3

20.5K 196 15
                                    

Camdan dışarıyı seyrederken bulutlar gibi olmak istedim onlar kadar özgür onlar kadar bu güzel özgür dokunulmaz, dokunulmazlığımı yanımdaki adam yok etmişti herkesin gözünü harika iş adamı görüntüsüyle boyuyordu gerektiği yerde yakışıklılığın çoğu zamanda parasını kullanıyordu. 


Babamdan iş seyahati diye izin alması ama beni Antalya'da harika görünümlü dağın başında ki villasına kapatacağı gerçeğini bir tek ben biliyordum orada üstüme gelecekti olabildiğince bu üç günü kendi yararıma sakin atlatmak için çabalayacaktım bacağımı okşayan elini görmezden geldiğim gibi varlığına olabildiğince tahammül edecektim. 


Uçaktan sonra eve yerleşmemiz benim günü uyuyarak geçirmem, onun geri kalan kaçamağını işle uğraşmamak için işlerini halletme çabası beni dinlendirmişti doğanın sesi güzeldi ama içim huzursuz ağlamak için yatakta zor tutuyor hizmetlilerle gelen yemekleri geri gönderiyordum sadece yatmak ve ağlamak istiyordum içimde bulunduğum durumu sindiremiyorum zorla bişeylere katlanacak olmak ruhsal olarak canımı acıtıyordu. 




Kapının açılma sesini duydum ama gözümün camdan gözüken doğadan alamadım sesini işittiğim kişi gözlerimin yummama sebeb oldu.


'Yemek yememişsin' 

diyen adamla ona odaklandım. Üzerinde sabahki takım elbise vardı. Fazla sert duran vücudu gözlerimi kaçırmama ve korkmama neden olurken 'canım istemiyor' diye mırıldandım.


'Her gün düzenli olarak yemeğini yiyeceksin. Canın ister istesin ister istemesin.'


Ona ölümcül olduğunu düşündüğüm bakışlar attım.


'Eve gitmek istiyorum'



'Senin evin benim olduğum yer artık bana alışsan iyi olur.'


'Sen benim bir şeyim değilsin.'


Diye aniden bağırdığımda bunu bende beklemiyordum.
Tabi sonradan üzerime çıkmasını bende beklemiyordum.
Korkuyla hemen tepemde duran başına baktı. O kadar yakındı ki bu beni daha çok korkutuyordu kısık bakışlarım il ona bakmaya başladım.


'Sesin çok fazla çıkıyor ve bu hiç hoşuma gitmedi'


Eli eşofmanımın üstünde oraya değerken panikle yerimde kasılıp kavranmaya başladım.

'Araba da yaptıklarımı çok çabuk unutmuşsun hatırlatmamı ister misin sevgilim'


Eli oramı daha çok sıktığında acıyla 


'Lütfen...lütfen hayır' 

diye inledim.
Beklediğimin aksine tepki vermeden elini çekti.

'Bende öyle düşünmüştüm. Aşağıya gel yemek yiyeceğiz.'


Panikle başımı salladım. Hiçbir şey demeden odadan çıktığında ağlamamak için kendimi kasmaya başladım. Odanın içinde ki banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Önümde ki aynada hiç de bana benzemeye kızı inceledim. Gözlerim ağlamaktan şişmiş bedenim çökmüş haldeydi. Daha fazla banyoda oyalanmadan odadan çıktım. Merdivenleri inip büyük yemek masasının olduğu kısma geldiğimde en başta oturmuş iPad'le ilgileniyordu. Geldiğimi hissetmiş olacak ki bakışları beni buldu.


Eliyle sağ çaprazını işaret etti sesimin çıkarmadan oturdum. Bakışlarının ağırlığını üstümde hissederken tepki vermemeye çalışarak siyah masa örtüsünü inceliyordum. Üzerinde çözemediğim desen vardı. Masa örtüsü siyaseten kumaşken desenler üzerine siyah kadifeden işlediği için kendini belli ediyorlardı.
Bugün ki kadın yanımıza gelip önümüzde ki kaselere mercimek çorbası koydu. Bunu severdim daha doğrusu bir kaç çorba hariç çoğunu severdim. '

Sert kralHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin