02

674 54 86
                                    

Wonwoo nefesini dışarı verdi ve gözlüğünü çıkarıp gözlerini ovuşturdu. Chan'dan geleli birkaç saat olmuştu. Odasına kapanmış geldiğinden beri çıkmayıp düşüncelerinde boğulmuştu.

Tıklanan kapı ile o yöne döndü. Somi kafasını içeri doğru uzatmış ve gülümsemişti. "Laptopını ödünç alabilir miyim?" yanına kız kardeşine masasının üzerindeki laptopı uzattı.

Somi abisinin bu haline karşılık yatağına oturdu ve izlemeye başladı. Bir şeyler anlatmasını beklediğini belli edercesine kaşlarını kaldırdı. "Bekliyorum"

Wonwoo nefesini dışarı verdi sadece. "Kendimi aşırı aptal hissediyorum" dedi.

"Zaten öylesin" Somi kıkırdadı ve kaşlarını çatan bedene baktı. "Tamam kızma hemen, ayrıca aptal hissetmen normal değil mi sence de? Sana en başından söyledim Mingyu'nun sadece eğlencesine seninle sevgili olduğunu"

Bir şey demedi Wonwoo. Dudaklarını birbirine bastırıp kardeşine bakmaya devam etti. "Mingyu senin etrafında olmayı seviyordu sadece"

"Neden teselli etmek yerine daha da üzüyorsun beni?"

"Gerçekleri söylüyorum sadece. İlişkinizde değişen tek şey öpüşmenizdi. Onun dışında zaten yeteri kadar yakındınız. Aşık olan taraf sadece sendin"

Genç oğlan ne derse desin Somi haklıydı. Aşık olan taraf sadece kendisiydi ve Mingyu'nun da öyle olduğunu düşünürdü hep.

"Sana gelen oydu ve bence duygularının da farkındaydı. Ayrılan taraf da o oldu ve acı çeken sadece sen oldun. Ne var şu güzel gülüşünü yüzünden eksik etmesen. Annemler de yok zaten kendimi yalnız hissediyorum o aptal herif yüzünden"

Somi, Wonwoo'nun elini tuttu ve güzel bir gülümseme sundu. "Biraz dışarı çıkalım hadi" dedi. Büyüğünün gözlüğünü de alıp çekiştirerek odadan çıktı.

İkili evden çıkıp kaldırımda yürümeye başlamıştı sessizce. Genç kız, abisinin koluna girmiş ve bir şeyler anlatmaya başlamıştı.

Bu Wonwoo için iyi bir şeydi hem düşüncelerinden uzaklaşıyor hem de kardeşinin planlarını dinliyordu.

Evin yakınlarında sohbet ederek turladılar. Somi'nin Kanada planları hakkında konuşup durdular.

"Yeni birileriyle konuştun mu hiç?" siyah saçlı genç kafasını sallayarak cevapladı. Somi hemen telefonu çıkardığında onu durdurmak için bileğinden tuttu. "Hayır Somi, gerçekten hiç havamda değilim"

"Ya bari arkadaş olun. Üzülüyorum seni böyle gördükçe" nefesini dışarı verdi genç oğlan. "Kim peki?" dediğinde kardeşi kocamanca gülümsemiş ve hemen bir fotoğrafını göstermişti.

"Bizim kampüste, adı Changkyun ve iyi anlaşacağın biri. Bize karşı çok nazik açıkçası sana karşı da aynı olur gibi, yani tam bilemiyorum"

Wonwoo gösterilen fotoğrafa bakıp kaşlarını kaldırdı. "Fena değil" diye mırıldandı. "Kaç yaşında peki?"

"Seninle yaşıt. Ayrıca senden yakışıklı" yine Somi'nin enerjisine yetişemiyordu Wonwoo. "Ben daha yakışıklıyım"

"Gözlüğü çıkarırsan belki" kolunu kız kardeşinin boynuna dolayıp boğar gibi yaptı. "Ne dedin az önce?"

"Öleceğim aptal" çırpınan bedeni bırakıp gülümsedi ve kolunu omzuna attı. "Hesabını attım sana"

"Boşuna uğraşıyorsun"

"Hiç değilse seni takmayan birinden daha iyi bir seçenek"

"Mingyu'yu neden sevmiyorsun sen?"

cry for love -minwonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin