41. BÖLÜM •MASUM CAN•

4.9K 225 63
                                    

Beni instagramdan takip etmeyi unutmayın. Hesabım ulduzmakh

Yavaş yavaş Yukarıdaki nin kim olduğunu öğreniyoruz. Çok heyecan annecim!

Şu an profilimde Mutena isimli kurgu yayınlıyorum. Mutlaka bir göz atın. Konusu* Popüler Alp disiplini yıldızı Andıç Gözcü ile yıllar önce hafızasını kaybetmiş Mayda Ünsal'In gizemli karşılaşmasıyla geçmişteki sırlar teker teker çözülüyor. Onların ki tesadüf müydü kader miydi? Mayda'nın geçmişinde neler olmuştu? Bunları merak ediyorsanız göz atmanızı tavsiye ederim. 

Keyifli okumalar!

🌖

Zaman akıp giderken onun gözlerinde gerçek çöküşü gördüm. Keşke görmeseydim. Bu anı yaşamak o kadar korkutucuydu ki. Ancak ona yalan söyleyemezdim. Gerçekleri bilmesi gerekiyor. Çünkü bildiği takdirde beni kabul edecekti, varlığımla, hatalarımla kim olduğumu bu şekilde anlayacaktı. Tabii bu anlattıklarım yaşadıklarımın, yaptıklarımın bir kısmıydı. Öyle acınası haldeydim ki. Kendimden utanmamak elimde değildi. Onun bakışlarında ise kesinlikle hiçbir ifade bulamamıştım. Bulamazdım da. Duydukları karşısında şok olmuştu adeta. Ellerim titrerken ona dokunmak istedim ama anında vazgeçmiştim. Her zaman böyle olurdu. Mutlu yaşadığım an son buluyordu. Üstelik bu mutluluk anı bir saatten fazla bile değildi.

"Koral," diye seslendiğimde ses etmedi. "Beni affetmeyeceksin. Sana en başından beri söyledim."

Sesimi duyduğu an gözlerini kırpıştırarak bana bakmıştı. Bozguna uğramıştı ve ne kadar belli etmese de bu kadar ağır şeyler duyacağından haberi yoktu. Onu şimdiden mahvetmiştim işte.

"Neyi?" Neredeyse nefes nefese sorduğunda sıkıntılı nefes alarak saçlarımı çekiştirdim. "Sana söyledim işte. Beni sevmen asla kolay olmayacak. Bunlar gerçek. Ben buyum işte."

"Biliyorum." Bilmek bir şeye yetmiyordu ki. Bilmek başka, anlamak, hissetmek farkına varmak tamamen başka bir şeydi. Bu yüzden gerçekten de onun gözlerine baktım. Bilip bilmediğinde emin olmak ister gibiydi bakışlarım.

"Biz seninle farklı dünyalara aitiz. Bu yüzden yol yakın..." Cümlemi tamamlamama izin vermeden hemen karşı çıktı. Bir anda bana yaklaşarak, "Sus!" dedi sertçe. Düşünceli bakışları yüzümde dolanmaya başladı. İlk önce gözlerime daha sonra dudaklarıma kaymıştı. Dudaklarıma bakarak konuşmaya devam etti.

"Devam etme."

"Neden? Ben gerçeklerden bahsediyorum!" Neredeyse isyan etmiştim. Bu gerçekler can alıcıydı ama söylemekten başka bir çarem yoktu. Çare, çaresizliğimde bile bana yetmiyordu. Ona zihnimdeki düşünceleri söylesem bile yetmeyecekti. Bu yüzden onun benim hakkımda ne düşündüğünü merak etmiştim.

"Böyle gerçeklere ihtiyacımız yok!" Ne? Ne yani her şeyi unutmamızı mı söylüyordu? Onu omzundan ittim. "Kör olmak istiyor olabilirsin ama ben buyum! Bak!" Ellerimi iki yana açarak bağırdım. "Gör artık! Senin emeğini çalan bir hırsızım. Bu durmayacak." Durmayacak... Acı da olsa böyleydi. Benim yapmam gereken son bir şey vardı.

Kollarımdan tuttuğu gibi kendine çekti. "Duracaksın, Mehir."

Onu bir kez daha ittirdim. Nereden biliyordu ki? Durmam gerekiyordu evet ama kesinlikle duracağımı söyleyemezdi. Ya ben Ersin ile bile anlaşma yapmış biriyim nasıl durmamı isterdi ki? O yüzden ona bunu anlatamazdım. Çünkü işin aslı ben Ersin'le bile çalışmak istemiyordum. Bu yüzden yine de ona en acı gerçekleri söylemek istedim.

GÜLDEN KÜLE +18  (FİNAL OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin