•8•

1.6K 212 10
                                    

Biz delirmiş olmalıyız. Hyunjin ile odama kapı kırmaya gidiyoruz ve sanki bunu her gün yapıyor gibiyiz sanki her gün kapımı kırıyormuşuz gibi.

Hyunjin'in kapımı kırması için bir hizmetci çağırmasını beklerken ani bir şekilde kapıma doğru tekme atıp kapımı kırdı.

"Aptal sadece kilidi de kırabilirdik."

"Böyle daha kolay." Hyunjin kendi odasına adımladığında daha fazla tereddüt etmeyerek kırık kapının tamir edilmesini izlemeye başladım. Annemler gideli 2-3 hafta olmuştu ama hala onlardan haber alamamıştık ne bir mektup ne de yaşadıklarına dair bir kanıt bu beni korkutuyordu ölmüş olacaklarını düşünmek karnımda sancılar oluşmasına, kalbimin sıkışmasına neden oluyordu.

"Ata binelim mi?" Hyunjin adeta ata binmeye aşıktı ama 3 hafta boyunca her gün ata binmiştik zaten artık bundan zevk almamaya başlamıştım.

"Başka şeyler yapalım."

"Pekala beni takip et." Yavaş ama büyük adımlar ile yürüyen Hyunjin'in peşinden gittim yine ata binmişti.

"Ata binmeyelim demiştim."

"Gideceğimiz yere at ile gideceğiz." Hyunjin'in bana uzattığı eli tutup önüne bindim bu sefer ilk kez gördüğüm bir yoldan ilerliyorduk kısa bir süre sonra at durunca attan inip Hyunjin'e meraklı bakışlar attım.

"Dövüşelim." En son dövüştüğümde zaten yeterince dayak yemiştim bide vücudum yanıklar ile mi kaplansın.

"Saçmalama."

"Sana vurmayacağım ama gücünü keşfetmek istemez misin?" Aslında gayet mantıklı geliyordu Hyunjin bu konuda Longer kadar usta olmasa da bana daha nazik davranacağına eminim.

"Nasıl yapacaksın bunu?"

"Benim keşfettiğim şekilde keşfedeceksin sende." Hyunjin hızlı adımlar ile yürümeye başladığında onu takip ettim büyük bir yapının önünde durdu, eli ile yaptığı hareketlerden sonra kapı açıldı gizli kod felan mı? daha fazla sorgulamayarak Hyunjin'i takip etmeye devam ettim bir kılıcın yanına ilerledi çok güzel ve uzun bir kılıçtı Hyunjin kılıcı eline aldığında kılıçtan ışıklar çıkmaya başladı bu kılıcı daha muhteşem gösteriyordu.

"Bu kılıcın adı Refah Nesiller önceki ilk İnsanlar kralının İblisleri yenmek için kullandığı kılıç." Her kelimesinde daha çok şaşırıyordum bu kılıcı Hyunjin kontrol edebiliyor mu? Atalarından kaldığı için bu normal olabilir.

"Al tut." Hyunjin kılıcı elime verir vermez elim adeta yanar dağına atılmış derecesinde yanıyordu ani bir çığlık ile kılıcı yere fırlattım.

"Unutmuşum pardon." Benimle dalga geçtiği yüz ifadesinden belliydi bana gözleri ile güçsüz olduğumu söylüyordu adeta.

"Komik değildi elim acıdı."

"Çıkalım artık buradan biri görürse başımız belaya girer." Hyunjin kılıcı yerine koyup hızlıca bileğimi kavrayıp hızlı adımlar ile dışarı çıktı, ata binip geri saraya ilerledik bu kadar mıydı cidden?

"Hyunjin bana güçleri keşfetmeyi öğretmeyecek miydin?"

"İçimde kötü bir his var." Hyunjin bu sefer çok ciddi görünüyordu saraya gittiğimizde orada askerlerden oluşan bir kalabalık vardı cidden bir sorun vardı orada ve bunu benim fark etmem değilde Hyunjin'in fark etmesi moralimi bozmuştu, istemeden onu kıskanıyordum.

Hyunjin hızlı adımlar ile askerlerin yanına gittiğinde ben arkada kalmıştım. Askerler ile konuşan Hyunjin'in yanına vardığımda şaşırmış ama mutlu görünüyordu.

Dönem /Hyunlix omegaverse/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin