᯽9᯽

306 35 143
                                    

Zonklayan kafamın etkisi ve kapıdan gelen ses ile gözlerimi araladım. Kafamdaki yara yüzünden bütün gece gözümü bile kırpmamıştım.

Sızlanarak ayağa kalktım. Ayaklarımı sürükleyerek kapının yanına gittim.

"İnsafsızlar sabahın köründe neden ben??" Berbat bir gecenin üstüne birde berbat bir uyku. Seçilmiş kişi olmalıyım.

"Y/N benim! Alex! Dün akşam nerelerdeydiniz? Açın lütfen?" Derin bir iç çekerek kapıyı açtım.

"Sen miydin? Dün akşam biraz gezmek istemiştim yemekten sonra bahaneye indim." Ona 'sapık prens bana metresi olmamı teklif etti. Bende onunla kavgaya tutuştum daha sonrada Sukuna'nın kirli çamaşırlarını öğrendim.' Diyemem.

"Ehem peki... şey için gelmiştim. Abiniz telefonda sizi istiyor. Eğer hemen cevap vermezseniz BL ve GL mangalarınız ateşe vermekle tehdit ediyor." Siktir! Bu dünyadaki en büyük hazinelerim!

"Ahh ver telefonu. Pezevenk beni nereden vuracağını iyi biliyor." Alex ufak bir tebessümle telefonu bana verdi.

Telefonu elime alıp kulağıma dayadım.

"Ne var abi?"Akira derin bit iç çekti.

"Sanada günaydın sevgili kardeşim." Trip atıyor koca bebek.

"Günaydın. Eeee niye aradın?" Akira'nın gülümsediğini onu görmeden anlaya biliyorum.

"Yaşıyor musun merak ettim sadece. Eee işler nasıl?" Hah sanırım biraz anlatmalıyım. Konuşmalarımızın Alex'in kulağına gitmemesi için  kapıyı kapattım.

"İyiyim sadece biraz stresliyim. Eee sen?" Akira bir anda duraksadı.

"Beni boş ver. Günümü gün ediyorum İşte. Sen niye streslisin? Kötü bir şey mi oldu?" Anlatmasaydım keşke...

"Kötü bir şey yok... sadece şey... hah eve gelince anlatsam biraz meşgulüm şu an." Akira bir anda köpürdü.

"Sıçarım bacağına! Başımıza Başkan kesildin. Meşgul müş müş! Sen kim bok?! Derdini hemen söyle yoksa oraya gelirim!"  Böyle bir anda patlayınca irkildim.

"Abi cidden ne bu şiddet bu Celal?! Anlatacağım dedim. Sabret biraz. Neyse bayyy~" Akira cevap veremeden hızlıca telefonu kapattım.

Sabah sabah hiç sorgu çekemeyeceğim.
Eve gidince başım biraz derde girecek ama neyse...

Üstünü değiştirip kapıya yöneldim. Kapıyı açtığım an karşımda bir adet Sukuna gördüm.

"Günaydın Sukuna." Sukuna gülümsedi ve kafasını salladı.

"Sanada Y/N. Eğer işiniz yoksa prensle konuşmaya gidelim diyecektim." O meseleyi tamamen unutmuşum.  Kafa mı kaldı be.

"Ahh o konu unutmuşum... ama işim yok hala erken. Hemen gidip prens Dave ile konuşalım."
Sukuna kafasını salladı. Ben hızlı adımlarla kapıdan fırladım. Sukuna peşime takıldı.

Birkaç merdivenin ve koridorun sonunda prensin odasına varmıştık. Derin bir nefes aldım ve kapıyı çaldım.

Birkaç kez kapıya vuramama rağmen ses soluk yoktu.

"Şimdi ne yapacağız Sukuna? Açmıyor." Sukuna biraz düşündü.

"İçeri girmekten başka çaremiz yok. Çekilin lütfen ben önden giriyorum." Kapını önünden çekildim. Sukuna kapı kolunu hafifçe çevirip kafasını odanın içine uzattı. Ama kafasını geri çekmesi birkaç saniye bile sürmedi.

"Ne oldu Sukuna?" Sukuna suratını buruşturdu.

"İçerisi leş gibi içki kokuyor. Tüm perdeler kapalı. Odada biri olup olmadığını göremedim." Kaşlarımı hafifçe çattım ve hışımla kapıyı açıp içeri girdim.

Sukuna X Reader | Kiss Me LiarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin