çimenlerde sessizlik içinde otururlarken chifuyu'nun telefonunun sesi bunu bozmuştu. telefonu eline aldı ve açtı.
"alo?" dedi. telefondaki kişi hararetli bir şekilde bir şeyler söyledi. chifuyu konuşurken kaşlarını çatıyor itiraz etmek istercesine konuşmaya çalışıyor ama sözü kesiliyordu. sonunda chifuyu dayanamayıp durumu kabullendi ve konuştu. "tamam siktir git" dedi ve telefonu yüzüne kapattı.
baji chifuyu'dan duyduğu küfüre alaylı bir şekilde bakmıştı. chifuyu ise sinirle gelip onun yanına kendini atmıştı. "ne oldu?" dedi baji. chifuyu yattığı yerden yüzünü baji'ye çevirdi. yüzlerinin arasında kalan bir karışlık mesafe onu heyecanlandırsa da bunu sevmişti. "ev arkadaşım.. evde parti verecekmiş sabahı da kız arkadaşıyla geçirecekmiş eve gelmememi söyledi." baji düşünür gibi yaptı. "nerede kalacaksın?" chifuyu gökyüzüne bakmış "herhalde otele giderim arkadaşlarıma rahatsızlık vermek istemem"
baji kaşlarını çatmış, chifuyu'nun çenesini tutup kendine çevirmişti. "öğrenci değil misin sen? oteller ne kadar pahalı haberin var mı? gel bende kal." sinirle konuştuğunda chifuyu neye şaşıracağını bilememişti. "ama.. size rahatsızlık vermeyeyim" baji elini chifuyu'nun çenesinden çekmiş. "artık yalnız yaşıyorum sorun olmaz gel"
chifuyu heyecanlanmış ve mutlu olmuştu ama bunu belli etmemeye çaba gösteriyordu. "tamam teşekkür ederim baji-san" dedi ve koca bir gülümseme sundu adama.
arabada baji'nin evine doğru ilerlerken baji başını cama yaslayıp konuştu. "bugün gelemeyeceğim üzgünüm" her ne kadar sessiz söylemiş olsa da chifuyu duydu ve ona döndü. "ha?" baji sesli söylediğini farkedince utandı.
eve vardıklarında tek kişi için biraz büyük olduğu gözden kaçmıyordu. baji chifuyu'yu kapıda bekletip içeri girdi ve içeriyi biraz da olsa topladı. daha sonrasında kapıyı alıp chifuyu'yu eve aldı. ilk dikkat çeken duvarlardaki tablolardı. evin neredeyse her yerinde baji'nin ve güzel manzaraların çizimleri vardı. baji salonda unuttuğu içki şişesini alıp arkasına sakladı ama chifuyu çoktan görmüştü.
baji chifuyu'yu odaya götürüp dolabı gösterdi. "buradan sana uygun olanı seçebilirsin" dedi ve elindeki şişeyi atmak için içeri gitti. chifuyu utansa da üstüne bir tişört altına eşofman almıştı. bunlar baji'nin bedeninden küçük duruyordu. chifuyu içeri girdiğinde baji koltukta oturmuş telefonuyla ilgileniyordu. chifuyu'yu farkedince telefonu bıraktı ve bir süre chifuyu'ya baktı. onun kıyafetlerini giymişti chifuyu. söyleyemedi bunu chifuyu'ya. çünkü kötü hissedip çıkarmak isteyecekti. "yakışmış" dedi sadece.
chifuyu da gelip koltuğa oturdu ve esnedi. baji bunı görünce "uyuyalım mı?" dedi. chifuyu "olur" diyebildi sadece. baji odaya gidip yatağın çarşaflarını değiştirdi. "sen burada yatıyorsun" daha sonra bir battaniye ve yastık aldı onları da içeri götürdü. "ben de burada" chifuyu itiraz etmeye kalkışmış ama baji o yatakta yatmayı sevmediğini söylemişti. chifuyu ise bir süre sonra anlayışla karşılamış ve uyumaya gitmişti. baji de aynı şekilde gözlerini kapatmıştı.
chifuyu gece çok susamıştı. yavaşça yataktan kalkıp mutfağa gitti ve bir bardak su içti. odaya dönecekken baji'ye bakmak istedi ve açık olan salon kapısından içeri girdi. baji çok güzel bir şekilde uyuyor ve bu chifuyu'nun onu öpmek istemesine sebep oluyordu. chifuyu farketmeyecek zaten diye düşünüp dudaklarına bir saniye de olsa sahip oldu. o anın mutluluğu uyumasına izin vermeyecekti bunu biliyordu ama yine de uyumak için yatağa gitti.
o giderken baji gözlerini açmış ellerini dudağına koymuştu.
sonunda minik bir kaos olacak👍

ŞİMDİ OKUDUĞUN
draw for me, bajifuyu
Fanfictionbaji gülüşünü kaybetmişti. chifuyu ise onun gülüşünü geri getireceğine dair söz vermişti.