Sana aşığım Katsuki.
Sana delicesine aşığım.
Senin de bana aşık olduğunu biliyorum.
Artık sonsuza dek benimsin, değil mi?
Kulaklarıma dolan gürültülü seslerle hızla gözlerimi araladım. Ciğerlerime keskin bir nefes çekmiş ve hızla doğrulup oturmuştum yatağımda. Elim göğsümü buldu, terden üzerime yapışan tişörtümü çekiştirerek sert soluklarımın göğüs kafesime yaptığı baskıyı azaltmaya çalıştım. Geçmişimin gölgesinde kalan bilinçaltım acımasızca her bir anıyı tekrar tekrar yaşatırken korkuyla etrafıma bakınıyordum. Bazı nesnelerin devrildiğini duymuş, muhtemelen pencere camının kırılmasıyla çıkan keskin ses nedeniyle uyanmıştım.
İrislerim tereddütle odanın her bir köşesinde gezindi. Her baktığım noktada karşılaşacağım yıkımdan, her hamlemi izleyen ve saldıracağı anı kollayan belirli bir siluetten korkuyordum. Dehşetin tohumları kalbime saçılmış, dizlerimi kendime çekerek tamamen kendime kapandığımda titrek nefeslerim karanlık odaya dağılıyor ve zihnim belki de benden birkaç adım uzakta birinin beklediğini haykırıyordu bana.
Fakat beklentimin aksine, odada her şey yerli yerindeydi ve hafif açık kalmış perdenin ardından sızan ay ışığı benimle, beni seyreden ve hareketlerimi takip eden kimsenin olmadığını gösteriyordu. Uykumdan boynumda hissedeceğim güçlü ellerle uyanmayacağımı, vücudumda gezinen parmakların dokunuşlarını hissetmeyeceğimi, uyandığımda bedenimin çeşitli noktalarında izler bulmayacağımı yavaş yavaş idrak ediyordu zihnim.
Gördüğüm kabusun etkisinde kalmış ve duyduklarımı gerçek sanarak uyanmıştım. Hiçbiri gerçek değildi, hepsi geçmişte kalmıştı, burada güvendeydim.
Burada güvendeydim.
Burada güvendeyim.
Gözlerimi kapatarak başımı geriye yasladım. Gözyaşlarımın ne zaman süzülmeye başladığını fark etmemiştim, parmaklarım yanaklarıma ilişti ve ıslak yolların üzerinden geçtim. İzuku ile yaşadığımız yanlış anlaşılma sonrasında üçüncü günü de atlatmıştım. Ertesi gün tekrar eve dönmüş ve oturup sakin kafayla konuşmuştuk. Bana en başından her şeyi anlatmış ve topladığı tüm bilgileri, yaptığı konuşmaları göstermişti. Anlattığı ve kanıt olarak gösterdiği hiçbir şey birbiriyle çelişmiyordu, beni daha fazla incitmekten korkarcasına sakin ve tane tane konuşmuş, sonrasında benim iznimle birlikte kollarını bana sıkıca sararak her şeyin düzeleceğine söz vermişti.
Ona inanıyordum. Hislerim artık çığırından çıkmış ve İzuku ile karşılaşana kadar, tutunabileceğim tek bir dal kalmamıştı. Kendimden, kendi hayatımdan vazgeçmiştim. İhanet ettiğini sandığımda yeniden yeşeren umutlarımın hepsi sönmüş, bileklerimdeki kesik izlerine bakarak geçmişte yeltenip de yapamadıklarım için bir kez daha pişman olmuştum. Ama şimdi... Gerçekten onsuz ne yaparım bilmiyorum. Onu kaybetmek istemiyorum.
Boğazım kurumuştu ve oluşan yumru yüzünden yutkunamıyordum, yatağın yanına uzanarak bir bardak su doldurdum kendime. Soluklarım az da olsa düzelmişti ama yorulmuştum. Hala gerçekliği tamamen ayırt edemiyordum. Kabuslarım hiçbir zaman tamamen bitmemişti, her zaman uyku sorunu yaşıyordum fakat o günün ardından çok daha kötü bir hal almıştı. Artık baş edemiyordum.
Derin bir nefesin ardından telefonumdan saate baktım. 03.22. Şu saatten sonra tekrar uyuyamayacağımı biliyordum, her gece aynı şeyi yaşıyordum ve uyuyamaktan yorulmuştum. Göz altlarım iyice kararıyor ve zaman zaman uykusuzluktan gözlerimin akı kırmızıya boyanıyordu. Gözlerim kapıya ilişti, bir süredir aklımda gezinen fakat çekindiğim şeyi yapmak üzere ayaklandım. Kapıyı ses çıkarmamak için yavaşça aralamadan önce yüzümü yıkadım ve küçük adımlarla odadan çıktım. Eve ve etrafa sessizlik hakimdi, bu saatte dışarıdaki korumalar haricinde herkesin uyuyor olması normaldi elbette.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Take Care Of You | DekuBaku
Hayran Kurgu"Merak etme miniğim," Baş parmağı gözlerimden firar eden bir damla yaşı yakaladı. Yeşillerinin ardındaki tutku kırmızılarımı delip geçerken tadını damağımda bırakan, arzuyla karşılık verdiğim bir buse bıraktı dudaklarıma. Burnunu burnuma sürttü, sıc...