Bölüm 3: gerçekliğe adım 1

22 8 44
                                    

hayatım bir rüya yüzünden değişik bir yola atılmıştı ama bu yolun ne kadar kasvetli olduğunu yeni yeni fark edebiliyordum. hayatım hep düz ve bilinmezliklerle doluydu, şu yaşıma kadar hiç hayatımı sorgulamamış tam tersine hayattan zevk almaya bakmıştım.

içeride boğucu bir hava vardı hiç eve girmek istememiş tam tersine sanki beni öldürmek isteyen celladım içerde ve ben bunu hissediyor gibiydim. evden son sürat kaçmak ve bir daha dönmek istemedim ama biliyordum ki şu anda eve girmek zorundaydım.

içeriye ilk adımımı attığımda sanki ruhum bedenden çekilecek gibi oldu.

içeri doğru adımlarımı hızlandırmaya çalıştım evde bir şey vardı... sanki bir şey burayı ele geçirmişti. 

evin giriş tarafındayken cesaret edip içeriye gidemedim ve hemen akını aradım.

ilk çalışta açmadı ama ikinci çalışta açtı ben bana ne için aradığımı sordu. onun hemen eve gelmesini istiyordum.

10 dakika geçmeden akın evime gelmiş ve açık olan kapıdan içeri girmişti.

"fındık boğucu ve kasvetli bir hava var dedin ama gayet normal evin ne diyorsun sen...hey iyi misin?" diyerek beni dürttü. ama sesi boğuk geliyordu.

bir boğuk hırıltı sesi duydum "akın bu boğuk hırıltı sesini sen mi çıkarttın? az önce sesin boğuk ve uzaktan geliyordu halbuki"

akının yüzüne baktığımda bir şeyler söylüyor ama ben duyamıyordum. sonra hırıltılı ses "sonunda seninle iletişim kurabildim" dedi hırıltılı ve kalın bir sesti 

ama sanki yıllardı tanıdığım bir sesti. konuşamadım, sanki tüm söylemem gereken sözcükleri yutmuş ve konuşmayı unutmuş gibiydim. "aslı senin , ceyda'nın ve akın'ın uyanması lazım lütfen uyan"

sanki tüm cesaretimi toplamış ve konuşmayı bir lütuf gibi kendime bahşetmiştim "ben kimim? ve neden bunları yaşıyoruz?" dedim titrek ama cesaret dolu bir sesle.

"sen kendi arafından kurtulunca tüm gerçekleri biliyor olucaksın" arafımdan kurtulmak? "aslı seni çok özledim, sensiz bir hiçim ben...lütfen geri dön" kasvetli hava yavaş yavaş kayboluyordu ve akının bağırış sesleri ve benimle konuşma çabaları yavaş yavaş geliyordu ama...

seni çok özledim, sensiz bir hiçim ben

aklımda yankılanan sözler beni bir şeylere sürüklüyor ama HİÇ BİR ŞEY BİLMİYORUM, HİÇ BİR ŞEY HATIRLAMIYORUM lanet olsun...

niye ağlıyorum ben.. akının sesi daha net gelmeye başlamıştı. yüzümü ellerinin içine almış ve bana endişeli gözlerle bakıyordu. 

lütfen geri dön.. tam olarak nereye dönmem gerekiyordu? ben aslında kimdim?

"ASLIII kendine gel ne oldu. kendi kendine konuşuyordun. hastaneye gidelim mi?" endişeli gözlerle bana bakan akın benden cevap bekliyordu ama tam olarak nasıl telafüz edecektim duyduklarımı, gördüklerimi...

"akın...bir gerçekle yüzleştim sanırım ama bu gerçeğin ne olduğunu bilmiyorum....her şey kapkaranlık sanki bir şeyler benden alınmış ve..."ağlayarak söylediğim sözlerin devamını getiremedim çünkü tam olarak ne olduğunu bende bilmiyordum.

"tamam tamam önce bir sakinleş sonra konuşuruz fındık" diyerek beni göğsüne çekti ve nazik bir şekilde sarıldı. sonra beni omzumdan tutarak içerideki koltuğa götürdü.

"ben ikimize kahve yapıcam sen burada dinlen tamam mı...bu arada ceyda'yı da arıyorum bu gece seninleyiz". "olur" kısa ve net cevabımla, akın mutfağa geçmişti.

DENEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin