14

702 47 8
                                    


Bakın yeni bölümü çabuk getirdim

İyi okumalar canlarım

Umarım bölümü beğenirsiniz 💙

~~~


İş yerim olan holdinge geldiğimde bugünün normalden farklı geçeceğini anlamalıydım. Ama ben bunu tam da bay Jeon'un önünde dururken anlıyordum orası ayrı.

"Beni çağırmışsınız bay Jeon" gülmemek için çabalayan Jungkook'a bir bakış atıp tekrardan babasına döndüm. Eliyle ön taraftaki boş koltuğu işaret etti "Otur bakalım Kim Taehyung" Kim Taehyung dedi boka mı battım acaba? Tedirgin bir şekilde oturup bay Jeon'a baktım. Bir süre bakıştık. Ne saçma bir andı bu böyle. Jungkook gülmemek için çabalarken kızarmış, domatese benzemişti. En sonunda bay Jeon bu ortamı dağıttı. "Oğlumla nasıl tanıştınız bir de senden duyayım" basit bir soruyla başlamıştık. Başını eksik anlatsam kimse fark etmezdi değil mi? "Yanımdaki iki villanın boş olduğunu düşünüyordum. Zaten biri boşmuş. Sonra Jungkook'u diğer villadan çıkarken gördüm. Tanışalım diye yanına gittim" bay Jeon şüpheyle tek kaşını kaldırmıştı. Ne yani Jungkook başka bişey mi anlatmıştı?

Bay Jeon'un ani kahkahası ile şoke olmuş bir şekilde ona bakmıştım. Bu Halime daha da gülmüştü. "Şaka yapıyorum. Böyle tanıştığınızı biliyorum" bay Jeon'un şakaları bizim ileride kalp krizi geçirtebilirdi bunu öğrenmiştim. Bay Jeon hızlıca ciddileşince ben de onun gibi ciddileşmiştim. Aynı şekilde Jungkook'ta. "Oğlumla sevgili olmanızı kalpten desteklediğimi bilmenizi istiyorum öncelikle. Bu konu da endişeniz olmasın. Taehyung artık sen de benim oğlum sayılırsın. Jungkook'a çok güzel bir teklif yapmışsın. Oğlumun değer verdiği ve sevdiği şeyleri önemsemen çok hoşuma gitti ve sevgine güvenmeme neden oldu" teklifi hatırlayınca duygu dolu gözlerimle Jungkook'a gülümsemiştim. O da aynı şeyi düşünüyor olmalı ki gözleri dolmuştu ama bana bakıp en güzel gülümsemesini de sunmuştu. Hızlıca gözyaşlarını sildiğinde elimi yüzüne doğru uzamış elmacık kemiğinin üstündeki göz yaşını da ben yakalamıştım.

"Ay ama çok tatlısınız" bay Jeon'un konuşmasıyla irkilip bakışlarımızı ona çevirmiştik. Yüzünde güzel bir tebessüm ile bizi izliyordu. "Taehyung oğlum yarın seni ve aileni akşam yemeğine davet etmek istiyoruz. Aileler de tanışsın artık değil mi?" Hepimizin yüzünde güzel gülümsemeler olmuştu şimdi. "Tamam bay Jeon. Eminim bu duydukları habere çok sevineceklerdir. Gerçi henüz onlara Jungkook'a teklif yaptığımı söyleme şansım olmadı ama olsun" bay Jeon eliyle omzumu sıkmış "Bugün erken çık. Ailenle biraz vakit geçir Taehyung. Yarın akşam görüşürüz o zaman" gülümseyerek ayağa kalkmış "Görüşürüz bay Jeon" dedikten sonra önünde eğilmiştim. Ardından ayaklanan Jungkook'un belini tek kolumla sarıp kendime çekmiş Dudaklarımı yanaklarına bastırmıştım. Ardından başımı boynuna gömmüş oraya öpücüklerimi bırakırken konuşmuştum. "Akşam seni ararım tamam mı? Evde olursam eğer sana uğrarım" başıyla beni onaylamış saçlarıma öpücük bırakmıştı. Ayrıldığımızda birbirimize gülümsemiş ve ben biraz zorla ondan ayrılmıştım.

Ailemin evine gelmiştim. Şu an salonda merakla bana bakıyorlardı. "Evet. Size bişey anlatmam gerek" babam daha fazla dayanamamış "Konuşsana oğlum. Geldiğinden beri takılmış plak gibi aynı cümleyi tekrarlıyorsun" haklıydı ama ben de heyecanlı ve gergindim. "Dün Jungkook'u güzel bir yere götürdüm ve yılın ilk karı düşerken ona sevgilim olmasını teklif ettim. O da kabul etti. Ailesi de yarın akşam yemeğine bizi çağırıyor" annem ile babam ağızları beş karış açık şekilde bana bakıyorlardı. Durum o kadar mı vahimdi? Korkuyla onlara bakarken annem bir anda ayağındaki terliği çıkarmış ve babama fırlatmıştı. Şaşkınca anneme bakarken babam da ne olduğunu anlayamıyordu. "Sen niye bana böyle bir teklif yapmadın bey?" Babam ile saniyelik göz göze gelmiştik. Babam kendini savunmak için "O zamanlar böyle şeyler yoktu?" Annem öyle mi dercesine bakmış "Bizim zamanımızda da kar yağıyordu" kavganın devamını merak ettiğimden ama çekirdek olmadan da gitmeyeceği için bir koşu mutfağa gitmiş çekirdek poşetini ve boş bir kabı kaptığım gibi geri gelmiştim. Mutfağa yakın olan koltuk candır.

Geldiğimde aralarında gergin bir bakışma geçiyordu. "O zamanlar daha fazla kar yağıyordu değil mi anne? Babam ile fotoğraf albümünüzde bir fotoğraf vardı ya. Kışın çay ocağında babam ile çay içerken dışarıda nasıl güzel kar yağıyordu o fotoğrafta" ve kavgayı azıcık fitilledim. Annem hiddetle "Hayır sen neden bana bir kış günü çay ocağında teklif yapıyorsun bey? O kadar restoran ve kafe varken?" Evet babam anneme çay ocağında teklif yapmıştı ve abimle bunu duyduğumuzda gülmekten çatlamıştık. Ciddi manada çatlamıştık. Karnımda izi bile var. Ufak bir çatlak.

Babamın gözleri irileşmiş "O zamanlar o modaydı" diye vahim bir savunma yapmıştı. Vah vah yaparak babama baktım. Çekirdeğin kabuğunu kaba attıktan sonra "Baba çay ocağı o zamanlar nasıl moda olabilir?" Annem bir bana bakmış tekrardan hiddetle babama bakmıştı "Evet bey? Nasıl moda olabilir? Hayır yani ben senin Abbas abin miyim de beni çaya götürüyorsun?" Abas? Abbas? Ney? Anlamazca anneme baktığımızda "Türk filmi izledim oradan duydum ben de" anneme evde oyalanacağı bir iş bulsam iyi olacaktı galiba.

Asıl mevzunun yarın ki akşam yemeği olduğunu hatırlayınca panikle yerimden fırlamış ikisinin arasına girmiştim. "Yarın Jeon'lar bizi akşam yemeğine çağırdı farkında mısınız?" İkisi de durmuş ardından fark ettikler detay ile panikle evde koşturmuşlardı. Ben de ne yaptıklarını anlamadığım için onlar gibi evde koşmuştum. Bir anda gelen aydınlanma ile durdum. Sahi ben niye koşuyordum? Beni de delirtmişlerdi. Bu sefer sakin adımlarla annemlerin yatak odasına gittiğimde ikisininde giysi dolabına daldıklarını görmüştüm. "Anne kötü bir haberim var" ikisinin de bakışları bana dönmüştü. "Jeonlar saray yavrusu diyebileceğimiz bir villa da yaşıyorlar" evet kesinlikle bunu demem hepimizin akıl sağlığını bozmamıştı. Annem yere çöküp vah vah diye dizlerine vuruyor babam ise gömleğinin ilk düğmesini açmış nefes almaya çalışıyordu. Ben ise kafalarının içinde ne yaşadıklarını sorguluyordum. Abim ayrı eve çıktığından beri ikisi baş başaydı. Türk filmi izledikleri için mi böyle olmuştu?

Annem bir anda ayağa fırlamıştı. "Hazırlan bey hemen alış veriş merkezine gidiyoruz" babam bir anda normale dönmüş hızlıca üstüne çeki düzen vermişti. Şaşkınca onları izlerken onlar sanki ben orada yokmuşum gibilerdi. "Arabanın anahtarları nerede bey?" Babam eliyle vestiyeri işaret etmiş "Vestiyerde olacaklardı" annem bir koşu çantası ile araba anahtarlarını almış "Ben arabayı çalıştırıyorum cüzdanını felan al gel" şaşkınca anneme bakmış "Anne sen araba kullanmayı bilmiyorsun ki?" Annem bana göz devirmiş "Abbas sağ olsun televizyonda anlattı" birazdan çenem yere değecek diye korkmuyor değildim. Annem evden çıkmış dediği gibi arabayı çalıştırmıştı. Babam da beni evden kendisi ile beraber çıkarmış ardından beni kapıda bırakarak arabaya binmişti. Annem keskin bir manevrayla park halinde olan arabayı çıkardığımda sadece diğer sürücüler için sabır diliyordum. Bir de yarın ki akşam yemeğinde rezil olmamayı.

Eve geçtiğimde Jungkook aramıştı. Onun evde olduğunu öğrenince de ona geçmiştim. Kapı açan sevgilim ile kolumu sıkıca ince beline dolamıştım. O da başını göğsüme yaslamıştı. Biraz ayrılıp yüzüne baktığımda bana dönen iri mavi gözlerde bana nasıl aşkla baktığını görmüştüm. Dudağına güzel aşk dolu bir öpücük kondurduğumda o da bana karşılık vermişti. Ayrıldığımızda gülümseyerek beni içeri çekiştirmiş "Üşüyeceksin geç hadi içeriye" demişti.

"Anlat bakalım ailen ne tepki verdi?" Ah evet bu olayı aşırı sakin karşılayan ailem. Olanları ona anlatmaya başlamıştım ben de. Babamın anneme çay ocağında teklif yaptığını öğrenince biraz gülme krizine girmiş ardından toparlandığında devam etmiştim anlatmaya.

"Sonra işte annemle babam arabaya bindi gittiler ben de kapıda kaldım. Böyle oldu" bana gülerek bakmış "Ailenle daha yakından tanışacağım için aşırı mutluyum Taehyungie" emin misin bakışlarımla ona baktığımda beni ayağa kaldırmış "Hadi gel yemek hazırlayalım" demişti. Günün geri kalanı da sakin geçecek gibiydi. Tabii Yoongi hyung gelmeseydi.

~~~

Bu kitapta finale yaklaşıyor

Kötü haber benim de yazılılarım pazartesi başlıyorr

Mümkün olduğunca  bölüm yazmaya çalışacağım

Diğer bölüm görüşürüz 👋

It's All Because Of The Window | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin