzik dinlerken diğer yandan çizim yapıyordum. Sonra bir anda üzerinde sanki hafif bir ağırlık hissettim. Anında kafamı çevirdiğimde burun buruna geldiğim Miray'la duraksadım. Tek yaptığım sessizce gözlerinin içine bakmaktı. Dinlediğim şarkı da bu romantik ortama ayak uyduruyordu resmen.
"Miray!" diyerek kapıdan içeri bir kız girdi. Kızın sesini duyunca ona doğru döndü bakışlarım. Bu da kimdi? Toprak'ın nerdeyse bütün arkadaşlarını tanıyordum. Ama bu kızı ilk defa görmüştüm.
Kız Miray'a doğru yaklaşıp arkasından ona sarıldı ve yanağına bir öpücük kondurdu. " Hadi maç başlıyor." dedi.
Miray ise hiç bir tepki vermeden sadece bana bakıyordu. Transta gibiydi. Bur süre sonra kafasını salladı sanırım kendisine gelmek için. Daha sonra belindeki ince elleri ayırdı. Kızın kulağına yaklaşıp bir şeyler fısıldadı ki ben hiç bir şey duyamamıştım.
Bu neydi şimdi? Ne kadar önemli bir şey söylüyor ki de kulağına fısıldıyor? Yanlış anlamayın sadece toplum arasındayken kulaktan kulağa konuşmanın hoş bir şey olmadığını hep savunurum. Bu yüzden sinirlendim. Başka bir şey yok.
Daha fazla merakımı dizginleyemeyerek aklımdaki soruyu yönelttim. "Sen de kimsin? " diye sorduğumda bana döndü. Beni baştan aşağı süzdü. Gözlerinde anlamadığım bir küçük görme vardı. Ne yani beni kendisinden küçük mü görüyordu? Sakin ol Ecrin.
Sonra beklemediğim anda aniden elini uzattı. "Ben Bengü. Sen de Toprak'ın eşi olmalısın." dedi. Sesinde pek bir aşağılama yoktu. Ama gözleri için aynısını söyleyemem.
" Ayrıca..."diye devam etti sözlerine "Ben Miray'ın-" Miray mı? Miray'ı da mı tanıyordu? Yoksa Miray'ın ablası mıydı? Ama Miray'ın ablası var mıydı? Belki de vardır sonuçta Miray hakkında pek çok bir bilgim yoktu.
"Bengü!" Miray'ın sinirli sesiyle bir anda irkilip düşüncelerimden ayrıldım. Niye bir anda sinirlenmişti ki? "Hadi geç içeri. Ben de gelirim birazdan." diye devam etti Miray ama sesinde hâlâ aynı sinir vardı.
Bengü denilen kadın - kadın diyeceğim çünkü kız diyebileceğim kadar genç görünmüyordu pek- Miray'ın koluna girdi. Ben şaşkınlıkla onları izlerken konuşmaya başladı.
" Aaaa... Sen gelmezsen gitmem. Hem beni tanımıyor musun? Ne zaman sensiz bir yere gittim ki?" dedi dudaklarını büzerek. Şirin davranmaya çalışması yaşına uygun olmadığından biraz komikti. Ama görünüşüne bakarsak tatlış geliyordu.
Kadını garip bir şekilde süzdükten sonra gözlerim Miray'ı buldu. Miray bir yandan gözlerini devirerek sabır dileniyor bir yandan da kolunu kadının ellerinden kurtarmaya çalışıyordu. Kadın ise inatla bırakmıyordu.
Miray daha fazla zorlamamak için kolunu aniden kendisine doğru çekti. " Ayrıldığımız günden beri bensiz istediğin her yere gidiyorsun, gidebilirsin." dediğinde kaşlarımı çattım.
Ayrıldıkları gün? Yoksa bu kadın Miray'ın eski- hayır ya şuan kendi kafamdan uyduruyorum bunu. Sanırım Wattpad okumayı bırakmalıyım.
"E hadi ama! Maç başladı çoktan nerdesiniz?" Kapıdan gelen sesle bakışlarım yine kapıyı buldu. " Yoksa eski günleri mi yad ediyorsunuz?" diye devam etti sözlerine Toprak. Yalnız bu konuşma benim düşüncelerimi doğrulamaya başlıyor.
"Toprak!" Miray uyaran sesiyle Toprak'a döndü. Daha sonra bakışları beni buldu. Bir süre yüzümü inceledikten sonra yanındaki kadının kolunu sıkıca kavradı ve kapıya doğru yöneldiler.
Kapıya vardığında Toprak'ı da iktirdiğinde kapıyı kapattı. Ne olmuştu şimdi burda Allah aşkına ya?
____________BÖLÜM SONU______________
![](https://img.wattpad.com/cover/303743563-288-k611661.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
best friend forever |gl
FanfictionEşcinselliği saçma buluyordum. Ta ki zorla evlendiğim adamın en yakın arkadaşıyla tanışana kadar ... (UYARI: İLK GL KİTABI DENEMEMDİR. UMARIM BEĞENİRSİNİZ)