15 ~

285 35 2
                                    

"Sen şaka mı yapıyorsun lan" çıktı Hajime'nin ağzından. Seishu merakla donuk kalan Hajime'ye baktı ve sordu. "Noldu lan?" Hajime telefonu hemen kendine çekti. "Ben değilim."
Seishu anlamamış bir ifadeyle baktı gence. "Ne sikim demek istiyorsun Hajime?."  Seishu yine telefonu Hajime'den almaya çalıştı ama Hajime geri çekip duruyordu. "Ver lan şu telefonu." Hajime Seishu'ya yalan söylemeyi sevmezdi, ondan bişey saklamak istemezdi. Ama bunu saklayamazdı ki, her türlü açığa çıkcaktı. Belki, belkide yanlıştır? Belki çocuğun babası Hajime değildir. Bunu düşünürken Seishu mesajları okumuştu bile. İkiside sessizleşti. Hajime burun kemerini sıktı bıkınlıktan. Bişey demek istemiyordu. Seishu'ya göz ucuyla baktı. "Seishu, ister inan ister inanma ama böyle bişey yok. Kendimi kanıtlamaktan bıktım." Bir kaç saniyelik sessizleştikten sonra Seishu derin nefes verdi. "Sana inanıyorum." Ve gencin elini tuttu. İkiside çok yorgunlardı olaylardan sonra ve ilk defa huzur bulmuşlardı. "Artık hiç bir şey umrumda değil biliyor musun." Dedi Hajime gözlerini ellerinden ayırmayarak. "Benimde"
bunu derken Seishu'nun aklından uzaklara kaçma fikri gelmişti bir an. Ne düşünüyordu ki zaten, çok saçma olurdu değil mi?
Hajime ayağa Kalkıp saçını düzeltti. Dolaptan sigara kutusunu aldı ve bir tane kendine yaktı. Sigara paketini Seishu'ya doğru uzattı. "İster misin?"
Seishu düşünmeden aldı bir dal. Terlediği için ilk önce tişörtünü çıkartıp atletle duruyordu. İkiside dalmıştı.

"Ran hoşgeldin Senin bu kadar erken çıkacağıni beklemiyordum!"
"Bende beklemiyordum ama ne olduysa oldu artık." Ran bir ağzındaki sigarayı yere atıp ayağıyla söndürdü ve etrafa baktı. Eskiden toplandıkları yerin eşyaların bir kısmı boşalmıştı.
"Buraya ne oldu böyle? Eşyalarımız nerde?"
Wakasa güldü. "Sanzu'nun o sikik uyuşturucu borcunu kapamak için satmak zorunda kaldık. Kusura bakma." Sorun yokmuş gibi başını salladı.
"Duydunuz mu?" Ran anlamamış ifadeyle Wakasa'ya bakıyordu. Wakasa ciddileşti bir an.
"Ne oldu? Bişey mi oldu?" Wakasa bunun üzerine sigarasını yaktı ve içine çekti. "Sanzu hapisaneden kaçmış." 
Ran, Wakasa'nın dediklerine inanamadı. Böyle bişey mümkün olabilir miydi? Sanzu bu, ondan herşey beklenirdi. "Sen ciddi olamazsın." Dedi Ran kısık bir sesle. Ama Wakasa ciddiydi. "Şaka yapcak durumumuz yok, paramız yok, işler zaten kötüye gidiyor, ortada bebek sorunumuz var, ve Sanzu'nun emirleri altındayız." Ran bir kaşını kaldırdı. "Bebek konusu derken?" Ran ciddi dururken onu meraktan çatlatan Wakasa'nın haykırmasını izliyordu. "Senju hamile arkadaşım. Onu kim hamile bıraktıysa anasını ağlatıcam!" Artık ciddileşmişti. Yumruklarını sinirden o kadar sıkmıştı ki tırnak izlerinden eli kanamıştı.
Ran araya girerek Wakasa'yı sakinleştirdi. "Hop hop sakin ol kanka, elbet bişey vardır bunun altında. Herşey ip söküğü gibi ortaya çıkcak merak etme."  Wakasa yüzünü duvara doğru döndü . "Onu bunu bilmem ama çok pis intikam alıcam!" Yumruğunu duvara doğru vurunca iki eli de yara bere içinde kalmıştı. Ama bu onun umrunda bile değildi...



Pırt

𝙍𝙚𝙫𝙚𝙣𝙜𝙚  • Kᴏᴋoɴᴜɪ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin