Wonwoo nefes nefese kalmış bir şekilde kendisini yere bıraktı ve nefesini düzene sokmaya çalıştı. "İyi misin?" yöneltilen soruyu mırıldanarak cevapladı.
Bakışlarını tepesinde dikilen bedene çevirdiğinde sarı saçlı olan gülümseyip elini uzatmıştı.
Evet o sarı saçlı olan genç, dün kardeşinin bahsettiği kişiden başkası değildi. Stüdyoya geldiğinde Soonyoung ve onu dans ederken yakalamıştı.
Uzatılan eli tutup doğruldu ve oturur pozisyona geldi. Ellerini saçlarına atıp bacaklarını kendisine çekti hafifçe ve kollarını dizlerine yasladı. Sırtını, yere kadar uzanan aynaya yaslayıp arkadaşlarına baktı.
Odanın bir kenarında Ten ve Soonyoung koreografiler deniyordu.
"Her danstan sonra böyle mi yapıyorsun?" Changkyun'un sorusu ile nefeslini dışarı verdi. "Aslında hayır. Sadece birkaç haftadır tek yaptığım şey yatmak" söylediği şeyden sonra histerik bir gülümseme sundu.
Gerçekten eskisi gibi olamıyordu istese bile. Tek yaptığı kitap okuyup filmler izlemekti. Son zamanlarda daha iyi sayılırdı fakat bedenindeki o uyuşukluğu hala hissediyordu.
"Yapamayacağım" Ten söylenerek dansı bırakıp yanlarına gelirken Soonyoung'un kıkırtısı duyuldu. "Canım çıktı sabahtan beri. Bacaklarımı hissetmiyorum"
Söylenerek yanına oturan bedene baktı. "Senden beklemezdim Ten"
"Bebeğim sabahın dokuzundan beridir dans ediyoruz?" Soonyoung üçlünün karşısına oturup nefesini düzene sokmaya çalıştı. "Neyse ki senden önce pes edenler var" dedi Wonwoo'ya bakarak.
Gözlüklü olan, arkadaşına alttan bir bakış attı. "Kafama taş değdi sanki" dedi elini kafasına götürüp. "Buraya gelmem bile bir mucize" diye mırıldandı bağdaş kurarken.
"Sahi, Mingyu ile aranız nasıl?" Ten'in sorusu ile omuz silkti. "Birbirimizden kaçıyoruz" dedi. "Eskisi gibi olmayı beklemek aptallık olurdu zaten" ellerine bakarak konuştu.
"Mingyu kim?" Changkyun'un sorusu ile Soonyoung doğruldu. "Wonwoo'nun eski sevgilisi" dedi. "Aynı zamanda uzun süredir de arkadaşımız"
"On yıl" diye ekledi Ten. "Friends to lovers?" gözlüklü olan kafasını salladı. "Ama seven taraf sadece bu aptaldı" kısa boylu olan genç söylenerek ayaklandı.
Sessizliğini koruyordu Wonwoo çünkü söylediklerinde haklılardı. Gelen bildirim sesi ile Soonyoung telefonlara bakmaya gitmişti. Changkyun ise yanında sessizce oturan bedene bakıyordu.
Üzgün duran bedene ne söyleyeceğini düşünürken arkadaşları tekrar yanına geldi. Soonyoung telefonu Wonwoo'ya uzatıp "Mingyu mesaj atmış" dedi.
Gözlüklü olanın kalbi deli gibi atmaya başladığında mesaja bakmıştı.
Mingyu
Hyung, evde misin?Ekrandaki bakışlarını arkadaşlarına çevirdi. "Evde miyim?" diye sordu. Ten göz devirirken Changkyun kafa salladı. "Evdesin" dedi. Genç oğlan kendisiyle alay adan bedene bir bakış atıp telefona döndü.
"Neden bunu soruyor ki sana?" sarı saçlı olan sordu. "Geri dönmek için mi?" Wonwoo kafa salladı. "Sanmıyorum, onun için hevesten başka bir şey değildim"
Söylediği şey ortamın sessizleşmesine neden olurken parmakları ekranda gezindi.
Wonwoo
Ne oldu?Cevap beklemek için hala ekrana bakıyordu. "Çevrimiçi ama yazmıyor" diye mırıldandı. "Bunun için üzülecek misin cidden?"
"Ten"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cry for love -minwon
Fanfiction'Ayrılmış iki sevgilinin hikayesi' •Kim Mingyu x Jeon Wonwoo |02.06.22 |17.08.22 ©chxsewonu