11 - was it a dream or something?

643 51 53
                                    

seonghwa (genelde karşılaşsa da) beklemediği bu tepki karşısında sessiz kalmıştı. birkaç saniye san'ın gözlerine baktıktan sonra güldü ve elini tutup küvetin içinden kalkmasını sağladı. açılan su küçüğün kıyafetlerini ıslatmıştı. seonghwa gözlerini çocuğun kıyafetlerinde gezdirip elini beline indirdi:

"kıyafetlerin ıslanmış sanki."

san bir adım geri çekilip üstündekilere baktı. ıslandığını nasıl fark etmediğini anlayamamıştı.

"istersen değiştirmene yardım edebilirim?"

seonghwa bunu sırıtarak söyleyince san korku hissetmişti. bu korkusu yüzüne yansımış olacak ki seonghwa elini san'ın yanağına bırakıp yüzüne eğildi.

"sen istemediğin sürece yapmam bir şey. içeride oturacağım, üzerini değiştirip gel."

geri çekilip oturma odası olduğunu düşündüğü odaya tekrar gitti. koltuklardan birine oturup beklemeye başladı. san birkaç dakika kadar daha dikildikten sonra odasına geçti. istemsizce gerilmişti, bu yüzden kapıyı kilitledi. üstünü çıkarıp tişörtünü yatağına atarken yeni bir tişörtü üstüne geçirdi. altındaki her şeyi de çıkarıp yenilerini giydikten sonra saçlarını aynada düzeltip oturma odasına doğru yol aldı. daddy olan fazlasıyla çekici ve yakışıklıydı. takım elbiseyle tanrı gibi görünüyordu. kendine ait sert bir kokusu da vardı. san bunu beğenmişti ama düşünceleri hemen aklından silip hwa'nın karşısındaki koltuğa oturdu.

seonghwa yanını patpatlayarak, "gelsene yanıma?"

"yok iyi böyle."

"korkulacak biri değilim choi san. biraz önce göğsümde ağlıyordun."

san ne diyeceğini şaşırmıştı. poposunu kaldırıp hwa'nın yanına oturdu. seonghwa'nın kalbi biraz hızlanmıştı.

"ismini söylemiş miydin hiç?"

"bilmem. seonghwa ismim."

"bir şeyler getireyim mi? karnın aç mı veya susadın mı?"

"hayır, teşekkür ederim. gitmem gerek zaten."

kolundaki gümüş saate bakarken san seonghwa'yı inceleme fırsatı bulmuştu. onun yanında çocuk gibi kalmıştı.

"kaç yaşındasın?"

"32."

san duyduğu yaşla şoka girmişti. seonghwa 25'ten fazla göstermiyordu bile. san'ın bir karış açılan ağzına gülüp çenesini kavradı ve yukarı itip ayağa kalktı.

"güzelce duş alıp uyu. yeterince yoruldun."

san da ayağa kalktı ve seonghwa'yı kapıya kadar getirdi. seonghwa gitmeden önce eğilip san'ın boynunda uzun bir öpücük bıraktı. nefesini de özellikle üfledikten sonra elini kalçasına sürtüp evden çıktı. san böyle temasları peş peşe, beklemediği bir anda alınca yerine çakıldı. kapıyı bir süre sonra kapattı ve yere çöküp gözlerini ovuşturdu.

"rüya falan mı gördüm lan?"

----

bin okunmaya cok az kaldi hadi pasalarim yaparsnz.

biraz da yorum yapin ki heyecanlanıp sonra cabuk bölüm yazim. BAYYYY

i want you, daddy. 親 sanhwaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin