|Anıl|
"Oğlum kes sesini artık ya!"
Diye bağırarak güne başlayan matematik hocamız sağ olsun kulaklarım kanıyordu. Hem ilk iki dersimiz onunlaydı hem de sabah sabah bizim aptalların azar yemeleri çekmek zorundaydım.
"Bu soruyu özel üçgen ile de yapabilirsiniz ya da pisagor teoriminden de yapabilirsiniz-"
"Oğlum geçen kafama kuş çarptı amına koyayım.. "
Dersle asla alakası olmayan işleri becermekte usta olan Akın, yine yaptı yapacağını işte.
"Akın'cım" diye seslenen hocaya gözlerimiz kayarken, Akın "Buyrun hocam?" diye cevap verince matematikçi sinirden gülüyordu "Bu soruya yıldız at evladım." Akın anlamadığı için yine konuşuyordu "Atayım hocam da neden?" hepimiz hocaya bakarken "O yıldız sınavda sana kayabilir evladım." demişti ve dersine devam etmişti.
Teneffüs çaldığında sonunda rahatlamıştım ilk iki ders bitmişti ve şimdi iki ders edebiyatımız vardı. Ders eşyalarımı çıkardığım da bizimkiler beni izliyordu.
"Sen niye normalsin amına koyayım?" diyen Akın'a gülerek karşılık verdim. Grubumuzun en sakini bendim, bizim çocuklar ne zaman bir belaya bulaşsa ya da aptallık etseler ben olayda en son akıllara gelecek kişiydim. Kişiliğim sağ olsun baya minnoşumdur ama yine de benimde içimde sakladığım biri olabilir "Sessizlerden kork aslan parçası." dediğimde 'siktir git' der gibi bakıp masaya oturdu.
Sınıftan içeri koşarak giren Oğuz'a gözlerim kaydı -Kendisi aynı zamanda sıra arkadaşım olur ve bizimkilerden en çok onu seviyorum.- nefes nefese kalmış inip kalkan göğsünü tutuyordu "Noldu oğlum Ruhi aşkım mı peşinde yoksa?" diye ortaya atılan Erdem gülüyordu. Ruhi bizim okul müdürümüz olur, çok severiz aşk böceğimizi(!)
Oğuz kendini toplayıp "Ne Ruhisi ya, ders boşmuş onu söyleyecektim." dedikten sonra sınıfta bir ses patlaması olmuştu, niye anırıyorsunuz...
Kendini yan sırama atan Oğuz'a baktım, baya koşmuş olmalıydı çünkü öğretmenler odası okulun diğer binasının en üst katındaydı.
"Su içmek ister misin?" diyip kendi suyumu ona uzatmıştım gülümseyerek elime uzandı "Sağ ol Anıl." gülümsedim "Rica ederim."
Boş dersin verdiği rahatlıkta gözlüklerimi çıkardım ve kafamı sıraya koydum. Saçımda bir kıpırtı hissettim, Oğuz saçlarımla oynuyordu.
"Koyun gibisin lan kıvır kıvır." kafamı kaldırıp ona baktım ve elimi saçlarına götürdüm "İnek yalamış gibisin sende." gözlerini devirip elini saçımdan çekmişti.
"Ah.. oğlum- lan rahat dursana piç kurusu." noluyor diye Oğuz ile beraber döndüğümüzde Akın ve diğer Akın birbirlerini çekiştiriyordu. "Dur lan sikmem seni ne kaçıyorsun." diye karşılık veriyordu. Matemetik dersinde hocayı sinir eden Akın'a genellikle Kaya diyorduk -soyismi diye- diğeri de sadece Akın'dı.
İkisinin kavgası büyürken Erdem ve Eren araya girmişti.
"Lan oğlum Ruhi gelicek şimdi sesinize rahat durun." Erdem derdini anlatmaya çalışırken Eren de ayırmayı denerken Ruhi içeri girmişti "Ne yapıyorsunuz lan siz hayvan herifler!" diye bağırırken Kaya araya girip "Hocam arkadaşla şakalaşıyoruz ya değil mi..?" Akın kafa sallayıp "Evet hocam biz öyle anlaşıyoruz" Ruhi sesli bir nefes verip "Hayvanlar bile koklaşa koklaşa anlaşır ulan..." Kaya ise Akın'a sırıtıp "Bizde mi koklaşsak lan" Akın ise anlamayarak bakarak "Siktir git lan sikersin sen beni." Ruhi hoca son dediklerini duymadıkları için şanslıydılar. Yoksa kim kimi sikerdi inanın ben bile kestiremezdim.
"Size ceza ödevi veriyorum." ikisi birbirine bakarken devam etti Ruhi hoca "Sınav haftası bitişinde Hacivat ve Karagöz tiyatrosu yapacaksınız" Kaya'nın gözleri açılmıştı "Hocam nerde yapıcak-" lafı bitmeden Ruhi hoca devam etti "Bahçede evladım tüm sınıflar sizi izlerken." dedi ve kapıyı çarparak gitti.
Akın ve Kaya aynı anda birbirlerine baktılar
"Ulan Ruhi... olmayan ruhunu sikeyim." aynı anda söyleyip beraber sıraya oturup kalan diğer tüm dersleri uyuyarak geçirdiler ve bende Oğuz'u izleyerek.
