Hoşgeldin. Ee tamam başla hala neden buradasın? Okumaya gelmedin mi niye burada beni dinliyon? Herkes kafayı yemiş abi
"Atsumu! Geç kalıyoruz!"
Hayır, geç kaldıkları falan yoktu. Sadece Osamu bekletilmekten nefret ediyordu. Atsumu erken kalkabilen biri olsa da hazırlanması bir asır sürüyordu ve Atsumu'yu beklemek Osamu için bir ölümdü.
Sonunda sarışın beden merdivenlerin başında görüldü. Hızlı hızlı merdivenlerden inip ikizinin üstüne atladı. "Beni mi özledin güzellik" Osamu ikizine iğrenerek baktı. "Ne demezsin ama özlemimden yataklara düştüm" Sonrası ise Osamu'nun Atsumu'nun suluklarına karşı geçirdiği sinir krizi ve evden çıkarma çabalarıydı. Ne yapabilirdi ki, insanları sinir etmek en büyük zevkiydi.
Osamu ise sadece üst caddeye çıkıp sevgilisine kavuşmak istiyordu. Kısa sürede istediği olmuştu. Kalbini hızlandıran beden ilişti gözlerine. Yine her zaman ki gibi mükemmeldi. Sırtını duvara yaslamış, bir ayağını duvara dayamış bir şekilde telefonuyla ilgileniyordu. Hiçbir şey yapmazken bile bu kadar mükemmel olması suç olmalıydı. Bu mükemmellik onundu değil mi? Yani umarım onun olurdu.
Öylece dikilip sevgilisini izlerken manzarasını Atsumu'nun bozdu. Elindeki peçeteyi uzattı ikizine sarışın. Sırıtarak "Salyalarını sil aşkım, salyalarını" dedi ve ilerlemeye devam etti. Sonuçta yakalaması gereken yakışıklı bir zürafa vardı. Osamu ikizine kötü olduğunu düşündüğü bakışlarını atarak ilerlemeye başladı.
İkilinin sesini işiten Suna yaslandığı duvardan ayrılıp sevgilisinin yanına gelmesini bekledi. Suna'nın yanında biten beden ellerini ait olduğu yere sardı, o ince bele. Atsumu'nun bu sahne karşısında ne yaptığını söylememe gerek yok sanırsam. Atsumu ikiliyi daha fazla takmadan ilerlemeye devam etti. Bingo! Aradığı beden tam karşısında yanındaki hamamböceğiyle yürüyordu. Adımlarını hızlandırıp ikilinin yanına vardı.
Kenma'nın ceketini iğrenir gibi tutarak kenara savurdu bedeni. Oluşan boşluktan Kuroo'nun kolunun altına girmişti bile. Kenma kendi kendine söylenirken Kuroo gülüyordu. "Günaydın yakışıklı şey" Atsumu Kenma'yı takmadan tüm odağını Kuroo yapmıştı. "Sana da günaydın Tsumu" Atsumu surat astı. "Ben sana yakışıklım diyorum sen bana Tsumu" Kollarını birbirine bağlaması ile Kuroo onu kendine çekip daha sesli güldü. "Kenma ile aynı evde kalıyorum biliyordun değil mi?" Hayatı tehlikede kıyamam.
Atsumu duyduğu isimle Kenma'ya döndü. "Aaa hamamböceği de buradaymış. Kuroo'm bak ben sana diyorum köpek falan alalım bu hamamböceğini gezdirme yanında" diyip gülmeye başladı. Kuroo sevgilisinden trip yememek için kendini tutmaya çalışsa da o da gülüyordu. Tabii Kenna bunu çoktan fark etmişti. "Kapa çeneni Atsumu"
Yolun geri kalanı her zaman ki gibiydi. Atsumu, Kuroo'yu asla salmamış ve elinden geldiğince Kenma'yı sinir krizine sokmuştu. Okula geldiklerinde diğerlerine katılmış ve sınıfa gitmişlerdi. Sınıfa girdiklerinde Atsumu'nun gözleri hemen onu aradı. Sakusa'yı...
Gözlerine ilişen beden ile sırıttı. Cam kenarına ilerlemesi gerekirken arka tarafa adımlamaya başladı. Sakusa yanına ilerleyen bedeni görünce göz devirip önüne döndü. Atsumu, Komori'yi ensesinden tuttuğu gibi kaldırdı ve onun yerini aldı. Sınıftakiler bu görüntüyü hayretle izliyorlardı. Sonuçta ikisi düşmandı ve şu an beklenmedik şeyler gerçekleşiyordu.
Atsumu çantasını çıkartıp kenara astı ve kollarını Sakusa'ya sardı. "Günaydın Noodle kafa!" Sakusa ise beklemediği temas ile şaşırmıştı. Hemen kendine gelip dokunuşundan kurtulmaya çalıştı. "O iğrenç mikroplu bedenini benden uzak tut piç!" Atsumu gülümseyip geri çekildi. Başında bekleyen Komori'ye dönüp. "Bu gün burası benim bebek. Hadi, ikile."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soulmate [Sakuatsu]
Fanfiction(Bir süreliğine askıda) İçindeki boşluğu tamamlayan kişinin en büyük düşmanı olacağını nereden bilebilirdi ki? Sakuatsu BxB içerir