İyi okumalar canlarUmarım bölümü beğenirsiniz 💙
~~~
Şu üç gündür işler çok yoğun ilerliyordu. Mesela dün gece ikide çıkmış evime gidebilmiştim. Evime vardığımdada yorgun olduğumdan uyuyup kalıyordum. Şu an öğle arasından dönmüş işime kaldığım yerden devam ediyordum. Jungkook ile de görüşemiyorduk. Kapım tıklatılınca kafamı kaldırıp gel komutunu vermiş geri kağıtlara gömülmüştüm. İçeriye gelen kişi masamın önünde ki koltuğa oturunca başımı kağıtlardan kaldırıp karşımdakine baktım.
Jungkook'tu
Ben ona şaşırmış bir şekilde bakarken o gülümsemiş "Kolay gelsin sana. Biraz zamanın var mı?" Şaşkın ifademden kurtulmuş samimi bir tebessüm ile ona baktım "Evet biraz zamanım var"
"İşler çok yoğunmuş babam öyle diyor. Zaten seninde yüzünden belli oluyor" ne vardı ki yüzümde kaşlarım çatışırken anlamazca ona baktım. Bana gülümseyip "Az uyku uyuyorsun çok belli göz altlarında çok belli olmasa da halkalar var ve kağıtları okurken gözlerin kısılıyor biraz gözlerini dinlendirmelisin" dirseğimi masaya yasladım ve başımı da elime koyup yorgunca ona baktım. "Evet öyle yoğun ki dün ikide anca evime gidebildim. Biliyorsun ki proje önemli olduğundan saat yedide tüm çalışanlar kesinlikle holdingte olmak zorunda"
Jungkook biraz düşünmüş ardından merakla bana bakarak "Senin halletmen gereken işi ben halleşeyim sen de o sırada biraz uyu hım?"itiraz edercesine ona bakıp "Jungkook sırf ben yorgunum diye böyle şeyler yapmak zorunda değilsin. Hem zaten kolun daha iyileşmedi""Taehyung lütfen sen uyu da ben yapayım. Hem zaten kolumdaki alçı iki gün sonra çıkacak" kararsız kalmıştım. O da benim kararsızlığımı anlamış olacak ki son kozunu kullanmaya karar vermişti "Ne yapmam gerektiğini ve projeyi biliyorum" deyip kağıtları önüne çekti ve bana çift kişilik koltuğu göstererek "Hadi git uyu biraz. Söz aramızda kalacak" yerimden kalkıp "Çok teşekkürler Jungkook. Sayende bu yoğun haftaya daha dinç devam edebileceğim" bana tavşan dişlerini göstererek gülümsemiş "Hadi sen yat ben de şunlarla ilgileneyim"
Koltuğa uzanıp gözlerimi kapatmamla uykuya dalmam bir olmuştu resmen. O kadar yorulmuştum ki şu son üç günde.
Güzel uykumdan uyanmış gözlerimi aralayarak etrafa bakmıştım. Bu uyku bedenime ve zihnime çok iyi gelmişti. Jungkook'a baktığımda dosyaya birşey daha yazıp kalemi masaya bırakmış ve doğrulup vücudunu esnetmişti. Benim olduğum tarafa bakıp uyandığımı fark edince "Günaydınlar efendim. Dosyayı tamamladım" dediği şeyle yüzümü bir gülümseme kaplamıştı. Yattığım yerden doğrulup "Çok güzel uyumuşum" demiştim. Jungkook gülerek "Eh bi zahmet saat birde yanına gelmiştim şu an saat dört buçuğa geliyor" gözlerim büyürken odamda bulunan saate baktım. Gerçekten de saat dört buçuğa geliyordu. "Çok özür dilerim Jungkook. Tüm iş sana kalmış oldu" o masamdaki sandalyeden kalkmış yanıma gelmişti. "Hayır Taehyung tüm iş bana kalmamıştı. Zaten sen dosyayı neredeyse bitirmişsin" uykulu halim artık tamamen açılınca Jungkook'un odamı incelediğini fark ettim. Bir anda bana dönüp beni korkutmuştu ama meraklı bir şekilde "Evimde benim çizdiğim bir tuval var ve buraya çok yakışır. Eğer sende kabul edersen o tuvali buraya asabilir miyiz?" Ona gülümseyip "Neden olmasın?" demiştim. Bunu dememle rahatlamış bir şekilde nefes almış "Çok teşekkürler" demişti. Bunu demesiyle gülmeye başladım. O bana ne oldu dercesine bakarken gülmemi durdurup "Jungkook teşekkür etmene gerek yoktu asıl benim sana teşekkür etmem gerek. Ben de bu odaya bir tuval asmak istiyordum ama hem istediğim gibi bir şey bulamamıştım hem de sürekli bugün bir tuval bakacağım deyip unutuyordum" bana gülümseyip "Çok iyi denk geldi. O zaman ben sana tabloyu alçım çıkınca ulaştırayım" başımla onu onayladım.
Buradaki işimiz bitmişti Jungkook'a dönüp "Çıkalım mı artık? Ben bırakırım seni de evine hem" düşünceli bir şekilde bana bakmış ardından "Kabul ediyorum teklifini" demişti.
Benim arabamda Jungkook'un ailesinin evine gidiyorduk. İş çıkış saatleri falan derken şu an trafik biraz yoğundu. Yanımda oturmuş cama kafasını dayamış halde dışarıyı izleyen Jungkook'a doğru bir bakış attım. Belli etmemeye çalışsa da benim dosyalarımla aralıksız üç dört saat uğraşmaktan yorulmuştu. Gözleri kan çanağına dönmüştü tavşanımın. Yeşil ışık yandığında gözlerimi üzerinden çekip yola odaklandım. Bir beş dakika sonra arabada canım sıkıldığından Jungkook ile sohbet etmek istemiştim. Derin bir nefes aldım ve "Jungkook" diye seslendim. Yanımdan ses gelmeyince kaşlarımı çatıp gözlerimi kısa süreliğine yoldan ayırdım ve Jungkook'a döndüm. Dönmemle yüzümde tutamadığım bir gülümseme oluştu. Jungkook başı cama yaşlı bir şekilde uyuya kalmıştı. Uyurken öne doğru büzdüğü dudaklarıyla aşırı sevimli duruyordu açıkçası. Tekrar yola odaklanmaya çalışsam da aklıma sürekli Jungkook'un yüz ifadesi geliyordu ve ben hülyalı bir şekilde sırıtıyordum resmen.
Arabayı kenara çekip ceketimin cebindeki telefonumu çıkarıp kamerayı açtım. Evet Jungkook'un uyurkenki halini çekecektim. Çektiğim iki fotoğrafa bakıp gülümsedim. Çok tatlı çıkmıştı şeker şey.
Jungkook'un ailesinin oturduğu saray yavrusu gibi evin önüne geldiğimizde arabayı park edip araçtan indim. Jungkook'u uyandırmamıştım. Kucağımda taşımak için fırsat. Tabi ki şaka ben o yorgun diye uyandırmak istememiştim açıkçası. Onun oturduğu tarafa geçip kapıyı yavaşça araladım. Biraz mırıldanmış ama uyanmamıştı. Kemerini açıp onu dikkatlice yan bir şekilde kucağıma aldım. Hızlı adımlarla kapının önüne gittim. Kucağımda taşıdığım Jungkook'u gören görevli hızlıca kapıyı açıp bizi içeri almıştı. Korumadan geçip bu sefer de evin kapısının önüne vardığımda güvenlikten haberi alan bayan Jeon kapıda bizi karşılamış endişeli gözlerle oğluna ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Onun içini rahatlatmak için sıcak bir gülümsemeyle "Oğlunuz iyi bayan Jeon sadece yorgun o yüzden arabada uyuya kaldı" rahatlamış bir şekilde bana bakarken "Geç oğlum içeri seni de beklettim" içeri geçtiğimde "Jungkook'u nereye yatırayım ?" Bayan Jeon bana bakıp "Şu koltuğa yatır oğlum. Zaten yeterince taşımışsın daha fazla yorulma" Jungkook'u yatırdığımda bayan Jeon köşeden bir battaniye getirip Jungkook'un üstünü örtmüştü. Gülümseyerek bayan Jeon'a bakıp "Ben artık gideyim" dedim. Bana bakıp kapıya kasar eşlik ederken "Teşekkürler oğlum sana da zahmet verdi" başımı iki yana sallayarak "Hayır sorun değildi gerçekten" kadın bana merakla bakarken "Sen Jungkook'un yeni arkadaşısın sanırım seni ilk defa gördüm" konuşurken kapıya kadar gelmiştik. Çıkmadan önce "Evet yeni arkadaşıyım efendim" demiştim. Tabi onu sevgilim yapacaktım ama onların bundan henüz haberleri olmasına gerek yoktu. "İyi akşamlar oğlum" gülümseyip "Size de iyi akşamlar"
Evime geldiğimde Yeontan ile birlikte koltukta uzanmış film izliyorduk. Bir anda aklıma gelen Jungkook'un uyurkenki çektiğim fotoğrafı aklıma gelmiş gülümseyerek yatmadan önce bakarım diyerek gülümseyerek filmimi izlemeye devam etmiştim.
~~~
Bölüm geç geldiği için özür dilerim öncelikle ve bu ay çok yoğun olduğumdan bölüm gelemeye bilir. Sınavlarım ve yazılılarım başlayacak.
Diğer bölüm görüşürük 🙆♀️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
It's All Because Of The Window | Taekook
Fanfiction🪟Her şey Taehyung'un banyo camından arkası ona dönük yıkanan komşusunu görmesiyle başlamıştı...