0.3

1.8K 141 210
                                    


***

Titreyen ellerimi heyecanla Ran'ın omzuna koyup sıktığımda bay Ran dudaklarımdan ayrılıp kısa bir nefes almama izin verdi. Tekrar dudaklarıma yapıştığında bay Rindou'nun sesini duydum. Kendimi geri çekmek istediğimde Ran izin vermemiş dün gece morarttığı kalçamı sıkmıştı.

Arkamızda Reina'nın kendi kendine çıkardığı sesleri duyunca bay Ran sonunda geri çekilmişti. Hızlıca kalkmak istediğimde belimdeki eller izin vermedi. "Keşke bunu yeğenimin yanında yapmasaydınız abi." Rindou'nun sesi irkilmeme sebep olurken gözlerim bana merakla bakan Reina'ya kaymıştı. Dudağımı ısırıp gülümsedim. Aynı şekilde karşılık verdiğinde derin nefes aldım. "Her neyse. Mikey seni çağırıyor. Birileri aldığımız duyumlara göre baskın düzenlemek için hareketlenmiş. Sanzu (Üç defa Sanzu'yu şanzuman diye çevirdi amk.) uyuşturucuya boğmuş kendini. Ele geçirdiğimiz bütün adamları öldürmüş." Sanzu'dan bahsederken sesi  rahatsız gibiydi.

Yutkunup hala kucağında oturduğum Ran'a döndüğümde bakışlarının sert olduğunu fark ettim. Belimdeki eli sıkılaşırken diğer eli bacaklarımı tutup kalktı. Kendi yerine beni oturtup saçımı okşadığında Rindou daha yeni oturduğu yerden kalkıp abisine baktı.

Birbirlerine bakarak yaklaşık bir iki dakika sessizce anlaştıktan sonra Ran bana eğilirken Rindou dışarı ilerledi. Dudakları kulağımı bulurken eli kasıklarım ve bacağım arasındaki kısmı okşuyordu. "Reina'ya iyi bak. Benim haberim olmadan dışarı çıkmayın. İşimi erkenden halledip gelmeye çalışacağım." Boynuma yönelip iz bırakacak şekilde sertçe ısırdı.

Ardından alaycı ve beni ezen bakışlarıyla bana bakarak Reina'ya ilerledi. Kızının saçlarını öpüp koklayarak gitmeye hazırlandı. Ardından küçük kızın elinin üstüne öpücük kondurup mutfaktan çıktı. İçeri daha önce varlığından habersiz olduğum bir kız girip masayı toplamaya başladığında Reina'yı alıp ayağa kalktım. Çalan telefonumu avucumda sıkarak oturma odasına geçtim. Aramayı cevaplayıp kulağıma götürdüm. "Efendim?"

Kulağıma dolan tanıdık ses bana mesleğimi hatırlatıyordu. "Merhaba Kanata-san! Ben Kaedo!"

Hafifçe gülümseyip başımı salladım. "Kaedo-chan! Nasılsın? Umarım iyisindir." dedim sevecen sesle. Kaedo benim daimi müşterimdi. İtinasız her önemli gününde ben hazırlardım elbiselerini.

"Çok iyi değilim. İki hafta sonraya çok önemli bir ödül törenim var ve gözlerin üstümde olmasına ihtiyacım var." Telaşlı konuşması beni gülümsetmişti.

"Anladım ben. Sen hiç merak etme. Ben elbiseni bir kaç gün içinde hazırlayacağım." Reina minik dudaklarını aralamış babasının boynumda bıraktığı morluklara şaşkınlıkla bakıyordu.

"Süper! Sen olmasan ne yapacağımı bilemezdim!" Ardından bir kaç dakika detaylar hakkında konuştuktan sonra telefonu kapatıp Reina ile koltuğa oturdum.

𝙻𝚒𝚝𝚝𝚕𝚎 𝙰𝚗𝚐𝚎𝚕|| 𝙷. 𝚁𝚊𝚗Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin