1. Bölüm: Her Şeyin Başladığı O Gece

100 7 5
                                    

Hayatım düşündüğüm kadar yaşanılmaz değilmiş, aksine yaşamak için sebeplerim varmış... Hayatın benim için olan sürprizleri 27.10.2008 gününün soğuk ve karanlık gecesinde başlamış...

Öncesinde;

'
S: Clara, Clara hayatım neredesin?

C: Buradayım Steve sesime gel.

S: Hah buldum seni.

(Gülüştüler)
'

Adam, boş bir odanın kapısının kirişine yaslanmış olan eşine sarıldı ve onu yanağından öptü. Ağzına gelen hafif tuzlu yoğun sudan anladıki karısı ağlıyordu.

'
S: Clara hayatım, neden ağlıyorsun?

C: Yok canım, ne ağlaması? (O sırada gözünden akan en son yaşıda, elinin tersi ile siliyordu.)

S: Ama kızarık ve sulu gözlerin ile kızarık yanakların tam tersini söylüyor bana.

C: Hıh peki. Şöyleki bu odanın önünden her geçişimde, içim koz kömürler ile doldurulmuş gibi yanıyor. Sencede güzel olmaz mıydı, bu odanın bize ait olan küçük bir bebeğin odası olması?

S: Tabi kide çok güzel olurdu canım ama olmuyor biliyorsun. (Mahcup bir ses tonu ile) Sana söyledim, illa bir çocuk istiyorsan bunu benden yapmak zorunda değilsin.

C: (Sinirli ve bitkin bir ses ile) Ne! hayır hayır bak eğer bir çocuğum olsaydı, kesinlikle onun senden olmasını isterdim Steve. O yüzden bu konuyu bir daha açma!

S: Sen öyle diyorsan.

C: Neyse boş ver hem tek yöntem doğal yöntemler değil ki, evlat edinebiliriz yada aslında bak bu daha mantıklı,  (Çekingen ve heycanlı bir ses tonu ile) Steve bence tüp bebek tedavisinide denemeliyiz.

S: A evet duymuştum çok işe yarıyormuş yani neden olmasın. Bir ara randevu alırım ve birlikte gideriz.

C: Sağ ol canım.

S: Bu ikimiz içinde önemli, bende sana benzeyen bir kız çocuğu isterim çünkü.

C: Ah evet kız çocuğu, çok talı olur.

S: Tamam, tamam sonra düşünürüz yoksa bu konu uzar gider şimdi ve aynı zamanda eşikte dikilir dururuz. Hadi gel yemek yiyelim, sofrayı hazırlamıştım.

C: Tamam.
'
Ve artık gözlerinde bir hüzünden çok yeni bir umut ışığı parlayarak şimdilik boş olacak odanın kapısını usulca kapattı. Tam o anda elektrikler kesildi.

'
S: A elektrikler gitti canım

C: Fark ettim Hayatım.

S: Elimi tutda birlikte fener arıyalım.

C: Tamam.
'

Bir süre sonra etraf iyicene kararmıştı çünkü gece olmuştu ve ortalığı sadece bulutlardan dolayı puslu ışığı olan, ay aydınlatıyordu... Klasik, çoğunlukla hikâyeler böyle başlar... Aslında o akşam, ana trafoda yangın çıkmış. Bu yüzden ortalık zifiri karanlıkmış...

Akşam saat 23.48 iken asıl annem yada babam yada bilmem başka biri 2 yaşındaki beni, Amerika'nın İllinois eyaletinde kendilerine yepyeni bir hayat kurup yaşayan müslüman bir ailenin yanına, bir bebek puseti ile bırakmış...

Soğuğun vermiş olduğu pembelik ile üstündeki küçük battaniyeden dışarı çıkmış yüzü ve elleri buz gibi olan beni, ellerindeki el fenerlerinin puslu sönük ışığı ile gören aile, 1 2 dakika boyunca kapının önünde şaşkınlıklarından ağızları açık bir şekilde beni izlemişler. İlk başta gerçek olmadığımı falan sanmışlar ama ardından bana dokunmak akıllarına gelmiş ve bu gerçekleştiğindeyse, üşüdüğümü fark etmişler yani o an hatlar tekrardan yerine gelmiş ve içinde bir benim birde 2 mektubun olduğu puseti kucaklayıp, hemen içeri almışlar. Üşümeyeyim diye almışlar evet ama bir sorun varmış, elektrikler olmadığından ısınma kaynakları da çalışmıyormuş ama çözümü daha önce hiç yakmadıkları yada daha doğrusu yakmayı beceremedikleri şömineyi yakmakta bulmuşlar. Gerisini Allah bilir...

Şöminenin yanında ki koltukta oturan kadın, şömine yanana kadar kucağında ki beni sarmalayıp ısıtmaya çabalıyormuş. Adam da şömineyi yakmakla uğraşırken bir anlığına gözü yere koydukları pusetime takılmış, daha doğrusu pusetin içinde ki mektuplara... Yere eğilmiş ve mektupları eline almış, birinin üstünde ismim yazıyormuş yani üstünde yazana göre benim ismim olduğu anlaşılıyormuş; mektubun üstün de "Elizabeth Olivia, Olivia'm, 16. doğum gününe kadar açma." Bu mektupla ilgili diğer şeyler ve benim hakkımda diğer her şey ise öbür mektuptaymış, bunu da o mektubun üzerinde yazandan anlıyormuş yani "Elizabeth in yaşamı için"...

Adam, her iki mektubuda okumamış çünkü o an için önceliği şömineyi yakmakmış, başarmışta. Böylelikle o soğuk, karanlık geceye puslu ay ışığından sonra ikinci bir ışık kaynağı ve küçük bir bebek için, soğuktan pespembe ve çivi gibi olmuş bedeni için bir ısı kaynağı olmuş ateş... Yine de, yani her şeye rağmen, o gece o ailenin son normal geçecek olan gecesiymiş...

Bu ebeveynlerim yani küçük ailem, aslında Türk'lermiş. Buraya, Amerika' ya iş için gelmişler. Kolay bir yaşamları olsun diye de, adlarını soyadlarını komple değiştirmişler. Clara/Annem: Türk ismi ve önceki soyadı, Pınar Adin. Steve/Babam: Türk ismi ve önceki soyadı, Murat Adin. Kısaca onlar, benim yeni ailem olmuş olan, iyi kalpli insanlar... Beni içeri almışlar evet ve sonrasında, zaten bir çocuğumuz olmuyor, bir çocuğa ihtiyacımız var, evlat istiyoruz derken hıh, ben çıkmışım.

Benden de kimseye bahsetmemişler. Sonuçta kapılarının önüne, 2 yaşında bir bebek bırakılıyor. Bu komşular için çok acayip bir şey olurdu. Yani komşular ile etraflarında ki diğer insanlar şüphelenirler, öğrenirlerse de ağızlarından bir şey kaçırırlar ve kötü sorunlara neden olabilirler diye başka bir eyalete, Maryland'e taşınmışlar. Bu süreç boyunca da hakkımda bilgilerin olduğu o mektup vardı ya, nasıl olmuşsa hiç açmamışlar; yeni bir eve taşınmakla birlikte gelen sorunlar nedeniyle de uzun bir süre açamamışlar ve zaten açmak da istemiyorlarmış çünkü içinde her ne yazıyorsa, benim ve onlar arasında ki bağı zedelemesini istemiyorlarmış. Ovvv ne tatlı değil mi? Tabi illaki açmışlar ve hakkımda ki soğuk gerçeklerin hepsini bir bir öğrenmişler. Onlara veriliş amacım vesaire.









(2. Mektuptan gelecek bölümlerde bahsedeceğim.)

Ve bu benim ilk yazım, deneme gibi birşey. Her şeyi biraz alıntı ile ve çoğunlukla yada komple hayâl gücümle yazacağım, bu yüzden size tuhaf gelen kısımları olursa, yani normalde olması gereken gibi olmuyorsa bilgiler, o bilgilerin çoğunu benim uydurmamdandır. Yazım hatalarım olabilir, şimdiden özür dilerim. Hem olur öyle şeyler... Bölümleri zaman buldukça yazabilirim, ben öğrenciyim de. Ayrıca ilerleyen bölümler size sıkıcı ve boğucu gelebilir ama düşünmeniz yada bilmeniz gereken bir şey var, ben bu kitabı roman olarak yazıyorum ve bir romanda olduğu gibi bu romanda da, detay olmak zorunda yani bunu bilin şimdiden dedim. Oylamayı unutmayım. ❤️💙🖤 İNK

GİZEMLİ VE KARANLIK DÜRTÜLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin