Elinde tuttuğu telefonun ekranını sürekli olarak açıyor ve saate bakıyordu esmer olan. Wonwoo ile konuştuktan sonra yapabildiği tek şey bu olmuştu.
"Aptal" kendine kızarak arkasına yaslandı ve oturduğu yerde yayıldı hafifçe. Ağrıyan ayağı yüzünü buruşturmasına neden olurken nefesini dışarı verdi.
Yaptığı şeyin mantıklı bir yanı yoktu, bunun kendisi de farkındaydı. Neden yaptığını o bile bilmiyorken Wonwoo'ya ne gibi bir açıklama yapabilirdi ki?
Kendisine karşı olan hislerini biliyordu. Bu durum başta sorun yaratmamıştı fakat zaman geçtikte hareketlerini seçer olmuştu. Geçmişte umursamadan onun elini tutup yürümek, sarılmak veya başını omzuna koymak sorun olmuyordu. Wonwoo'nun kendisine karşı olan duygularını öğrendikten sonra bunların ona acı vereceğini düşündü.
Sonuçta her ne kadar bilse bile büyük olanın bundan haberi yoktu. O platonik bir şekilde aşkını yaşarken ona bu şekilde davranmaya hakkı olmadığını düşünüyordu.
Senden başından beri hoşlanan yakın arkadaşına eskisi gibi olmazdın istesen bile.
Bu gerçeği daha fazla ne kadar saklayacaktı kendisi de bilmediği için dayanamadı ve onunla sevgili olmak istediğini söyledi. Kötü bir fikirdi, kendisi de farkındaydı ama sanki başka seçeneği yok gibiydi.
Ona eskisi gibi davranmayı, sarılmayı, el şakaları yapıp kafasını omzuna koymak istiyordu. İstediği de oldu ve biricik hyungu ile sevgili oldu. Zamanla onu seveceğini düşündü.
Başlarda her şey çok iyi gibi görünüyordu. Wonwoo'nun o güzel ve eşsiz gülüşünü görmek içinde fırtınalar koparıyordu. Ondan hoşlanmadığı halde bunu yapmak yanlıştı ve bu yanlışı devam ettirmeyi seçti.
Onu daha çok üzecekti.
Bu yaptığını kendisi de affetmiyordu. Zaman geçtikçe pişmanlık duygusu içini kemirmeye başladı. Her gün kendisini seven adama bakmak bu pişmanlığı yüzüne tokat gibi çarpıyordu.
Ondan ayrılmanın doğru bir karar olduğunu düşündü. Altı ay, sadece altı ay süren bu şeyi bitirmek için Wonwoo ile konuştu ve o günden sonra hiçbir şey olmamış gibi davranmaya başladı.
Tabi hepsi bir rolden ibaretti.
Her gece böyle bir aptallık yaptığı için kendisine kızıyor ve onu ne kadar üzdüğünü düşünüp üzülüyordu.
Wonwoo hyungu onun her şeyiydi. Gençliğiydi, en güzel anılarıydı. Yıllarıydı, mutlu anlarını gülüşüne sığdıran biriydi ve ona böyle bir şey yapmıştı.
Her sabah uyanıp aynanın karşısına geçtiğinde kendisine küfürler savurup lanet okuyordu. Ona bu kadar değer verirken ne yapmıştı.
Geçen her ayrı gün ona karşı olan hislerini gün yüzüne çıkarıyordu. İlk gördüğü andan beri olan ilgisinin boş bir ilgi olmadığı farkına varıyordu.
Wonwoo sessizdi. Dışarıdayken kendi halinde takılır hatta bazen kendi dünyasına kapanırdı ve Mingyu her seferinde o dünyanın içine bir şekilde giriyor ya da onu oradan çekip çıkarıyordu.
Tüm bunların sadece yakın arkadaş oldukları için olmadığını fark etti fakat her şey çoktan geçmişti. O değerli adama sayısız yalan söyleyip yalandan öpmüştü bile.
O lise yıllarına dönüp saf bir şekilde en baştan onu sevmek istiyordu.
Tüm bunlar aklına geldiğinde tiksinircesine yüzünü buruşturdu Mingyu. Kendisini hala affetmemişti ve sevdiği adam affedene kadar da böyle devam edecek gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cry for love -minwon
Fanfiction'Ayrılmış iki sevgilinin hikayesi' •Kim Mingyu x Jeon Wonwoo |02.06.22 |17.08.22 ©chxsewonu