᯽5᯽

404 45 51
                                    

Sukunayla 2.5 dakikadır bakışıyoruz.

Derdi ne acaba? Kendimi küçük çocukların yaptığı "gözünü kırparsan kaybedersin" oyunundaymış gibi hissediyorum. Ve bu oyunu ben kazanacağım!

Ben sakin bir şekilde Sukuna'ya bakarken Sukuna daynamayıp öfkeyle yerinden kalktı. Ve hızlı adımlarla yanıma geldi.

"Merhaba şef. Nasılsınız?" Ufak bir tebessümle yerimden kalktım.

"İyiyim. Ya siz?" Sukuna zorlama bir gülümseme ile karşılık verdi.

"Bende iyiyim... Köşeye çekilip biraz konuşalım mı?" Konuşmak mı? Ne hakkında?

"Peki..." Kafamı hafifçe salladım. Beraber tüm masalardan uzakta sessiz bir köşeye çekildik.

"Ne konuşmak istiyorsunuz, şef Sukuna?" Sukuna derin bir nefes aldı.

"Az önce olan tartışmaya kulak misafiri oldum. O adam kimdi?" Neden bunu merak ediyor ve neden böyle garip bir ses tonuyla konuştu?

"Öncelikle... neden bunu merak ettiniz biliyorum ama bir sebebi olmalı. Sorunuza gelirsek, o adamla daha bugün tanıştım. Sadece sapıklık yapıyor. Endişelenmeyin önemli bir durum değil." Sukuna sinirli bir şekilde suratıma baktı.

"Ha?! Daha bugün tanışmanıza rağmen  toplantı salonunda Yanyanaydınız ve oldukça yakın görünüyordunuz. Sizi öptüğünü bile gördüm. Hatta bacağınıza bile dokunduğunu gördüm." Bu adama herşeyi görmüş mü? Yani beni mi izlemiş?!

"Siz... beni mi izliyordunuz?" Sukuna şaşkın bir şekilde irkildi.

"Ben... sizi izlemiyordum. Sadece o sıkı fıkı haliniz gözümden kaçmadı." Yalana bak...

"Haha... o piç bana bulaşıp duruyordu.
Demekki çokta dikkatli izlememişsiniz. Biraz dikkat etseydiniz o herifi yumrukladığımı veya çimdiklediğimi görürdünüz." Sukuna bir süre sessiz kaldı.

"...Yinede böyle bir ortamda başka bir şefle çok yakın olmanız sakıncalı." Bu adamın derdi ne?

"Peki o zaman ben gideyim... Sonuçta başka bir şefle yakın olmam uygun olmaz." Sukuna cevap vermeden hızlı adımlarla tekrar eski yerime gittim.

Sandalyemi çekip oturdum. Sukuna konuştuğumuz yerde sırtını duvara dayamış duruyordu. Ama yine bana bakıp duruyor!
Derdi ne bunun?

O Çipil gözlerini oyucam şimdi!! Açıkta bir şey mi var? Bu adam bildiğin stalkar gibi beni izlemiş. Birde gelmiş "kim o adam?!" Diyor. Sen kim oluyorsunda benim hayatıma karışıyorsun? İstediğim insanla takılırım.

Kendi kendime sinir krizi geçirirken birinin omzuma dokunması ile irkildim. Ama bir anada böyle bir şey olduğunu için ağzımdan bir küfür kaçtı.

"Ananı sikim!" Hızlıca arkamı döndüğümde tam karşımda Prens Andrew duruyordu.
Utanç içinde ayağa kalktım ve hafifçe eğildim.
Öyle utanmıştım ki yanaklarımın kıpkırmızı olduğunu hissettim.

"Ah... çok üzgünüm efendim. Ben... siz bir anda omzuma dokununca irkildim. Ve şey... off özür dilerim." İyice batırdım oh mükemmel!

Prens Andrew bu halimi komik bulmuş olacak ki gülmeye başladı. "Hahha~! Peki bu kadar strese girmenize gerek yok. Hata bende. Sizi korkuttum." Telaştan elim ayağıma dolaştı.

"Sizde sorun yok efendim. Hata bendeydi off... bu konuyu burada kapatsak. Konuştukça batıyorum." Prens Andrew hafifçe kafasını salladı.

Sukuna X Reader | Kiss Me LiarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin