drowning

286 36 35
                                        

baji
eşyaların bende kalmış

chifuyu
meşgulüm alamam

baji
getirebilirim

chifuyu
gerek yok

tuhaf konuşmanın sonunda baji telefonu kenara fırlattı. chifuyu gittiğinden beri çizimin renklendirmeleri üzerinde çalışıyordu. aslında o kadar zor değildi ama yanında biri olmasını tercih ederdi. kendini içkilere gömmüş buluyor eski halinden de beter hissediyordu.

chifuyu ise mitsuya'nın mekanına gitmiş yerde yuvarlanıp ağlıyordu. hakkai ona bir tekme geçirse de susmamış onları rahatsız etmeye devam etmişti. mitsuya sabrının taştığını hissetse bile aşk acısı olduğundan umursamadı.

"taka-chan! eğer biz kavga etseydik eşyalarımı ne yapardın?" dedi hakkai. mitsuya döndü ve kısaca düşündü. "sana vermek isterdim eğer chifuyu gibi yaparsan da ablana verirdim" dedi. chifuyu oflamıştı ve koltuğa çıkmıştı. koltuğun üstündeki yastıkları kemirirken içeri giren kişiyle şoka uğramıştı. gözyaşlarını hızlı hızlı silmişti.

"aa chifuyu" dedi baji saçını karıştırırken. odanın her yerini saran ağır içki kokusu yüzlerini buruşturmalarına neden olmuştu. "ben de bunları hakkai'ye vermeye gelmiştim" dedi ve elindekileri uzattı elleri titriyordu. hakkai poşeti açıp baktığında chifuyu'nun eşyaları olduğunu gördü. "işlerin olduğunu söyleyince buraya bırakayım dedim. her neyse iyi günler" dedi ve arkasını döndü giderken chifuyu ona seslendi. "baji-san!" baji duvardan tutunarak arkasını döndü.

"ben de sizin eşyaları kargolamıştım yarına gelir" dedi soğuk bir şekilde. baji "teşekkürler" dedi ve hızlı adımlarıyla kendini dışarı attı.

dışarı çıktığında chifuyu ile tüm ilişkisini kesmiş gibi hissetmişti. şimdi tek isteği doğruca mezarlığa gitmekti.

o günden sonra kendini sadece çizime vermiş elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmıştı. chifuyu ile bir daha karşılaşmamış veya konuşmamıştı. kısa olsa da bu arkadaşlık sona ermiş gibiydi.

sergi için günler günleri kovalarken baji çizimini bitirmiş ve "blackitty" adlı mekana tekrar gitmişti.
sarı - siyah saçlı adam yine patavatsızdı. "hoşgeldin baji! çizdin mi bakalım" dedi.
"çizdim hanma" diyerek karşılık verdi baji.

hanma baji'yi elinden tutup sergide bulunacak çizimlere götürmüştü. birden fazla kişinin çizimleri vardı o ise serginin kurucusu olarak çizimleri öne çıkacak kişiydi. baji tüm çizimlere baktı. onun çizdiği çizimlerin önünde durdu. kendini görmüştü.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

aklındaki tek soru devamlı yankılanıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

aklındaki tek soru devamlı yankılanıyordu. "neden gittin?" gözleri dolunca diğer çizimlere geçmiş, tek bir kelime bile etmemişti. kendi çiziminin bunların arasına gireceğini düşününce utanıyordu ama sonuçta bu bir öğrenci sergisiydi sorun olmayacağını düşündü.

tüm çizimleri incelemeyi bitirince kendi çizimini çıkarmış hanma'ya göstermişti. hanma çizime buruk bir tebessüm ile bakmıştı. baji gözleri dolmuş bir şekilde elindeki tuvali tutuyor dudaklarını dişliyordu. hanma'nın dediklerinden sonra gözyaşlarını serbest bırakmıştı.

"keşke kazutora da bunu görseydi.."

artik o kisinin kazu askim oldugunu ogrendik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

artik o kisinin kazu askim oldugunu ogrendik. hikaye istedigim gibi gitmiyor ama sona yaklastik.

draw for me, bajifuyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin