selamlar sevgili okuyucularım
bu benim ilk kitabım, lütfen ne düşünüp nasıl olduğunu yorumlarda belirtin
ve eğer beğendiyseniz vote atarsanız çok katkı sağlamış olacaksınız
başlama tarihleriniz :
~~~~~~~~~~~~~~~~~
sakin, sessiz ve ıssız sokakların arasında en sevdiğim müziği dinleyerek gitmek çok güzeldi, tabi birinin beni takip etmesine kadar.
çaktırmamaya çalıştım ama bu daha da hızlanıyordu. dayanamayıp arkama döndüm
ben "hayırdır olum, sen kim oluyorsun da beni takip ediyorsun, sapık pezevenk"
adam " yooooğk, kiiim benmiiiğ"
ben "heeeeğ seeeen, olum beni biraz daha takip edersen bacaklarına veda et çünkü kırıcam"
pis gülüşünü sonunda sergilemişti. o iğrenç kahkasını duydum ya :((
kulaklarım -artık ben istifa ediyorum senle çalışmicam yaa- dedi adeta
adam "sen mi benim bacaklarımı kırıcaksın....(gülüyor)..kızım sana dokunsam sen yeri boylarsın bide gelmiş karşıma biciklirini kiririm diyorsun ha ha"
dayanamıcam artık ben buna dalıyorum lan. önce giriş olarak ön tekmeyle başlamıştım ki adam bu tekmeyi yer yemez yere kapaklanmıştı. ayağa kalktığında bana bir yumruk atmaya çalıştı ama yumruğundan kaçıp karın boşluğuna yumruk attım ve ardından kafasından tutup dizimle yüzüne vurdum. vee kazanan beeen yaniii aslı doğan, demeden adam bıçağını çıkarıp bana savurdu lakin yanlış kişiye denk gelmişti malesef.
bıcagı bana saplamak için hamlelerde bulunuyordu bende o tam bıcağı saplamak için bi hamle daha bulunduğunda öndeki kolunu tuttum ve dirseğimi onun koluna geçirdim ardından iki yumruk yüzüne attıktan sonra boğazına bir darbe indirdim yere sonra adam acısından bıçağı yere atmıştı. o bıçağı yere atar atmaz tuttuğum kolundan arkama aldım ve yere fırlattım adam yerde kıvranırken bende polisi aramıştım.
polis geldiğinde ifademi almak için karakola gelmem gerektiğini söyledi bende onayladım. benim ifadem alındıktan sonra odadan çıktım ve yakın arkadaşlarım hemen bana desteğe gelmişlerdi saolsunlar.
ceyda " ne oldu, bize tam olarak anlat güzelim"
akın "bak! Böyle şeyler oldumu bizi çağır sana bişey olsun istemeyiz fındık"dostlarım beni çok düşünüyorlardı seviyordum onları lan.
bizimkiler beni eve bıraktı sonra kendi evlerinin yoluna koyuldular.
eve girdiğimde ağzım bir karış açık evin içine baka kaldım. evin hali neydi böyle, hırsız mı girdi? yoksa eşkiyalar mı bastı evi? her yer birbirine girmişti.
içeriye doğru adımladım. kitaplar, sandaye, kırılmış tabaklar, duvardaki tablolar bile yerdeydi. ama neden? kim yaptı?
biraz daha içeriye doğru gittiğimde benim olmayan bir kitap yerdeydi. bu kitabı daha önce hiç görmemiştim, tozlu kapağı vardı ve baya eski duruyordu.
kitabı elime aldım ve içini açmak istedim ama bir yanım açma diyordu, o yanımı bastırarak içini açtım.
içinde yabancı bir dille bir şeyler yazılmıştı. içini biraz daha karıştırırken içinden bir fotoğraf çıktı, fotoğrafı elime aldım ve inceledim. bir kadın, saçları dalgalı ve güzel bir kadın, kucağında bebeği ve yanında dik duruşlu asil görünümlü bir beyefendi. karı, koca ve minik bir bebek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEK
Fantasycennet ve cehennem arası.. kişinin sonsuzluğa hapsolması.. hayatın savaşında kazanan mı yoksa kaybeden mi olacaksın.. sen kendi Arafını nasıl seçeceksin..