E GİDELİM AMK

15 2 0
                                    

|Anıl|

Ah evet uzun bir hafta sonrasında son sınavımı da vermiş bulunmaktayım. O kadar sıkıcı ve tuhaf bir haftaydı ki bittiği için şükürler ediyordum. Tatile gireceğimiz içinde baya mutluydum, kafa dinlemek için harika bir zaman.

Sınavlar bittikten sonra ise bizimkiler bile rahatlamıştı, tabii en çok rahatlayan Akın ve Kaya'ydı çünkü hacivat ve karagöz oyunları iptal edilmişti.

Okulun son saatlerinde beden dersindeydik, bu haftadan sonra okula kimse gitmeyeceği için tatil planı hakkında konuşuyorduk.

"Ee beyler bu sene nereye gidiyoruz?"

"Ülke sınırlarına çıkmayalım hatta direkt ev bahçesi sınırlarından çıkmayalım derim."

"Niye amına koyayım?"

"Ya oğlum geçen sene Marmaris'e gittik, bu Bedirhan vasıfsızı bot gezisi zannedip bota binip ülkeyi terk etmişti ya... Unuttun mu yoksa?"

"Unutur muyum amına koyayım Bulgaristan'da bulduk piçi..."

"Kesin be." diyerek araya giren Bedirhan'a hepimiz gülmüştük. Aptal orospu çocuğu ya...

"Antalya?"

"Sıcaktan eriyelim istersen? Olmaz."

"İzmir?"

"Saat kulesine mi çıkıcaz amına koyayım? Hayır."

"Ankara?"

"Deniz yok."

"Ananın amı?"

"Geri dönesim yok memlekete."

"Siktir git!"

Hepimiz birbirimize bakarken gözlerim Oğuz'a kaymıştı, bir şeyler düşünüyor gibiydi.

"Benim dağ evine ne dersiniz?"

"Ayılarla ebelemece oynamak için mi?"

"Rahat yer diye dedim gerizekalı, havuz bile vardı hem."

Herkes birbirine bakarken Emircan kendi fikrini söylemişti.

"Bence olur, hem ben ilk kez gitmiş olurum."

Hepimiz onu onaylayınca karar vermiştik, umarım iyi bir tatil olur yoksa ayılarla anlaşma yapmak için hazırlık yapmaya başlayacağım.

"Beyler gitmeden bir yere uğrayabilir miyiz?"

Hepimiz birden Akın'a dönmüştük. Kaya ise meraklı şekilde onun yanında bitivermişti.

"Buyur?"

"Ya biz, daha doğrusu ben Sare isimli kıza çarptım ya motoru falan tost oldu kızın."

Deniz bu sefer merakla yaklaşıyordu.

"Evet hatta anası bile si- yani evet tost oldu."

"Sağ ol Deniz içimize su serptin."

"Ne ya?"

"Neyse, işte diyorum ki.. yenisi mi alsak?"

"HANGİ PARAYLA AMINA KODUĞUM HANGİ PARAYLA!" diye çıkışan Erdem'i tutmuştuk. Bu sözlü atışmalarına engel olamamıştı ama.

"Deli orospu çocuğu rahat dur!"

"Benden beş kuruş bekleme o zaman."

"Sende beş kuruş varsa zaten sakla amına koyayım."

Akın böyle diyince Erdem koca bir 'hıh' çekip başka yöne dönmüştü. Erdem'in ateşi sönünce bizde rahat bir nefes almıştık. Adalet meleğimiz Emircan ise bir fikirler hepimizi etrafına toplamıştı.

"Beyler, Akın'a destek olmayız."

Erdem ufak bir homurdanma sunmuştu bu cümleye karşı.

"Sözüm meclisten dışarı Erdem endişelenme sen." diyerek tekrar bize dönmüştü.

"Az çok demeyelim elimiz boş geçmeyelim be yakışıklı abilerim." Akın tam bir çiçekçi teyze gibi konuştuğu için hepimiz gülerek bu yardım isteğini kabul etmiştik. Akın ise yeşilçam drama sahnelerindeki kadınlar gibi kendini Kaya'nın üstüne atıp ağıt yakmıştı.

Bu dönemin son beden dersi olduğu için biraz vakit geçirmek fena olmaz diye düşünüp sahanın etrafına yayılmıştık. Tabi ben kenarda kalmayı planlamıştım ama ayağımın dibine gelip duran basket topuyla bakışmam bir olmuştu.

"Prensim, yüksek ricalarınızla topu bana geri atabilir misiniz?"

Yerdeki topa bakan kafamı kaldırıp ileride duran Oğuz'a odaklanmıştım. Hangi ara gidip almıştı bu topu? Ki yine o tuhaf kelimeyle bana sesleniyordu. Kafamı ayılmak için iki yana salladım ve eğilip topu aldım. Geri kalkarken üzerime bir gölge düşmüştü.

Oğuz bana tepeden bakıyordu resmen. Ne yedin içtin söyle de yanlışlıkla yiyip içmeyeyim amına koyayım.

"Top?"

"Buyur." diyerek topu uzattığımda hemen alıp kolunun altına koymuştu bile.

"Teşekkürler Prensim."

"Neden bana böyle sesleniyorsun?"

"Prenssin."

"Ne alaka?"

"Halkına yani bana yardım ettiğin için."

Anlamayarak ona bakıyordum. Sınavdaki kağıtlar yüzünden mi?

"Sınavda mı kaldın sen hala?"

"Bazı şeyleri yeni fark ediyorum da, ondan yani."

"Bi sik anlamadım."

Gülerek yanağımdan bir makas almıştı, birkaç adım geriye giderek topu iki kere sektirmişti.

"Var mısın?"

"Asla."

"Ama neden?" küçük çocuklar gibi ayaklarını yere vurmuştu. İstediği hemen olsun istiyordu.

"Galata kulesi gibi adamsın git başka birini bul."

"Manzaram güzel yani?"

"Anlamadım?"

Sıkkınlıkla nefes vermişti.

"Geliyor musun gelmiyor musun?" Fazla istekli ve davetkar baktığı için elimde olmadan kabul etmiştim.

"Fazla yüklenme yersin terliği kafana."

"Tamam anne."

"OĞUZ!"

Kahkaha atarak karşı karşıya geçmiştik bile.

sus knk | boyxboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin