Yalancı

205 11 15
                                    

Ama neden Joon?...
Neden o klipte oynayacaksın?
Lanet olsun sana çocuk.
Klipte oynayacağım dedikten sonra bir süre sessizlik oldu sonra
"Neden fikrini seğiştirdin?" Dedim
Düşünür gibi yaptı
"Bilmemki bir an için oynamak çok cazip geldi ben de bu cazibeye karşı koymak istemedim" gülümsemişti. Ama bu gülümseme ve laflar yapmacık değildi. Yani beni sinir etmek için değil gerçekten böyle hissettiği için bunları söylediğini anlayabildim. Ahh kafam çok karışmıştı, aslında bir bakıma iyi bir fırsat gibi, Seung ho ile oynasaydım bu klipte, bu biraz... Nasıl desem kötü olurdu çünkü eğer o oynarsa beni öpmesi gerekir ve bu onun duygularını incitebilir o yüzden belki bunu iyi bir fırsat olarak değerlendirebilirdim.
"Anladım, benim için bir şey farketmez MBLAQ sizsiniz."
"Dans edebilir misin?"
"Ne? He- ah hayır edemem..."
"Bu kötü oldu eğer edebilseydin dans kısmı bile katabilirdik klibe, başkanla konuştum ve klipte oynama yapabileceğimi söyledi."
Ya salak çocuk, eğer bunu sana verdiyse öpücük sahnesini çıkart olsun bitsin...
Bunu söyleyecek cesaret kendimde bulamadım tabiki..
"Neyse o zaman bugun saat 9'da burada buluşalım." Dedi ve odadan çıktı.
Tanrım bu çocuk neden hiçbir şeye açıklama yapmıyor?
Hem biz o saatte burada ne yapacağız. Cidden salak herhalde.
~~~~~~~~~~~~~
Saat 13:30'du öğle arası bitmişti ve işimin başına dönmüştüm, tüm işleri bitirdiğimde saat 6 yı biraz geçiyordu odama gittim ve çantamdan kitabımı çıkarttım, bir köşeye sinip okumaya başladım ama sayfalarda sürekli "9'da burada buluşalım" yazısını görüyordum bunu pek garip karşılamadım çünkü dün size delirdiğimi söylemiştim yani bu olayda bunu kanıtlayan bir şey. En azından bu şekilde delirmek bir sabah kalktığında bir ananasla evli olmaktan iyidir. Hemde çirkin bir ananasla...
Saatler yavaş yavaş geçti ve saat 8'de aşağı inmeye karar verdim, zaten kimse kalmamıştı şirkette o yüzden rahatım.
Dans odasına girip bir kenara oturdum ama otuduğum anda hirden dans aşkım kabardı buna engel olamadığım için telefonumu ses sistemine bağlayıp Miss A- Hush'ı açtım ve içimden geldiği gibi dans etmeye başladım. Çok eğleniyordum. Joona azcık yalan söylemiş olabilirdim yani dans etmeyi çok severim ama öyke herkesin önünde edemem...
-Joon'un gözünden-
9'da burada buluşalım demiştim, prova yapmak için onu çağırmıştım ama prova yapmamızı gerektirecek bir şey yoktu yani eğer onu öpmezsem gerisi basit kısımlardı zaten eğer dans edebilseydi klibe koyacağımız dans kısmını çalışırdık ama edemediğini söyledi. Tam prova odasının önünden geçiyordum ki bir ses duydum şimdiye kadar herkesin gitmiş olması lazımdı aslında diye düşündüm, sonra pratik odasının önüne geldiğimde onu gördüm, içeride dans ediyordu. Tanrım bana yalan mı söylemişti? Gerçekten çok iyi dans ediyordu hatta bayan idollerin çoğundan daha iyiydi bile diyebilirim. Miss A- Hush çalıyordu. Uzun bir süre belli etmeden onu izledim saat 9'a geliyordu. Bu kız hiç yorulmaz mı? Neredeyse 1 saattir durmadan dans ediyor ve her türlü dansı da yapabiliyordu. Artık içeri girmeye karar verdim. Kapıyı açtığımda çok korktu, bu hali biraz şekerdi aslında. Üstünde bir eşofman ve bol bir kapişonlu vardı. Çok terlemişti. Elime kenardaki dolaptan bir havlu aldım ve ona doğru gidip havluyu uzattım.
"Al bakalım bayan yalancı."
"Yalancı mı? Neden öyle dedin ki şimdi?" Diye sordu havluyu alırken meraklı gözlerle bana bakıyordu.
"Hani dans edemiyordun?"
"Edemiyorum ki zaten..." vay be gerçekten dans edemediğine inanıyor olmalı.
"Sana bir sır vereyim mi?"
"Ne sırrı?"
"Sen dans edebiliyorsun, bilmiyorum bunu daha önce söyleyen oldu mu ama"
"Nerden biliyo- hiiii yoksa beni mi izliyordun? Pis sapııık."
Hahahah bu ifadeleri çok komiğime gidiyordu.
"Off saçma saçma konuşma tabiki de kapıyı inceliyordum..."
Bunu söylediğimde gülmeye başladı. Keşke hep böyle gülse??!! Lanet olsun ne diyorum ben???!?!?
"Evet kapı çok güzel" dedi.
Gülümsedim.
-Sarang-
Gülümsemişti... bugün çok samimi ve iyi davranıyordu. Biraz şasırmıştım ve azcıkta mutlu olmuştum ama azcık.
"Bu arada neden beni buraya çağırmıştın?" Diye sordum
"Cuma günü klip çekimlerine başlayacağımız için biraz prova yapmalıyız diye düşünüyorum, sence?"
"Ah evet haklısın, umm.. bir şey soracağım klipte değiştirdiğin bir yer var mı?"
"Aslında yoktu ama şimdi bir dans kısmı da eklemeyi planlıyorum."
"Şey o dans kısmında kim dans edecek?"
"Şirketin başkanı.. sence kim dans edebilir Sarang? tabiki sen ve ben"
Bana.ilk.kez.ismimle.hitap.etti......... kalbim bunu yapmamalı bence...
"Sen ve ben mi?"
Tanrım daha fazla ne istiyor benden bu çocuk :(
"O zaman şimdi kareografi oluşturmalıyız. Öncelikle biraz ısınalım ısınmadan dans edersen sakatlanma riskin var."
Bunu soyledikten sonra bir kaç ısınma hareketi yaptık bu hareketlerle işimiz bitince de kareografiye başladık. Joon bana bir kaç hareket gösteriyordu ben de onlari yapmaya çalışıyordum. Onun önünde dans etmek düsündügüm kadar utanç verici değildi çünkü dalga geçer bir hali yoktu hatta bana yardım ediyordu. Hala anlayamadıgım şey bana karşı neden bu kadar değiştiğiydi, onceden bana duvara sürülmüş bir amele sümüğü gibi davranirken şimdi çok iyi davranıyordu.
Uzun bir sure dans hareketleri üstünde çalıştık ve son olarakta hareketleri birlikte yapacaktık sorun şu ki bu dans biraz Troublemaker(bilmeyen arkadaşlarım için medyadaki video) tarzı bir danstı, eğlenceliydi ama fazla yakındık. Umarım kalbim yine saçmalamaz.
Dans etmeye başladık dansın başında birbirimizden uzaktık, joon yavaş yavaş bana yaklaşıyordu ve arkama geçiyordu işte tam o anda kalbim felç geçirdi dansa devam ediyordum ama kalbim duracak gibi hissettim. Sonunda dans bitti ve suratım kızarmaya başladı. Joonun bana verdiği havluyla yüzümü silme bahanesiyle kızardıgımı saklamaya çalışıyordum. Bunu farketmiş olacak ki gülümsedi.
"Saat geç olmuş."
Amantanrım saat 12'ye geliyordu bu da havanın kararmış olması demek. Joon'dan beni eve götürmesini isteyemezdim ve bunu teklif edeceğinide hiç sanmı-
"Hadi gidelim artık Seni de bırakırım."
"Ama-"
"Itiraz etme zaten yolumun üstünde."
"Nerede oturduğumu söylemedim ki..."
Bunu duyduğuna emindim ama duymamış gibi yaptı.
Otoparka indik ve oradaki tek arabaya bindik. Vay canına bu resmen ultrafantastik bir arabaydı.
Otoparktan çıktık ve evimin nerede olduğunu sordu ben de söyledim.
"Tek başına mı yaşıyorsun?" Diye sordu.
hayir anlamadıgim sey MBLAQle her arabaya bindigimde bu konuyu konuşuyorduk.
"Evet, uzun bir zamandır."
"Bağımsızlığını erken mi kazandın?"
"Evet tam 5 yaşında."
"Nasıl yani?"
"Basit,Ailem beni terk etti ve ben de tek basıma kaldım."
"o zaman ne yaptın?" Meraklı geliyordu sesi.
"Yetimhanede kaldım. Sonra reşit olduğum zaman da yetimhaneden çıktım."
O an yüzüme baktı üzgün görünüyordu
"Üzgünüm... bilseydim bu konuyu açmazdım."
"Hayır sorun değil benim için. Zaten artık alıştım."
"Bunu duyduğuma sevindim."
Sonraki sürede hiç konuşmadık eve geldiğimizde teşekkür ettim o da
"Önemli değil, yarın yine aynı saatte buluşuruz."
"Tamam"
"Iyi geceler"
"Sana da"
Hemen eve girdim ve lambaları yaktım. Neyseki tek başıma dönmek zorunda kalmamıştım.
Dişlerimi fırçalayıp yatağa girdim. Çok yorulmuştum ama zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım bile.
Bugün Çok eğlenceliydi aslında.

♡My Life After MBLAQ♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin