13 - Karşılaşma

73 42 0
                                    

" Ummadığımız yerde ummadığımız kişiyle karşılarız hiç selam vermeden iki yabancı gibi bakışıp gideriz.. "

~~~

Ailem, arkadaşlarım, ilişkim her sey mahvoluyordu. Hatta mahvolmuştu ve ben engel olamıyordum hiç bir şey yapamıyordum. Herkes gidiyordu sadece arkalarından bakabiliyordum. Ege'nin gidişine babamın annemi aldatmasına Ayda'nın arkamdan bıçaklamasına neye üzeleceğimi bilemez haldeydim. Gece olmuştu ortalıklarda birileri yoktu. Duman, Ege ve Ayda gitmişti. Hala daha İzmir'deler miydi bilmiyordum ama gitmişlerdi. Ben Ege'yle konuştuktan sonra eve dönemedim paramparça olmuştum ve eve gidersem daha kötü olurdum. Sahilde oturup düşüncelere dalmıştım. Etraf sessiz, bir kaç insan var, ılık bir esinti ve deniz sesi.. Bu huzurlu yerde kötü şeyler düşünmek istemiyordum ama yaşadıklarım iyi şeyler düşünmeme engel oluyordu. Denizin dalgalarını izlerken arkamdan biri bana seslendi.

- Kızım, kimlerdensin sen ne yapıyorsun gece gece burada başına bir iş gelir iyi misin?

- İyiyim amca sağ ol. Gideceğim birazdan.

- Üşürsün hava serinliyor. Bekle çay vereyim sana için ısınır.

Tanımadığım bir amcaydı sahilde çay, kahve satan bir amca. Demliğinden bana çay döküp vermişti ve ağladığımı fark edip peçete de vermişti sonra da gitmişti. Çay ve amcanın beni düşünmesi içimi ısıtmıştı. Birinin bana iyi davranmasına ihtiyacım vardı ama öyle biri yoktu yanımda. Hava serinlemeye başlamıştı bende kalkıp ağır adımlarla eve gitmeye başladım. Eve vardığımda kapıyı çalıp annemi uyandırmak istemediğimden anahtarla kapıyı açtım. Evde ses yoktu annemin uyuduğunu düşünmüştüm. Odasına gittiğimde annem yoktu. Diğer odalara baktım ama kimse yoktu. Sonra annemi aradım açmadı. Endişelenmiştim neredeydi ki? Annem belki görür diye mesaj attım ama ona da bakmadı telefonu kapalıydı. Babamı aradım ama açmadı. Zaten artık babam mıydı? Salona gidip oturdum ne yapacağımı düşünürken sehpanın üzerinde duran zarfı gördüm. Siyah değildi beyazdı. Duman mı diye düşündüm zarfı aldım. Açtım içindeki mektupla karşılaştım ve okumaya başladım.

Kızım
Öncellikle senden özür dilerim ama yapmak zorundayım. Ben gidiyorum başka bir ülkeye orada yaşayacağım seni arada ararım konuşuruz ama yanında duramam o evde duramam diğer evimizde hiç duramam bu bana çok acı verir. Babana olan aşkımı veya takıntımı en çok sen biliyorsun beni daha iyi anlayacağını düşünüyorum baban sorarsa beni ki sorar mı bilmiyorum ama olur da sorarsa bir şey söyleme lütfen. Hayatın güzel olsun nolur hep iyi kal. Kimse üzemesin seni izin verme benim kaderimi yaşama kızım. Seni çok seviyorum ve senden çok özür dilerim sana güzel bir aile güzel bir yuva veremediğimiz için özür dilerim. Beni affet..
Annen

Gözlerimden yaşlar akarken defalarca okudum mektubu. Artık yapayanlızdım. Annem de yoktu ne yapacaktım? Nereye gitmişti daha gelir miydi beni neden almadı ki diye düşünüyordum. Gözlerim ağlamaktan yanıyordu ve kıpkırmızı olmuşlardı. Gözlerim açık durmaya dayanamaz hale gelmişti yorgunluktan bir şekilde koltukta uykuya dalmıştım. Araba seslerinden uyanmıştım. Başım çok ağrıyordu ve gözlerimde yanıyordu. Bir şey yiyecek halde değildim ama bayılmamak ve ayakta durmak için mısır gevreği yiyip bitki çayı alıp evden çıkmıştım. Gideceğim yer deniz kenarıydı. Deniz kenarına geldiğimde her zaman oturduğum kayalıkta Duman'ın oturduğunu gördüm yanına gidip oturdum ve konuşmaya başladım.

- Gitmemiş miydin?

- Seninle giderim yada seni beklerim.

Denizdeki Yangın (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin