Noona Nomu Yeppoooo

196 13 23
                                    

Çekimler çok sorunsuz ilerliyordu ve geriye sadece 1 sahnenin çekimi kalmıştı, hepiniz diziler filmler izlediğinize göre bu sahnenin öpüşme sahnesi olduğunu anlamışsınızdır eminim. Şuana kadar senaryo üstümde yırtık bir elbise ve akmış bir makyaj vardı ama şimdi geriye son sahne kaldığı için bir kaç bayan beni alıp karavana götürdüler önce üstümdeki yırtık elbiseyi değiştirip uzun siyah bir elbise giyindim. Elbisenin üstündeki desenler gök yüzünü anımsatıyordu, sanki tüm yıldızlar üzerimdeymiş gibi... Elbisem uzundu ama altlara doğdu transparan bir görünümü vardı. Hava tamamen karardığında çekecektik sahneyi yani daha biraz daha beklememiz gerekiyordu. Makyajım ve saçım yapıldığı zaman, aynaya baktım sonra aynada gerçek benden bir eser aradım ama maalesef geriye bir şey kalmamıştı. Tanrım bu yüzden bu kadar güzel görünüyor olmalıyım... Tüm hazırlıklar bitince dışarı çıktım ve sete doğru yürümeye başladım. Joonun beni görünce vereceği tepkiyi merak ediyordum ama kötü bir yorum yapmasından veya yine eski joona dönmüş olmasından korkuyordum. Arkası dönük bir şekilde sandalyede oturuyordu yavaşça yanından geçecektim ama sevgili maknaemiz Mir çığlık çığlığa bağırmaya başladı
"NOOOOOOOOONAAAAAAAAAAAAAA NOMU YEEPPOOOOOO"(Shinee noona nomu yeppo şarkı sözü anlamayan yoktur herhalde ama yinede soyliyim :D
Koşarak yanima geldi ve tam o sırada Joonun dönüp bana baktığını gördüm.
Durumunu anlatmak için Ağzı açık kaldı demek doğru olur sanırım.
Bir süre baktıktan sonra kafasını çevirdi. Mir sürekli ne kadar güzel olduğumu söyleyip duruyordu. Diger uyeler de aynı şekilde ama Seung Ho pek yorum yapmamıştı sanırım uçaktaki olaydan sonra hala bana kızgındı. Hava karardı ve yönetmen Joonla beni çağırıp sahneyi nasıl çekeceğimizi anlattı.

Joon elimden tutup beni hızla arkasında sürüklüyordu sonra birden durdu, heryer çok sessizdi. Joon beni omuzlarımdan tutup kendisine çevirdi, bir eliyle belimi kavrayıp kendisine çekti ve Baaaaamm dudaklarını yavaşça benimkilerin üstüne koydu. Kalbimi hissetmekte zorluk yaşıyordum, insanlar der ya midemde kelebekler uçuşuyor, işte şuan o kelebekler benim tum vücudumda dolaşıyordu. Hatta o kadar heyecanlandım ki bacaklarım boşaldı ama neyseki ayakta kalmayı başardım. Yönetmen kestik demişti ama joon hala beni tutuyordu ve gözlerimin içine bakıyordu. Resmen gözleriyle ruhuma dokunuyordu. sanırım bırakırsa düşeceğimi anlamıştı şimdi bunun için utanmakla uğraşamazdım. Yavaşça kollarının arasından sıyrılıp herkesi selamladıktan sonra otele geri döndüm. Aslında makyajımı silecektim ama hayatım boyunca hiç bu kadar güzel olduğumu hissetmemiştim o yüzden vazgeçtim ve öyle oturmaya başladım televizyonda hiçbir şey yoktu lanet olsun sadece kafamı dağıtmak istiyordum ama yapacak bir şey bile bulamıyordum Joon'u düşünmekten ... en iyisinin biraz temiz hava almak olduğuna karar verdim ve dışarı cıktım tekrardan, heralde artık resepsiyondakiler beni tanıyordur günde 75 kez girip çıktığım için.
Dışarı cıkıp bir banka oturdum hava çok güzeldi ama havadaki siyah bulutlar insana yağmurun yağacağını düşündürüyordu.

telefonumu çıkarıp semi'yi aradım.

"aloaloalo sevgili sarangcım"
"naber?"
"tabiki iyiyim asıl senden naber? ne yaptın? nasıl geçti? çektiniz mi? y..yoksa seni öptü mü?!?!"
"eyyy yavaş ol, tek tek sor"
"tamam. o zaman nasıl geciyor orada zamanın?"
"iyi." diye yalan söyledim aslında tam yalan sayılmazdı yani zamanım kötü geçmiyordu ama şu son elektrik kesilmesi olayından dolayı hala kötü hissediyordum.
"pekala 2. soru klibi çektiniz mi?"
"evet az önce bitti."
"yani bu joonun seni öptüğü anlamına mı geliyoooor?!"
"bingo" dedim gülümseyerek.
artık kendime itiraf etmenin tam zamanıydı 'Ben Joon'dan hoşlanıyorum' ama bir yandan korkuyordum da sanki ona çok uzakmısım gibi hissediyordum ve ona yaklaşırsam incineceğimden korkuyordum.

"pekii hic bir sey hissettin mi? yani kalp carpintisi heyecan falan?"
tabiki hissetmistim salak mi ne sen de bu kadar yakisikli arti unlu biri tarafindan opulsen sana da olur bu. ama evet benjmkisinin farkli oldugunu ben de biliyordum.
"şey aslında evet. yani Semi sana bir sey soyleyecegim. bir suredir bunun farkindayim ama kendime itiraf etmem biraz zaman aldi."
"nedir o?"
"ben- ben sanırım Joondan hoşlanıyorum. biliyorum bu delilik yani onun ve benim aramda seviye farki var ve biz diye bir şey asla olamaz ama yine de kendime engel olamıyorum..."

tam telefonla konusurken arkamdaki caliliklardan bir ses geldi Semi'ye onu sonra arayacagimi soyleyip telefonu kapattım ve yavaşça arkamı dönüp sesin nereden geldigini anlamaya çalıştım acaba köpek falan mıydı?
çalıların arasından çıkan şey beni şaşırttı.
bu Seung Ho'ydu!
yavaşça bana doğru yaklaşıyordu
"Seung Ho iyi misin? "
rüzgarla yüzüme çarpan alkol kokusu bana cevap vermişti bile.
"Sen içtin mi? sarhoş musun?"
hiç bir şey söylemeden banka oturdu ben de hala banktaydım.
"Hey sana söylüyorum neden içtin?"

"Sarang..."
"efendim?"
"Ya Joon seni kabul etmezse ne olacak? o zaman bana donebilecek misin?"
" ne diyorsun?"
"- ona karsi hissettiklerini bana karsi da hissedebilir misin?"
"neyden bahsettigini anlamiyorum Seung Ho"
"Sarang, biraz içmiş olabilirim aklım da gidip geliyor ama hala seni çok seviyorum, senin o pislige karsi hissettiklerinin aynisini ben de sana karsi hissediyorum ama buna cesaretim yok. araniza girmeye cesaretim yok anliyor musun? seni kaybetmekten ölesiye korkuyorum. ne zaman ve nasil bu hale geldigimi bilmiyorum bile sadece oluverdi."
"Seung Ho sen gercekten ama gercekten cok iyi bir arkadassi-
"lutfen dur Sarang lutfen bana oyle hitap etme, bu kalbimi cok daha fazla kırıyor. Evet belki joon la sen biz diye bir sey olusturamazsiniz ama ben seninle biz diye bir sey olusturmaktan gurur duyarım. seviye farki mi? hahah tanrı aşkına hepimiz insanız ve hepimiz eşitiz inan bana şarkı söylemek dünyayı kurtarmıyor."
biraz sarhos olsa da sozlerinde gerceklik payi vardi. ona karsı ne kadar uzgun hissetsem ve duygularımin icine inip ona karsi hissettigim duyguları bulmaya calissam da artik onlar yoktu, ben artik onu sadece arkadasım gibi goruyor ve ona saygi duyuyordum. bunu yapmayi istemeden ayaga kalktim.
"Seung Ho hadi gel seni odana cikartiyim ve biraz dinlen"
"ISTEMIYORUM!" diye bagirdi bu beni korkutmustu ama caktırmadım. Onu kolundan tutup kaldırmaya calistim ama o kendisi kalkıp beni çekerek duvarla kendi arasına aldı
"Seung Ho ne yapıyorsun?! bırak beni"
"O seni operken boyle demiyorsun ama! Bir kere olsun seni opmek istiyorum yakınımda oldugunu hissetmek istiyorum kokunu icime cekip nefesimi sonsuza kadar tutmak istiyorum Sarang. ben seni cok seviyorum neden anlamıyorsun?"

"ONDAN UZAKLAŞ, ŞİMDİ!"

♡My Life After MBLAQ♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin