8 - Zarf

79 43 0
                                    

" Geçmişini yanında tutarsan geçmişinde kaybolursun. "

~~~

Hayatım normal ve sakindi. Sabah kalkar kahve alıp müzik dinleyerek yürüyerek okula giderdim. Okuldan sonra eve gelirdim kocaman dondurma kutusunu alıp hem yiyip hem ders çalışırdım. Şimdi öyle değil. Yine okula gidiyorum.. Yada cehenneme? Okulda yine bir şey oluyor. Hiç tanımadığım birisi beni işletiyor ve ben bunu anlamıyorum. Dün gece kapının açılmasıyla gelen bağırış sesi kime ait onu bile göremedik. Ege'yle anında kalkıp kapıya koşmamıza rağmen sadece kırılmış bir kapı ve bir fotoğraf vardı. Fotoğrafta deniz kıyısında çekilmiş iki kişinin birbirine girmiş elleri vardı ve arkasında tarih. 18 Haziran 2018.
Fotoğrafı sakladım. Kime ait olduğunu bulana kadar saklayacağım. Her zaman ki gibi okula gitmek icin hazırlanmaya gittim tabiki bugun Ege'yle hazırlanıp onunla okula gideceğim. Evden çıktık yolda yürürken Barış'la karşılaştık ve sonra üçümüz okula girdik. Ege sınıfına gitti. Barış ve bende sınıfımıza çıkıyorduk o sırada Barış

- Nasıl gidiyor Ege'yle? Hiçte oturup beraber konuşup tanışamadık.

- İyi gidiyor. Konuşuruz hatta yarın boşsan ayarlarız.

- Boşumm! Olur.

dedi heyecanla.
Sınıfa girdik ardından Ayda yanımıza koştura koştura geldi. Nefes nefese kaldığı için ilk basta konuşamadı ve biz ne oldu diye sormadan anlatmaya başladı.

- Ege. dedi ve yeniden nefes almaya çalıştı ve benimde kalbim yerinden çıkmaya başladı. Sonra yeniden konuşmaya başladı

- Ege'yi gördüm. Sınıfta oturuyordu ve sizinle gördüğümüz geçen ki siyah defterine bir şeyler yazıyordu. Şuana kadar herşey normal ama yazdıktan sonra siyah kağıdı yırttı küçüktür ve cebine koydu. Sonra beni fark edip hızlıca kalkıp sınıfın kapısını kapattı.

Bir an şok oldum ama yinede içimde bir şüphe duygusu oluşmamıştı. Çünkü Can bana herseyi demişti. Dediği şeyler boşa mıydı? Yalan ve boş cümleler için ölmez birisi herhalde? Ayda'nın konuşmasından sonra Barış konuşmaya başladı.

- Kızım sen gerizekalı mısın ya? Kalbim çıktı bir şey oldu sandım. Ege yapmaz hem Ege olmadığına dair çok şey var elimizde.

- Evet ama öyle görünce garip geldi bana o telaşla geldim anlattım işte ne biliyim.

- Barış, Ayda ikinizde artik bu olaylarla ilgilenmeyin hatta mümkün olduğu kadar bende uzaklaşacağım, umursamayacağım. Çünkü artık hersey ağırlaştı. Sizin de kafanız dolmasın benimde. İyice psikolojimiz bozuldu.

- Haklısın..

Dedi ikiside. Öğle arası telefonumu ve kulaklığımı alıp her zaman gittiğim konferans salonuna gidip oturup müzik dinlerdim hatta bazen uyurdum. Yine oraya gittim ve müzik dinlemeye ve uyumaya başladım. Aradan bir süre geçince bi sesle uyandım. Kalabalık sesi. Telefonuma baktım ve saat okul çıkış saatiydi. Bu kadar nasil uyuyabilmiştim?! Anında çıkıcaktım ki kapı kolunu açmaya çalıştım ama kapı açılmadı. Kapıyı zorladım, vurdum, bağırdım ama ne kapı açıldı ne de birisi duydu beni. Zemin kat olduğu için telefon çekmiyordu bile. Bi şansla Ege'yi aradım. Telefonu kapalıydı. Ayda'yı aradım o da bakmadı. En son Barış'ı aradım ve o da bakmadı. Bir andan korkuyor ve bir andan ne yapacağımı. düşünüyordum. Kapıdan başka çıkmam için cam bile yoktu. Küçük bir cam vardi ve ordan çıkamazdım.
Konferans salonunda kapıyı açmak icin bir seyler ararken bir zarf buldum. Kırmızı bir zarf. İster istemez gerildim. Zarfı elime aldım ve açtım. İçindekini görmemle deli gibi korkmaya ve şok geçirmeye başladım. İçinde yine bir fotoğraf ve bir tarih. Deniz kenarı ve iki tane yan yana koyulmuş bileklik. Bilekliğin birinde Deniz yazıyordu diğerinde ise Duman yazıyordu. Duman mı? O kimdi? Patron dediği kişi mi diye düşündüm ama içimden değil sesli bir şekilde kendi kendime sormaya başladım. Arkadaki konferans salonundan birisinin ayak sesleri ve ardından kendi sesiyle arkamı döndüm.

Denizdeki Yangın (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin