yasin suresi 7. bölüm

0 0 0
                                    

Evet Yasin'in suresini işlemeye devam ediyoruz. Yasin Suresi'nin otuz dokuzuncu ayeti kerimesinde kaldık. Şöyle buyuruyor.

وَالْقَمَرَ قَدَّرْنَاهُ مَنَازِلَ حَتّٰى عَادَ كَالْعُرْجُونِ الْقَد۪يمِ

Ayın dolaşımı için de konak yerleri (evreler) belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi olur. (39)

Allahutaala bir bir bizim için ayetleri, delilleri sıralıyordu
bizi Allah'a götüren, bize Allah'ı tanıtan ve muhteşem resimler, ressamı anlatacak resimler. Gökyüzü, yeryüzü, güneş, ay, gece, gündüz. Allahutaala bütün bunlardan bir ayet olarak bahsediyor. şimdi bize sunduğu
Bir delil de Allahutaala diyor ki aydır biz onun için menziller takdir ettik. Ta ki o eski durumuna eski bir kurumuş dal sapına döner diyor Allahutaala.

Ay gerçekten insanlar için bir nimettir. Çünkü biz Ay'a bakarak takvimleri ayarlarız. Ve Allahutaala Ay'a öyle bir menazil dediğimiz menzil takdir etmiştir ki biz Ay'ı ilk gördüğümüzde
Işte küçücüktür. Daha sonra büyür büyür dolunay olur. Daha sonra o öyle yavaş yavaş parça parça bir şekilde her gece azalır azalır. En son hilal şeklini alır. Hatta bazen o hilali de geçer. Böyle kupkuru ağaçtaki ince bir dal halini alır. İşte Allahutaala burada
كَالْعُرْجُونِ الْقَد۪يمِ
diyerek bu durumu bahsetmiş bizlere. Allahutaala ne diyor? Ayda hilal de her şeyde Allah'ın emrindedir. Allah'ın emrine amadedir. Bize bunu söylüyor. Ay'da da bizim için düşünecekler için birer ayet ibret ve deliller vardır.Ayetlerin devamında şöyle diyor.

لَا الشَّمْسُ يَنْبَغ۪ي لَـهَٓا اَنْ تُدْرِكَ الْقَمَرَ وَلَا الَّيْلُ سَابِقُ النَّهَارِۜ وَكُلٌّ ف۪ي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ

Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.
(40)

Güneş'in ayı geçmesi yaraşmaz. Yani böyle bir hüküm böyle bir yasak koymadık. Allahutaala
Yeryüzünde yarattığı her şeyi o kadar mükemmel, düzenli ve sistemli yaratmıştır ki ne Güneş Ay'ın önüne geçer.
وَلَا الَّيْلُ سَابِقُ النَّهَارِۜ
Ne de gece gündüzün önüne geçer. Çekil şuradan bir ben geleyim, senin yerine geçeyim demez diyemez. Çünkü Allahutaala sünnetullah gereği kendi kanunu gereği onları böyle bir düzen ve sistem içerisinde var etmiştir.
وَكُلٌّ ف۪ي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ
Yeryüzünde ve gökyüzünde olan her şey Özellikle burada gökyüzünden bahsettiği için bunların tümü bir yörüngede dönüp dolaşırlar.

Yani bugün gök bilimiyle uğraşan insanlar her gün yeni yeni şeyler fark ediyorlar, keşfediyorlar. Rabbulalemin Gökyüzünü o kadar muhteşem yaratmış ve donatmış ki gezegenler ayrı hareket ediyor. Yıldızlar ayrı hareket ediyor. Kimi hem kendi etrafında dönüyor hem başka şeylerin etrafında dönüyor. Bir yörüngeleri var. Ama Allahutaala hepsinin sistematiğini ve ayarlamasını öyle yapmıştır
ki hiçbiri birbirine çarpmıyor ve birbirine zarar vermiyor. O koca boşlukta dolanıp duruyorlar, dolanıp duruyorlar. Işte Allahutaala'nın yaratmış olduğu bu şeylerin tümüne intizam ve düzeni bahşeden tek Rap olduğunu kullarına bu ayetler ile vurguluyor ve sanki diyor ki şu koca gökyüzüne bak. Hepsi benim emrime amade. Sen kimin emrindesin diyor bizlere.

Rabb'imiz başka ayetler de sunuyor

وَاٰيَةٌ لَهُمْ اَنَّا حَمَلْنَا ذُرِّيَّتَهُمْ فِي الْفُلْكِ الْمَشْحُونِۙ

Onların soylarını dolu gemide taşımamız da onlar için bir delildir. (41)

Onlara bir ayet de biz onları yüzüp giden gemide, dolu gemide yüzdürdük diyor. Taşıdık onları diyor Allahutaala. biliyoruz ki Allahutaala bizleri ilkin
Hazreti Adem babamız dolayısıyla yarattı ve yeryüzünde yaymıştır. Ilk atamız Hazreti Adem'dir. Ama bizim ikinci atamız da Hazreti Nuh'tur. Niye? Çünkü Allahutaala yeryüzünde var olan bütün insanlığı Iman edenler hariç ki bunlar da yaklaşık kırk kişidirler. Gemiye bindirerek kurtarmış. Geri kalanların tamamını yeryüzündeki tufan ile boğmuştur. Allahutaala bunda da çok büyük bir ayet olduğunu söylüyor bizlere.

Bu Asırdan Biraz Uzaklaş..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin