Yeter! Şu aptal toplantı hala başlamadı?! 1 saattir başlamadı.David denen adamda sürekli beni rahatsız ediyor. Onu ciddi bir şekilde uyarmış olsamda.
Hala o silik kolunu bana değdirip duruyor.Kolunu tekrar bana değdirdiniz an öfkeyle koluna sert bir yumruk attım.
"Sikerim kolunu! Bi yerinde dur be adam!!" David kıkırdayarak vurduğum kolunu ovdu.
"Hehe! Çok tatlısın ya~ çıkışta bir şeyler içelim mi? Ya da bir yerlere mi gitsek? Ne dersin?" Derin bir nefes aldım.
"Ananım damında hafriyat çalışması yaparım. Sus benimde başımı yakıcaksın." David hayretle baktı.
"O nasıl küfür? Çok yaratıcı..." Konumuz bu değil!
"Yeter. Neden susmuyorsun?!" David cilveli bir şekilde yüzünü yüzümün dibine soktu.
"Bir şartla susarım..." David'in yüzünü elimle yüzümden uzaklaştırdım.
"Hah, tamam ne istiyorsun?" David kulağıma yaklaştı.
"Benimle konuş istiyorum. Kendinden bahset~" fısıldayarak konuştu.
"Neden böyle bir şey istiyorsun?" David sinirle homurdandı.
"Off... seni merak ediyoruum. Kendin hakkında tek bir cümle kur susucam, söz!" Umarım sözümde durursun.
"Ahh peki, benim... bir abim var. Al işte kurdum! Şimdi sus." David öfleyerek kollarını birleştirdi.
"Daha ilginç bir şeyler beklemiştim ama neyse sözümde durmam gerek. Yani sustum." En sonunda sustu.
Rahatlayarak sandalyeme yaslandım. David sakin bir şekilde oturmaya devam etti.
Yaklaşık 5 dakika sonunda şükürler olsun toplantı başladı.
Tanaka sahneye çıktı ve mikrofonu eline alıp boğazını temizleyerek konuşmaya başladı.
"Sevgili konuklarımız, toplantı başlamadan önce değerli kraliyet veliyahtlarımızı sizlere tanıtacağım. İlk olararak prenses Laura Ashley Eliza Leon." Sahnenin yan tarafından hayatımda gördüğüm en güzel kadın geldi.
O kadar güzel ve masum bir suratı var ki... Tam bir prenses. Eridim resmen... Hayır. Bu kadına düşmemeliyim.
Kadın hafif bir tebessümle konukları selamlayıp kendi koltuğuna oturdu.
Ben hala ışıldayan gözlerler kadına bakıyordum. Ama sonunda tekrar dikkatimi Tanaka'ya verdim.
"Evet şimdi gelecek kişi krallığın 2. Veliyahtı Dave Leon." Yine sahnenin yan tarafından kızıl saçlı bir adam geldi. Ama adamın üstü başı toz içindeydi ve saçları dağılmıştı. Nefes nefese hızla yerine oturdu.
Salondaki herkes kendi arasında konuşmaya başladı. Bunu fark eden Tanaka hafifçe öksürerek herkese varlığını hatırlattı.
"Öhöm! Şimdi en küçük veliyahtımız, Andrew Leon." İçeri beyaz saçlı bir adam girdi onunda üstü başı dağınıktı. Ama soğukkanlı bir tavırla yetine oturdu. Otururken Abisi Dave'e çok ölümcül bir bakış attı.
Şu an herkesin aklında aynı soru var. "İki veliyaht prens kavga mı etti?" Benimde aklımda aynı soru var. Belki de bu yüzden bu kadar geç geldiler.
Tanaka kraliyet üyelerine selam verdikten sonra konuşmaya devam etti. "Evet. Sizleri buraya çağırma sebebimizi biliyorsunuzdur. Krallığımızı yönetecek kişiyi şeçmek için geldiniz ama veliyahtlarımız kendi aralarında orta yolu buldu ve kimin tahta çıkacağına karar verdi. Tahta çıkacak kişi prens Andrew Leon olacak. Buraya kadar zahmet edip geldiğiniz için teşekkür ederiz. Taç giyme töreni yarın olacak. Bu akşam küçük bir kutlama verilecektir. İyi eğlenceler." Yani o kadar yolu boşuna mı geldik? Off yapıcağınız işe...
Tanaka elindeki mikrofonu prens Andrew'a verip sahneden indi.
Andrew boğazını temizleyip konuşmaya başladı. "Sevgili bölge şefleri, sizi bunca yol uğraştırdığımız için tekrardan özür dilerim...Asıl konumuz gelirsek, bölge vergilerini %45 arttırmaya karar verdik." Andrew kararını açıkladığı an herkes kendi arasında konuşmaya başladı.
Nasıl böyle bir zam yapabilir ki?! Halk çok zor durumda kalır. Biri bu adamı uyarmalı! Off hiç kimse bir şey yapmıyor. İş başa düştü...
Ani bir özgüvenle yerimden kalkıp elimi havaya kaldırdım. "Efendim söz hakkı alabilir miyim?" Prens Andrew beni fark ettiği an herkesinde beni fark ettiğini fark ettim. Özellikle David çok stresli bir ifade ile bakıyordu.
"Elbette... Ama siz kimsiniz?" Andrew bakışlarını bana kilitledi. Bu durum beni çok dazla gerdi.
"Eee... Ben 13. Tilki mıntıkası şefi Y/N L/N." Andrew bir süre suratıma boş boş baktı.
"Hmm... kadın bir şef ha? Tek kadın şef sensin demek. Peki ne söyleyeceksin." Cinsiyetçi it!
"Söz verdiğiniz için teşekkür ederim. Sadece bu zam işinin halkı zor duruma düşürebileceği konusunda uyarmak istiyorum. Yanlış anlamayın halk size karşı bir düşmanlık besleye bilir bu yüzden uyarmak istedim." Andrew öyle ölümcül bir bakış attı ki ufak bir ürperti geldi.
Ama bu adam saniyeler içinde ruh halini değiştirerek Işıl Işıl gözlerle gülümsedi. " Haha. Peki görüşünüz için teşekkür ederim. Taç giyme töreninden sonra bu konuyla ilgileneceğim." Beni görmezden mi geliyor?!!
Ben homurdanarak yerime oturdum. David sırıtarak kulağıma yaklaştı. "Çok cesursun. Buradaki ensesi kalın herifler bile cesaret edip konuşamadı. Hayran kaldım." David kulağıma bunları fısıldadıktan sonra aniden yanağımı öpüp çekildi.
"Ne yapıyorsun?! Şu toplantı bitsin anana harika dakikalar yaşatıcam!" Öfkeyle David'in bacağını çimdikledim.
"Off! Acıttın ama!" David'e cevap vermeden odağımı sahneye verdim.
Ama Prens Andrew'la gözgöze gelmem kısa sürmedi. Gözlerimi ondan kaçırıp yere bakmaya başlamadım.
O ise konuşmaya devam etti. " Haha. Bu kadar siyaset yeter balo salonuna geçip müzik eşliğin bir şeyler içelim sevgili konuklar. Hizmetkarlar size yolu göstersin. Kısa bir süre sonra size katılıcağım." Andrew sahneden ayrıldı.
Herkes yerlerinden kalkıp uşakların gösterdiği salona geçti. Uşaklar bütün şeflere oturacakları masaları gösterdi. Şükürler olsun benim masam David'in masasından uzakta. Ama Sukuna'nın masasının dibinde! Neyse David'den iyidir.
Tam o sırada bir sandalyemin arkasını tuttu. Bu kişi... lanet olsun David!
David bir kıkırtı ile benim yanımda oturan yaşlı adamın yanına gitti. "Merhaba efendim, maalesef sevgilimle farklı masalara düşmüşüz. Yer değiştirsek olur mu?" Yaşlı Adam şaşkın bir suratla bana baktı.
"Ama şeflerin sevgili olması yasak. Bu yaşadığınız ilişki illegal!" Off benide yaktı itoğlu!
Hışımla yerimden kalktım ve David sert bir tokat attım. "Ne sevgilisi?!! Ben bu adamla daha bugün tanıştım! Sapıklık yapıyor." Yaşlı Adam kaşlarını çattı.
"Beni dinle genç adam hemen gitmezsen seni buradan attırırım." David hayal kırıklığı ile oradan uzaklaştı.
Yaşlı adam, David gittiği an benim yanıma geldi. "Endişelenme. Sesin mağdur olduğunun farkındayım." Gülümseyerek kafa salladım ve yerime oturdum.
Derin bir nefes alarak sandalyeye yayıldım. Ve Önümdeki içeceğimden bir yudum aldım. Ama tam karşımdaki Sukuna ile göz göze gelmem bir oldu.
Şaşkın şaşkın bakılmakta başladık.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Hikaye hakkında bilgi;Laura, David ve Andrew'un anneleri farklıdır.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yarın lgs var . Lgs'ye girecek okurlarıma moral olsun diye yazdım bu bölümü. Her şey gönlünüzce olsun~~
Bende lgs'ye giricem bu arada
Bir tane vote güzle olurdu haniii
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sukuna X Reader | Kiss Me Liar
Fanfiction"Memnun oldum Şef! Umarım iyi anlaşırız." Coşku dolu gözlerle elimi Sukuna'ya uzattım. Sukuna gülümseyerek gözlerini devirdi. "Siz tilkilerin aklından neler geçtiğini asla bilemem ama umarım iyi anlaşırız, Şef Y/N." Sukuna uzattığım elime uzanıp haf...