Her bayram,bayram namazından sonra uyumayan Ömer.
Bügün de tepeme dikilmişti."Sayın ev sakinleri dikkatle duyrulur!
Pamuk eller cebe!Pamuk eller cebe!"
Boğazını temizleyip devam etti."Heee diyorsanız ki ben de Afitap gibi fakirim.Nakit olmasa da olur,iban numaramı anında yollarım.
Hiç sorun değil,no problem."
Diyerek her zamanki boş konuşmasına devam etti.Gözlerimi açıp derin bir nefes alıp verdim.Sabah namazını kıldıktan sonra tam uyuyacaktım ki benden para istemeye gelmişti.
Tabiki onu kovmuştum!Beni pek sevdiğim uykumdan mahrum edemezdi.Ama onu kovmam pek işe yaramışa benzemiyordu.Daha az önceye kadar bana fakir diyen Ömer,şimdi elime koala gibi yapışmış yalvarıyordu.
"Ne olur ablam!Sevdiğin Altın olsun ablam!Dudduğun muradına ersin ablam!"diyerek bir oyana,bir bu yana kafasını sallıyordu.
Hani bazı dilenciler olurdu ya emek vermeyen, en ufak bir şey dahi satıp parasını kazanmak yerine sadece dilenen.Hani yanına yaklaşmadan önce hiç bir şeyi olmayan ama yanına yaklaşınca ayağım sakat numarası yapan dilenci.
Heh işte o Ömerdi,başka açıklaması olamazdı."Az önce bana fakir diyordun!
Madem fakirim git babamdan iste."
Diye bağırdım,sanırım sesim salona kadar gitmişti.Babam yüksek bir sesle,
"Kızım,ben senden daha fakirim şu an.Ömer'i bana paslama.
Bütün harçlığı mahalledeki çocuklara dağıttım."dediğinde kahkaha attım."Baba üvev evladınım da benim mi haberim yok?"dedi,Ömer sitemle.
Babam,"Sen reşit oldun,yok sana harçlık falan!"diyerek,bağırdı.
Ömer,"Hani evlatlar ne kadar büyürse büyüsün ebeveynlerinin gözünde hala çocuktu."dedi,o da babam gibi bağırarak.
Artık bu konuşmaya dalmam gerekiyordu.
"Paraları alıp arkadaşlarınla
Halil İbrahim sofrası kurarken ,
'ben çocuğum tek başıma gidemem' demiyorsun Ömerciğim."dedim,göz kırparak.Daha on sekiz yaşında bir seksen beş boyu var,bir de çocuk kontejanından yararlanmaya çalışıyordu üç kağıtçı.
Küçül de cebime gir!Gözlerini kısarak baktı gözlerimin içine...
"Babaa ben ne yapacağımızı buldum.
Ablam senin yerinede harçlık versin,
sen ona sonra verirsin."dedi sinsi sinsi gülerek.Babam,onun bu yüz ifadesini görmüyordu.Resmen cüzdanındaki tüm parayı bana ver diyordu.
Eee ben bayram boyunca ne yapacaktım?"Baba senin bu salak oğlun,bütün arkadaşlarına yemek mi ısmarlıyor anlamıyorum.
Bir hamburger menüsü elli lira.
Benden aldığı parayla ülkenin tüm fakirleri doyurulur."dediğimde içeriden babamın kahkaha sesleri geliyorduBir anda Ömer'e doğru dönüp,
"Doğru söyle her seferinde hesapları sana mı ödetiyorlar?"Ömer gözlerini devirip,
"Saçmalama bücür!Alnımda enayi mi yazıyor?Bir kere ödedim sadece.
Sakıp sabancı değilim ki,her seferinde hesaplarını ödeyeyim."Beş numaralı havalı gülüşümü yüzüme kondurup,
"Sakıp Sabancı olan benim,neticede sana verdiğim paraları ancak bir milyoner sahibi verebilir."dediğimde gözlerini devirdi."Tamam abla en zengin sensin.
Artık harçlığımı ver!""Bu ne hanzoluk yaa!Bayramlaşmadan harçlık verilmez."
Dediğimde,tanesi üç metre uzunlukta olan kollarıyla sarıldı bana.
Ben ise kollarım sırtına yetişecek şekilde ona sarıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pide Kuyruğu •Texting•
ChickLitAfitap:Bana bak pide hırsızı! Afitap:Ben o pide kuyruğunda kaç saat bekledim biliyor musun? Afitap:Şu mübarek Ramazan ayında hırsızlık yapmaya utanmıyor musun? Kamer:Ne hırsızlığı, ne diyorsunuz? kamer:Ayrıca pide kuyruğunda ne çalmış olabilirim? Af...