•14•

1.5K 177 39
                                    

Hyunjin'den

Felix ile beraber hastanede babamın gönderdiği karpuzları yiyorduk. Felix çatalını bırakıp bana döndüğünde ağzımdaki lokmayı hızlıca yutayım derken boğazıma kaçırmıştım. Yüksek sesle öksürürken Felix benim sırtıma vuruyordu. En sonunda lokmayı boğazımdan sapa sağlim geçirdiğimde Felix'e döndüm.

"Felix sırtımı kıracaksın."

"Üzgünüm." Felix geri yerine geçtiğinde ona boş gözler ile bakmaya başladım.

"Hastaneden kaçalım mı çok sıkıcı."

"Ne hayır asla, Hyunjin hala iyileşmedim ya bir yerde fenalaşırsan napıcaz?"

"Fenalaşmam ben."

"Sabah düşmüşsün?" Gözlerimi pörtletip Felix'e döndüm, o nereden öğrenmişti ki bunu?

"Sen nerden biliyorsun?"

"Doktor söyledi." İçimden doktora sövüp tekrar Felix'e döndüm.

"Doktora ne zaman taburcu olacağımı da sordun mu?"

"Evet eğer iyi olursa 2 gün ama düşmeler devam ederse 2 haftayı bulur dedi." Artık düşsem bile o butona basmayacaktım. Felix'e baktığımda son karpuzu ağzında çiğneyip pencereden dışarı bakıyordu.

"Bundan sonra ne olacak sence?" Sorduğu soruya karşılık sadece anlamamış bakışlar atıyordum neyi ima etmeye çalışıyordu?

"Saraya geri döneceğiz yani başka ne olabilir ki?" Felix gözlerini camdan ayırmayıp hüzünlü bakışlarını sundu güneşe.

"Ya diğer taraf, Haniellerin köle olduğu o taraf?" Felix'i hala anlamıyordum ona sadece şaşkın bakışlar atarken o kafasını bana çevirmiş çillerinin üstünde süzülen göz yaşlarını sunmuştu.

"Bilmemiş gibi yapma Hyunjin." Hala neyi demeye çalıştığını anlamıyordum.

"Felix gerçekten ne demeye çalıştığını anlayamıyorum."

"Diğer taraf Haniellerin köle olarak kullanıldığı taraf. Diğer insanlar topluluğu." Felix'in dediği ile gözlerimi fal taşı gibi açmıştım, bundan benimde haberim yoktu.

"Tek insan topluluğunun bizim olduğunu sanıyordum."

"Hayır Hyunjin. Gördüm onları bizim kadar büyük bir topluluktu 10 milyon civarında halkları vardı ve Hanieller.." Felix'in ağlaması şiddetlendiğinde neyi kastettiğini anlamıştım.

"Bende ilk kez duydum gerçekten."

"Sen arkadaşlarınla konuşurken ben saraya gitmiştim sonra..." Felix hıçkırmaya başladığında ona kocaman sarıldım.

"Sonra?"

"Savaş açacaklarmış.." Şimdi Felix'in neden ağladığını anlamıştım. Yine köle olarak kullanılmak istemiyordu, savaştan korkuyordu.

"Merak etme Felix bir yolunu bulur savaşsız hallederiz."

~~~~~

Günler su gibi akıp geçmişti Felix ile bilmem kaç günün sonunda eve dönüyorduk. Saraya varır varmaz atlı arabadan inip beni kapıda bekleyen annem ve babama sarıldım.

"Kraliçe Jisung ve Kral Minho bizi salonda bekliyor hadi." Annemin sesi ile merdivenlerden yukarı çıkmaya başladık salonda yine bir gerilim vardı. Koltuklara oturup babamı dinlemeye başladım.

"Diğer insanlar halkını biliyorsunuzdur, Haniel ırkına bizim kadar anlayışlı olmayan taraf. Orası ile itibara geçtik anlaşmanın bir yolunu bulacağız biz ne kadar savaşa hazır değilsek onlar da değil. Bu yüzden konuşarak çözmeye çalışacağız orada yaşayan Hanielleri bizim tarafımıza almayı teklif edeceğiz karşılığında ise istediği şeyleri onlara vereceğiz." Babamın yine en iyi çözüm yolu bulacağını biliyordum. Ben ne kadar babama güvensem de Felix güvenmemişti yerinden kalkıp babama döndü;

Dönem /Hyunlix omegaverse/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin