"Hayır, bir dakika- Adımını oraya atmayacaksın Deku."
"Üzgünüm!" Endişeyle tekrar eski pozisyonuna döndü. Bir an için eli ayağı birbirine dolanmıştı, derin bir nefes alıp toparlandı. "Söz bu sefer doğru yapacağım." Müziği yeniden başlattı ve ellerini tekrar belime yerleştirdi. Bugün defalarca duyduğumuz melodi tekrar kulaklarımıza dolduğunda uyumla hareket etmeye başladık.
Bir elim omzundaydı, diğer eli ise havada bekleyen elini kavramıştı. Bir süre dans ettik. Ben hamlelerimi kusursuz yapıyorken o benim gösterdiğim şekilde ayak uyduruyordu hareketlerime. Yanaklarımdaki hafif pembelikle birlikte kırmızılarım ışıldayan yeşillerine sabitlenmiş, karşımdaki dudaklara hakim olan gülümseme kalbimin ritmini bozmuştu.
Yavaşça bana yaklaştı, yutkunduğumda bakışları hareket eden adem elmasıma kaymıştı bir saniyeliğine. "Doğru ilerliyor muyum, Kacchan?" Sıcak nefesi kulağıma çarparken bir ürperti geçti vücudumdan. Tuttuğum elini istemsizce hafifçe sıktım, ne kadar etkilendiğimi belli etmiştim böylece. "Evet..." Sesimin güçsüzlüğüne lanet ettim.
Biraz geri çekilip gülümsedi. "Nihayet sökmeye başlıyorum desene." Kolunu kaldırdı ve kendi etrafımda dönmemi sağladı, tekrar kendine çektiğinde burunlarımız birbirine temas ediyordu. Nefeslerimin hızlandığını fark ettiğinde küçük bir sırıtış kapladı dudaklarını. Bu kadar açık olduğum için çok kızıyordum kendime.
Burada kalmaya başladığımdan bu yana bir ay geçmişti. İlk zamanlara göre durumum çok daha iyiydi, yavaş yavaş alışmaya ve ayak uydurmaya başlamıştım. Rahat hissedebilmem için elinden geleni yapıyordu İzuku. Ben istemediğim sürece veya izin almadan fazla yanıma yaklaşmıyordu ve fiziksel temasta bulunmuyordu. Olabildiğince yanımda olmaya çalışıyordu, zamanla varlığına alışmış ve daha rahat davrandığımı fark etmiştim. Hatta arada bir gerçekleşen fiziksel temaslarımızı özlediğimi itiraf etmeliydim.
Dansa olan ilgimi öğrendiğinde ona öğretmemi istemişti. Aslında bu konularla hiç alakası olmadığını fakat öğreten ben olursam seveceğini ve benimle birlikte vakit geçirmek istediğini söylemişti açıkça. İki haftadır ara ara çalışıyorduk. Başlarda zorlanmıştı, pek yatkın değildi. Sürekli hata yapıyordu. Ona Deku ismini takmıştım bu nedenle. İlk duyduğunda dudaklarını büzüp sitem etmişti, küçük bir çocuk gibi kollarını önünde bağlayıp arkasını döndüğünde ufak bir kahkaha atmaktan kendimi alamamıştım. Bunu fark ettiğinde gözlerinin parladığına şahit olmuştum, sonrasında bir kez daha ona istediğim gibi hitap edebileceğimi söylemişti.
Dans konusunda fazla umudum yoktu ama beni şaşırtarak kendini geliştirmişti zamanla. Yaptığı hatalar ve sonrasında verdiği tepkiler beni fazlasıyla eğlendiriyordu. Geçirdiğimiz vakitten keyif alıyordum, daha sık gülüyor ve mutlu olduğumu hissediyordum.
Şimdiki dansımız ise diğerlerine göre daha uzun ve hatasız ilerlemişti. Elini bırakmadan aramızdaki mesafeyi açtım bir adımımla, sonrasında dönerek sırtımı bedenine yasladım. Kalbimin atışları göğsümü delecekmiş gibi hissediyordum. Belimdeki kolunu sıkılaştırdı ve bedenlerimizi arada boşluk kalmayacak şekilde birleştirdi. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdığında nefesimi tuttum, heyecandan kaskatı kesilmiştim.
"Ah, Kacchan... Her şeyinle, her bir zerrenle o kadar mükemmelsin ki..." Dudakları kulağıma sürtünüyor ve ılık nefesi tenime vuruyordu, ufak bir titreme geçti bedenimden. Böyle anlarımız oluyordu bazen. Bana iltifat ediyordu ve ben ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi şaşırıyordum.
Ondan hoşlanıyorum. Hayır, belki de daha fazlası... Bana olan yoğun bakışları, birlikteyken dudaklarından düşmeyen kocaman gülümsemesi, kalbimin ritmini şaşırtan ani sözleri ve her zaman yanımda duran, dik duruşuyla güven veren varlığı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Take Care Of You | DekuBaku
Fanfiction"Merak etme miniğim," Baş parmağı gözlerimden firar eden bir damla yaşı yakaladı. Yeşillerinin ardındaki tutku kırmızılarımı delip geçerken tadını damağımda bırakan, arzuyla karşılık verdiğim bir buse bıraktı dudaklarıma. Burnunu burnuma sürttü, sıc...