Onu göremezsin Joon

210 12 19
                                    

Bir sağa bir sola bakıyordum. Nereye oturmak istediğimi gereğinden fazla düşünmüştüm sonunda mir yanımdan geçip Joon'un yanına oturdu ben de Seung Ho'nun yanına oturmak zorunda kaldım. Zorunda kaldım dediğime bakmayın bundan şikayetçi değilim tabi ki.
"Biraz uzun zaman olmuştu." Dedi Seung ho gözlerimin içine bakarak.
"Ah haklısın.. doğum günümden beri görüşmedik."
"Bugün Joon'un evine gitmenin gerçek nedeni neydi?" Diye sordu, gözlerinden bu konuda konuşmaktan hoşnut olmadığını anlamıştım.
"Ah.. ben.. aslında şey klibe bir dans kısmı eklendi ve o yüzden bizim de çalışmamız gerekti."
"Anladım. Biraz fazla oluyorum farkındayım ama Joon seni rahatsız ediyor mu? Ediyorsa söyle icabına bakıyim."
"Hayır hayır. Bir sorun yok sen rahat ol."
Joon beni artık rahatsız etmiyordu. Varlığından da rahatsız değildim ama ona karşı bir şey hissettiğimi de zannetmiyorum.
"Daha önce uçağa binmiş miydin?"
"Hayır bu ilk oluyor. Açıkçası azıcık korkuyorum. Heheh" dedim gülümseyerek.
Birden elini elime uzattı ve yavaşça tuttu.
"Sana daha önceden ne dediğimi hatırlıyor musun? Korktuğun her şeyden seni koruyacağımı söylemiştim."
Bunu nasıl unutabilirdim ki? Ama bu şuan olması gereken şey değildi... bir şeyler yanlış geliyordu.
"Aaaa noonaaaaaa~~ ben bu hyungla oturmak istemiyorum hadi arkaya geçip birlikte oturalımmm!!"
Mirin sesi beni cevap vermekten kurtarmıştı. Benim süper kahramanım♡
Joon'un yanından kalktı ve yanıma gelip elimi tuttu. Beni çekiştirerek arka koltuğa sürükledi.
"Aah uzgünüm Seung Ho!!"
Bunu söylemem gerekiyordu en azindan.
Arka koltuğa geçip oturduk mir bana doğru eğilip
"Nasıldım ama noonaa?" Dedi.
Ne yani bu durumdan rahatsız olduğumu anlamış mıydı? Gerçekten süper kahramanım gibiydi.
"S-sen anladın mı?"
Gülümsedi
"Noona seni tanıyalı çok uzun bir zaman geçmedi ama insanları anlayabilme konusunda biraz özel yeteneklere sahibim. Bir de birisi bana bir iki şey fısıldamış olabilir. Hihi" dedi Joon'a bakarak.
Tanrım burada ne oluyor?!
-Joon-
Bir süredir hareket etmeden bir bana bir Seung Ho'ya bakıyordu. Sanki evlenceği adamı seçiyor sanarsın. Alt tarafı uçakta yanımıza oturacak. Tam o sırada Mir arkadan koşarak yanıma gelip oturdu.
Lanet olsun.
Mir iyi çocuktur ama bu yaptığı hoşuma gitmemişti. O kızın hangimizi seçeceğini merak ediyordum.
Mir yanımda dır dır yaparken kafamı gayri ihtiyari Sarang ve SeungHo'nun tarafına çevirdim.
Neden onun elini tutuyordu?!
Kulak misafiri olduğumda da "seni korktuğun her şeyden koruyacağım-"
Hahah korumakmış sen önce kendine bak.
Gercekten bir gün elimde kalacak bu herif. Sarang ona bakakalmıştı. Hemen mir'e dönüp.
"Bir şey yap." Dedim
"Ne yapayım?"
"Herhangi bir şey. Ne olursa"
Sonra mir ayağa kalktı ve Sarangı yerinden kaldırıp arkaya götürdü.
Işte şimdi gönül rahatlığıyla uyuyabilirdim.
-Sarang-
Biraz mirle konuştuktan sonra çok uykum geldi ve uyuklamaya başladım. Mir başımı omzuna yasladı. Bu yaşıma kadar erkeklerden korkan ben şimdi hergün başka bir çocuğun omzunda uyuyordum. Cidden artık bir şeylerin değiştigini hissediyordum. Mesela ben gerçek aşka inanmam. Bence insanlar sadece görünüşe göre aşık oluyor. Seung Ho? Hayır Seung Ho'ya aşık değilim. Onun çok yakışıklı ve çok iyi bir insan olduğunu biliyorum ve bu yüzden ondan hoşlanıyorum sadece, hoşlanmakla aşık olmak arasında upuzun ve kalın bir çizgi vardır bana göre.
~~~~~~~~~~
Namiseom'a varmıştık. Saat gecenin 3:30'ydu ve biz 5'te çekimlere başlayacaktık yani hala 1 saat uyuyabilirdim. Uyuyabilirdim.. eğer bu kadar heyecanlı olmasaydım. Hayatımda ilk defa kameranın önündeki kişi ben olacağım. MBLAQ hayatıma girdiğinden beri artık hiçbir şey eskisi gibi değil.
Otele gidip eşyalarımızı bırakacaktık. Odama geldim ve valizimi açtım, iç çamaşırlarım en üstte duruyordu diğer eşyalarıma ulaşabilmek için-mesela diş fırçam. Hani joonla öpüşücez ya.........- onlari çıkarıp yatağımın üstüne koydum sonra odamın kapısı tıklatıldı. Kapıyı açtığımda karşımda Joon'u gordüm.
"Huh?" Diye garip bir ses çıkarttım.
"Şey son bir kez daha prova yapalım mı?"
"Tabi." Dememle içeriye girdi.
"HAYIIIIIIIIRRRRRRRR!" diye çığlık atıp onu ittim ve ultrafantastik bir hızla yatağımın üstüne atlamıştım. Çok şasırmış olmalı ki bana garip garip bakıyordu.
"Ne yapıyorsun?"
"ARKANI DÖNERMİSİN?!"
arkasını döndü ve ben hemen ortadaki sutyenlerimi ve kilotlarımı çantaya tıktım.
"Tamam geri donebilirsin." Dedim rahatlamış bir sesle. Umarım görmemiştir.
Şarkıyı açtı ve yanıma geldi. Dans ediyorduk ama tam dansın ortasında bir sütyenimin yatağın köşesinde kaldığını farkettim çok dikkat çekiyordu ve Joonun onu görmesini istemiyordum. Dans bitti ve her zamanki gibi joon arkamdaydı ve onu gorebilirdi. Hemen ne yaptığimı anlamadan ters döndüm ona sarılıp başka bir tarafa bakmasını sağladım.
Ahhhh şu kalbim de her işe karışmasa keşke. Bir atmalar bir hızlanmalar falan...
Tam o anda ne yaptığımın farkına vardım. Tanrım her şeyi karıştırıyordum. Bu ne saçma şey böyle bir o sarılıyor bir ben...
"Sarang? Iyi misin?"
Kalbim pır pır ediyordu.
AHAAA BULDUM!
"B-ben karanlıktan ç-çok korkuyorum. Üzgünüm." Dedim ona daha sıkı sarılarak. Bunu yutacağına emindim çünkü etraf çok karanlıktı.
"Ohh. Istersen dışarı çıkabiliriz?"
"O-olur."
Zaten çekimlere 30 dakika falan kalmıştı. Birlikte dışarı cıktık ve etrafta dolaşmaya başladık. Hava serindi ama rahatlatıcıydı ve üşütmüyordu.
"Şimdi daha iyi misin?"
"Evet, özür dilerim. Elimde olmadan birden yaptım. O şeyi.. şeyi işte."
"Sorun değil. Herkesin fobisi olabilir."
Ay şimdide başıma melek kesilmişti.
Buldum. Bence bu çocuk diğer insanların önünde bana kötü davranıyordu ama tek başımızayken iyi davranıyordu. Rol! Oyunculuk! Voaahh benden 10 puan bu oyunculuğa.
Joon'u aradılar çağırmak için. Birlikte çekim yerine gittik. Seung Ho'nun bakışlarını üstümüzde hissettim.
Tam oraya vardığımızda bana verilen senaryoyu yanıma almadığımı farkettim. Heralde buralarda fazladan bir senaryo vardır diye düşündüm ve yönetmene gidip
"Merhaba! Acaba fazladan bir senaryo var mı sanırım ben kendikimi kaybettim de?"
"Merhaba! Üzgünüm sayıyla bastırmıstık. Ne yapsak?"
"Ah şimdi hatırladım benimki odamda kalmış olmalı hemen alıp geleceğim."
"Tamam."
Hızlı adımlarla otele yürüdüm. Digerlerine makyaj yapılıyordu. Hava karanlıktı ama şimdilik sorun yoktu.odama çıktım ve çantamdan senaryoyu buldum. Tam odamdan çıkacaktım ki bir anda heryer karanlığa büründü...

♡My Life After MBLAQ♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin