Modern Dünyada büyüye kimse inanmazdı, doğal bir şekilde. Ancak beklenilmedik bir şekilde günümüzden yaklaşık on sene önce insanlar bu gizemli gücü bir anda kontrol edebilmeye başladı. Ama bu gücü eline alan her insan iyi niyetli değildi, insan doğası gereği bu gücü kendi çıkarları için kullanmayı planlayanlar da vardı. Teröristler, suçlular, çeteler... Her kesimden insan bu gücü kolaylıkla belli bir dereceye kadar kontrol edebilir hale geldi. Bir süre sonra toplum içinde güçlerin de artmasıyla bir iyi kötü yargısı oluştu. Ben genel kesimin bakışıyla "kötü" taraftaydım, artık onlara göre kötü her ne ise... Devlet ile birlik olup şirketlerinin kasasına para dolduran "sözde" iş adamlarını birer birer avlıyordum. Yaşamak için elimi kirletmekten çekinmedim, çekinmeyi de düşünmedim, ben sadece emirleri yerine getirdim ve ödememi bal gibi aldım.
*Telefon araması*Şef:"Hey Matthew yeni görevinin detayları burada, gel de göz at."
Matthew:"Geliyorum Şef!"Bu seferki görev kolaydı, 6 zorluk puanı anca gelirdi. Sadece devletin desteğini alan yozlaşmış bir iş adamına ait kaçak bir mühimmat deposunu havaya uçurmam lazımdı. Gir, patlat, çık, bu kadar basitti.
Matthew:"Brad helikopteri hazırlayabilir misin? Görev çıktı da."
Brad:"Hemen hazırlıyorum!"
Rahat bir kalkış oldu, helikopterin devasa pervanesi hızla dönmeye başladı ve yere basan ayakları yavaşça havalandı.
Büyü gücü ya da genel kesimin deyimiyle "Kutsama", on yıl önce bir anda bir grup insanın garip davranışlar gösterip gerçek dışı eylemler ortaya çıkarmasından sonra keşfedildi. Büyü kişiden kişiye farklılık gösterir, bir kişi ellerinden ateş püskürtebilirken diğer bir kişi havadaki gazları kontrol edebilirdi. Ölümcül yeteneklere sahip kişiler tespit edildiği takdirde devlet tarafından ağır bir gözetim altına alınırlardı.
Brad:"Geldik Matt."
Matthew:"Sana son kez söylüyorum beni Matt diye çağırma."
Şu ukala herif... Sinirimi bozuyordu. Şimdi yapmam gereken tek şey içeriye görünmeden girip birkaç işlem yapmaktı. Şefin temin ettiği bina şematiğine gelmeden önce göz attığım için arka kapıyı bulup girmem kolay oldu. Mühimmatların depolandığı bölmeye girmeden önce bölgenin kapısında bekleyen korumayı kenara çekip etkisiz hale getirdim. Yeni stoklanmış patlayıcı ve mermileri kutularından çıkarıp tek tek elden geçirdim. Tam alandan ayrılırken yüksek sesli bir patlama duyuldu. Aslında yaptığım şey görece basitti, mermilerin dışlarına ufak bir miktar aşırı güçlü oksitleyici kimyasal döktüm, böylece mermilerin dış zarfı çabucak oksitlenecek ve geriye sadece barut kalacaktı. Ardından zamanlı bir fitil ve her şey tamam.
*Şefin odasında*Şef:"Gene beni etkilemeyi başardın Matthew, işinin ehli olmak diye buna denir."
Matthew:"Teşekkürler Şef."
Şef:"Bir sonraki görevinin tarihi belli değil o yüzden her daim hazır ol. Her zamanki gibi istersen diğerleriyle beraber akınlara katılabilirsin."
Matthew:"Düşüneceğim..."
Şef:"Peki öyleyse, ödemeni Clara'dan alabilirsin"
Odadan çıkıp ağır adımlarla aşağı kata indim ve muhasebe bölümüne ilerledim. Herkesin yanından geçerken hakkımda söyledikleri şeyleri rahatlıkla duyabiliyordum.
?:"O herifin gücü bile var mı ki? Daha önce Hiç kullandığını görmedim."
?:"Duyduğuma göre çok nadir akınlara katılıyormuş ve gücünü hiç göstermiyormuş, gücünü bilen çok az kişi var. Onlar da sıkı tembihli olduğu için söylemiyorlar..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Full Influence
FantasyGünümüzde kimse büyüye inanmazdı, 10 yıl önceye kadar. Büyünün varlığı dünyayı derinden etkilemişti. Ancak büyü sadece iyilerin elinde değildi. Bu devasa ve dehşet verici gücü kötü amaçlar için kullananlar da vardı. Matthew, yetenek kullanıcılarında...