•12•

1.5K 198 44
                                    

Savaş alarmı devam ederken Hyunjin beni bileğimden tutmuş aşağı kata sürüklüyordu. En aşağı indiğimizde Kral Hoo'nun kucağındaki battaniye dikkatimi çekmişti. Hyunjin hızlıca battaniyeyi açmış içindeki kılıcı almıştı. Ben ise gelmek istemiyordum bu yüzden sarayın en alt odasında Taemin ile duruyordum. 'Korkak mısın?' Kulağıma fısıldayan ses ile hızlıca ayağa kalktım beni terk ettiğini sanıyordum. 'Artık bir şeylerin vakti gelmedi mi o 4 yıldan hiç mi ders çıkarmadın.' Doğru söylüyordu. sırtımın ne kadar acıyacağını umursamayarak kanatlarımı tekrar çıkardım. Sırtımın acısı ile diz çökmüş çığlık atıyordum ama değecekti. Taemin'i bir görevliye emanet edip savaşın yapıldı yere doğru yürümeye başladım. Hem onlardan intikam alacak hemde canlılara güçsüz olmadığımı gösterecektim. Savaş alanına vardığımda Şeytan kraliçesi ile savaşan Hyunjin ve Longer'ı gördüm babam ve Kral Hoo ise başka bir canlı ile dövüşüyordu Kraliçe Eun ve annem şeytan askerler ile dövüşüyordu asker çok yoktu zaten. Askerlerimiz küçük olan şeytanlar ile savaşıyordu ben ise baka kalmıştım sadece, buraya geldim ama şimdi ne yapacağım. 'Sadece onların sana yaptıklarını düşün ve onlara yapmak istediğini.' Hızlı ve büyük adımlar ile yürüyüp Şeytanlar Kraliçesinin yanında durdum bana kafasını çevirdiğinde diğerleri de bana kafasını çevirmişti, Longer hızlıca Şeytanlar Kraliçesine vurmaya çalışsada geri tepmişti. Yere inip bana yaklaşmaya başladı.

"Kimler gelmiş?" Babamların savaştığı yaratık da yere inip yanıma gelmişti şimdi tüm gözler bendeydi.

"Kanatların gibi kafanı da keseceğim." Şeytan Kraliçesinin dediği ile sırıtıp kafamı hafif kaldırdım sonrasında ise sakladığım kanatlarımı gün yüzüne çıkardım.

"Acıtmış olmalı değil mi?"

"Buna değer."

Şeytanlar Kraliçesi havalandığında bende ona uyup hızlıca ayaklarımı yerden kestim sadece yapmam gereken kafasındaki tacı almaktı ama ona yaklaşmak bile çok zordu. Tüm hamlelerim geri tepiyordu en sonunda geri yere yapışmıştım. Şeytanlar Kraliçesi de yanıma inip çenemden tutmuştu.

"İlk önce kanatlarından mı başlasak, ikinci kez."

Hyunjin, Şeytanlar Kraliçesinin yere inmesinden faydalanıp ona kılıcı ile vurmuştu. Kraliçe ilk önce duraksamış sonra gözlerini pörtletip Hyunjin'e dönmüştü.

"Refah kılıcı mı o?"

"Ta kendisi." Hyunjin saldırmaya başladığında Kraliçe de ona karşılık gösteriyordu belki saatlerdir savaşıyor olabilirler Hyunjin için kafasındaki tacı almak çok kolay olabilirdi ama ben söyleyememiştim sadece donup kalmıştım. İkiside çok yaralıydı özellikle Hyunjin bir darbe daha alsa ölecek gibiydi her yerinde kan vardı daha fazla dayanamayıp ayağa kalktım ve Kraliçenin başındaki tacı aldım. Kraliçe yaptığım ile Hyunjin'e son darbesini atmış sonra ise tuz ile buz olmuştu buradaki tüm şeytanlar. elimde ise ondan kalan taç vardı. Hızlıca yerde kanlar içinde yatan Hyunjin'in yanına gidip onu dürttüm.

"HYUNJİN!" Hyunjin'e sarılıp kanatlarımı serbest bırakmıştım Hyunjin'in kanı ile kaplanmışlardı..

Ailem hızlıca yanıma gelmişti Kraliçe Eun'un ise elleri titriyordu, her yeri titriyordu. Sonrasında ise Hyunjin'i ilk yardım merkezine götürmüşlerdi.

Hyunjin'den

Gözlerim kapanmadan önce son gördüğüm Felix'in Kraliçenin kafasının üstündeki gösterişli ve siyah tacı almasıydı sonrasında ise aldığım darbe ile yere yapışmıştım. Gözlerimi açtığımda ise bembeyaz bir yerdeydim. İlk başta buranın ölümden sonraki evren olduğunu düşündüm ama olamazdı ben ölemezdim, daha hazır değildi bundan emindim.

Dönem /Hyunlix omegaverse/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin