Akşam yemeğimizi sessizce yerken bu sessizliği bozan Toprak olmuştu. Ağzını elindeki peceteyle sildi ve boğazını temizleyip konuşmaya başladı.
"Söylemeyi unuttum. Bu akşam için Miray ve bir kaç arkadaşı çağırmıştım. Biliyorsun maç var. Onu izleyeceğiz." dediğinde kaşlarımı çattım.
Hayır yani bir tek bizim evde mi maç izlenebiliyordu. Zaten sabah yine Feride hoca çizimimi beğenmemişti. Yeniden çizmeliydim. Üstüne daha Miray'a olanları anlatmadığı için trip de atmalıyım.
"Keşke daha önceden haber verseydin Toprak." Yüzüne bakmadan söylesemde şuan bana şaşkınca baktığına eminim. "Üzgünüm. Aklımdan çıkmış. Bir dahakine önceden haber veririm."
Elimde bitirdiğim yemeğin tabağını ve bardağımı elime alıp mutfağa doğru ilerledim. Bir kez sudan geçirip makinaya yerleştirdim. Sonra odama geçerken "Maçı izlerken fazla gürültü yapmayın. Çizim yapmalıyım."diye Toprak'ı uyardım.
"Yine mi beğenmedi o çatlak kadın?" Toprak'ın Feride hoca'ya her defasında böyle seslenmesi hep komikti. Feride hoca onun dersine hiç girmemesine rağmen benim sayemde kadından nefret ediyordu.
"Her zaman olduğu gibi işte. Asıl beğense şaşırırım."deyip odama geçtim ve kapıyı kapattım. Çizim masamın başına geçip önüme bir kağıt aldım. Fakat aklıma hiç bir fikir gelmiyordu. Cidden şu çatlak kadın ne zaman benimle uğraşmayı bırakıcak? Çok merak ediyorum.
Kapının çalmasıyla Toprak'ın arkadaşlarının geldiğini anladım. Ayağa kalkıp dolabımın içindeki kulaklığı aldım. Maç izleyecekleri için elbette ses yapacaklarını biliyordum. Onların bağırışlarını duyacağıma kulaklıkla son ses müzik dinlerim daha iyi.
♦
Miray'ın anlatımıyla:
Toprak bir anda beni arayıp maç izlemek için evine çağırmıştı. Bir gariplik vardı. Çünkü Toprak sadece kendi tuttuğu takımın maçlarını izlerdi ve bugün o takımın maçı yoktu. Yine neyin peşindeydi bu?
Toprak mutfakta bir şeyler hazırlarken bende oturma odasında televizyonu ayarlıyordum. Ecrin ortalarda yoktu. Sesi de hiç çıkmıyordu. Acaba evde değil miydi?
Ecrin'i aramak için ilk önce üst kata yatak odalarına gittim. Odanın kapısı açıktı ve içeride kimse yoktu. O zaman çalışma odasındadır kesin. Hızla merdivenlerden aşağı inerken kapının zili çaldı.
"Ben bakarım" dedikten sonra kapıya yöneldim. "Tolga'ları da mı çağırdın Toprak?"dedikten sonra kapıyı açtım. "Baştan söyleyeyim tekli koltuk beni-" karşımda gördüğüm bedenle cümlem yarida kesilmişti. "Tekli koltuk her zaman senin. Bilmez miyim?" Ne işi vardı bunun burda? "Hatta senin kucağında benim"
"Ne saçmalıyorsun sen?"hafif sinirlendim. "Hem ne işin var senin burada? Burayı nerden buldun?"
"Toprak çağırdı. Maç var arkadaşlarla birlikte izleyeceğiz sende gel dedi. İlk gelmek istemiyordum ama şimdi iyi ki gelmişim diyorum" dediğinde kapıdan geçip içeriye ilerledi. Bense sinirle mutfağa geçtim.
"Bu ne demek Toprak?" Toprak bana göre gayet yumuşak bir tavırla "Bir şey demek değil. İşte maç izleyeceğiz arkadaşlarla."
"Bengü ne zamandan beri senin arkadaşın?" Sinirle sesimi kontrol etmeye çalıştım. "Şşş... Sakin ol. Bak bu gece sakin kal. Sonra bana çok dualar ediceksin." Kaşlarımı çattım. Ne alaka ya?
"Hadi içeri geçelim" omzumu patpatladıktan sonra eline tabakları alıp mutfaktan çıktı. Bende geriye kalan tabakları alıp çıktım mutfaktan. Ecrin'in çalışma odasının önünden geçerken duraksadım. Onu bütün gün görmemiştim.
Kapıyı bir kaç kez çaldım. İçeriden pek ses gelmeyince meraklanıp kapıyı yavaşça açtım. Ecrin çizim yapıyordu. Kulaklık taktığından beni duymamış olmalıydı. Sessizce yanına yaklaştım ne çizdiğini görmek için.
Görmek için farketmeden Ecrin'in üzerine eğildiğimde Ecrin yavaşça kafasını bana döndü.
_______________BÖLÜM SONU___________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
best friend forever |gl
FanficEşcinselliği saçma buluyordum. Ta ki zorla evlendiğim adamın en yakın arkadaşıyla tanışana kadar ... (UYARI: İLK GL KİTABI DENEMEMDİR. UMARIM BEĞENİRSİNİZ)