Mezuniyet Balosu

0 0 0
                                    

Lucy ve Suzy uyandı ve "Geldik mi?" diye sordu Suzy.

"Galiba evet." dedi Lucy ve Marco'yu uyandırmak için onu salladı. "Marco hadi uyan. Geri geldik."

Marco uyandı. "Sonunda..." dedi ve Lucy'ye sarıldı.

Suzy ise Daniel'i uyandırmak için onu salladı. "Daniel geri geldik."

Daniel uyandı ve "Bu hem tuhaf hem harika bir şeydi."

"Biliyorum." dedi Suzy.

O sırada Marco'nun telefonu çaldı. "Mason arıyor." dedi bıkkın bir şekilde. Telefonu açtı. Hoparlörlere tıkladı. "Merhaba Mason."

"Buraya gelin... Hemen." dedi Mason ve telefonu kapattı.

"Bu ne kadar kötü bir şey?" diye sordu Daniel.

"Bunun cevabını ben de bilmiyorum." dedi Marco.

...

"Birinci yanlışlıkla olabilir. Kabul ederim. Ama nasıl ikinci kez gittiniz?" diye sordu Mason sinirli bir şekilde.

"Bir şeyi düzeltmek istiyorum. Bu benim için ilk seferdi." dedi Marco utangaç bir şekilde.

"Öyle mi Marco? Kusura bakma... Ben senin anne ve babana kaç tane yalan söylediğim hakkında bir fikrin var mı?"

"Az önce de aynı şeyi söyledin." diye fısıldadı Marco.

"Bu arada bu kim?" diye sordu Mason Daniel'i göstererek.

"Erkek arkadaşım Daniel. Aradığın zaman yanımdaydı." dedi Suzy.

Mason sakin olmaya çalıştı. "Bakın çocuklar benim kızdığım nokta sizin oraya gitmeniz değil. Hatta bazen kendi isteğinizle bile gidebilirsiniz. Ama Stan kendi gücünün tehlikeli olduğunu söyledi. Neyse ki çok dikkatli bir şekilde yaptığı televizyona gelmişsiniz."

"Dur bir dakika. O ne demek?" diye sordu Lucy.

"Geçen yıl Stan ile konuştuk. Sizin çok şanslı olduğunuzu söyledi." dedi Mason ve gözleri dolmuştu.

"Bunu neden bize söylemedin?" diye sordu Lucy.

"Çünkü geçen yıl bunun ilk ve son olduğunu sanıyordum." dedi Mason. "Ama tabi o olaydan sonra tedbir almış."

"Bu iyi bir şey değil mi?" diye sordu Lucy.

"Evet öyle." dedi Mason. "Bu arada ben bir şey duydum."

"Kim söyledi?" diye sordu Marco.

"Zeus."

"İyi de ona..." dedi Lucy. "Seni öldüreceğim Ares."

"Abartmayın. Hem ben birlikte olacağınızı zaten anlamıştım." dedi Mason.

"Ne zaman?" diye sordu Lucy.

"Marco boşu boşuna birine güvenmez." dedi Mason imalı bir şekilde.

"Genellikle anne ve babalar rezil eder. Abi gibiler sadece dinler." dedi Marco utangaç bir şekilde.

...

"Bu eli tuttuğuma hâlâ inanamıyorum." dedi Marco.

"Ben de öyle. Ama bu eli bırakmak yok değil mi?" diye sordu Lucy.

"Tabi ki de hayır. Sen benim prensesimsin. Seni çok seviyorum."

"Ben de seni çok seviyorum."

Arkadan bir alkış sesi geldi. "Ne büyük bir aşk."

"Sen yine ne istiyorsun?" diye sordu Marco sinirli bir şekilde.

"Seni gördüm. Bir selam vermek istedim. Olamaz mı?" diye sordu Kevin.

"Olamaz. Çünkü selam vermek için arkadaş olmamız gerekiyor ve biz seninle arkadaş değiliz." dedi Marco.

"Tamam o zaman." dedi Kevin ve gitti.

"Sakin ol." dedi Lucy. Ama Marco hâlâ çok sinirliydi. O yüzden Lucy Marco'yu öptü. "Daha iyi misin?"

"Sen yanımda ol. Ben her zaman iyiyim."

...

Balo günü

"Akşam için hazır mısın?" diye sordu Suzy.

"Bilmiyorum." dedi Lucy heyecanlı bir şekilde.

"Merak etme. Derin bir nefes al ve olayları akışına bırak. Tamam mı?"

"Senin için demesi kolay. Ne de olsa sen zamanında sevgilinle değil, en yakın arkadaşınla gittin."

"Abla ile dalga geçme. Ayrıca Chris fena değildi."

"Eniştem bunu duymasın."

"Sen söyleme o da duymasın."

"Bunun bedeli ağır olur."

"Ne istiyorsun?" diye sordu Suzy bıkkın bir şekilde.

"Zamanı gelince konuşuruz." dedi Lucy ve telefonu çaldı. Marco arıyordu.

"Ben gidiyorum. Sen rahat konuş." dedi Suzy ve odadan çıktı.

Lucy telefonu açtı ve "Alo."

"Nasılsın sevgilim?" diye sordu Marco.

"İyiyim sen nasılsın?" diye sordu Lucy utangaç bir şekilde.

"Ben de iyiyim... Şu anda yanında olup o kızaran yanaklarını öpmek isterdim."

"Bunu nasıl yapıyorsun?"

"Neyi?" diye sordu Marco ukala bir şekilde.

"Bence sen gayet iyi biliyorsun... Beni uzaktan bile utandırabiliyorsun. Bir de utandırdığını biliyorsun."

"O da benim sırrım olsun."

"Sen çok mu ukala olmaya başladın?"

"Tamam, tamam kızma... Akşam görüşürüz prensesim."

...

"Bu kostümlerde size tam olmuş."

"Biliyorum anne." dedi Lucy.

"Acaba neden?" diye sordu Suzy. Lucy Suzy'nin kolunu cimcikledi.

"Neyse biz gidelim." dedi Marco.

"Geç kalmayın."

"Merak etme baba." dedi Lucy ve evden çıktılar.

"Bugün için babamın arabasını aldım." dedi Marco ve kapıyı açtı.

"Teşekkür ederim." dedi Lucy utangaç bir şekilde ve arabaya bindi.

...

Okulun önüne geldiler. "Heyecanlı mısın?" diye sordu Marco.

"Hem de çok..." dedi Lucy heyecanlı bir şekilde.

Marco Lucy'nin elini tuttu. "Rahat ol. Ben senin yanındayım."

"Sence hangi kılığa girdiğimizi anlayacaklar mı?" diye sordu Lucy ama sanki cevabı biliyordu.

"O kadar da zeki değiller. Sanmıyorum. Ayrıca Hunter değilim ama benimle aynı fikirde olduğunu biliyorum."

"Tamam o zaman." dedi Lucy ve arabadan indiler. Okula girdiler. Herkes onlara şaşkın bir şekilde bakmaya başladı. "Bu bakışları tahmin ediyordum."

"Ben de ama boş ver gitsin. Eğlenmene bak." dedi Marco ve Lucy'nin elini tutup onu kendi etrafında döndürdü.

Başka Bir Boyutta 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin