En yakın arkadaşımın bir derdi olduğu düşününce kendimi çok kötü hissettim. Onunla konuştuktan sonra ciddi bir durum olmadığını ve hemen çözüme ulaşacak bir sorun olduğunu fark edince rahatladım. Daha ciddi bir şey var diye çok korktum. Düşündüğüm gibi olmadığı için kendimi daha iyi ve rahat hissettim.
Barış ise Mert ile konuşmak için buluştu ve ne konuştuklarını ikimiz de merak ediyoruz. Seda'nın yüzüne baktığım zaman ne kadar mutlu ve heyecanlı olduğunu gördüm. Onu böyle görünce yüzümde büyük bir gülümseme oldu. Onu ilk defa bu kadar heyecanlı gördüğüm için bu hali beni fazlasıyla şaşırttı.
"Seda, seni ilk defa bu kadar heyecanlı gördüğüm için çok şaşırdım. Barış'tan korkmadığını söylüyorsun ama yine de çok heyecanlısın."
Benim bu sözlerinden sonra kafasını kaldırıp kısa sürede gözlerimin içine tuhaf tuhaf baktı. Sözlediklerim hoşuna gitmemiş gibi görünüyordu. Yine yanlış bir şey söylediğimi düşünüp hemen sustum. Ardından Seda derin bir nefes alıp kendini konuşmaya hazırladı. Ne konuşacağını düşüyor gibi bir hali vardı.
Temkinli konuşmaya çalıştığını fark edince bu durumun onu ne kadar etkilediği de ortaya çıkmış oldu. O hiç böyle bir şey yapmazdı. Ondaki bu değişimden sonra nasıl davranacağımı bilemedim.
"Heyecanlı olmak için korkmak gerekmiyor. Neden bu şekilde düşündüğünü anlamıyorum. Ne olursa olsun insan böyle bir durumda heyecanlı olur. Sen Barış ile ilk tanıştığın ne kadar heyecanlıydın, unutun mu? Birisinden korktuğun için mi heyecanlıydın?"
Onun nu sözlerinden sonra ne kadar haklı olduğuna karar verirken aklım Barış ile Mert'e idi. Şu anda ne konuştuklarını merak ediyorum ve Seda'nın da merak ettiğini tahmin ediyorum. İkisini de tam olarak tanımadığım için içimde biraz endişe vardı.
"Doğru söylüyorsun hiç o şekilde düşünmedim. Şu anda ne konuşuyorlar merak ediyorum. Sen de merak ediyorsun değil mi? Konuşmaları bitti mi, yoksa devam mı ediyor diye aklımda sorular geçiyor."
Seda'nın yüz ifadesinden ne düşündüğünü anlamaya çalışıyorum ama o kadar da kolay olmuyor. Yüzünde bilmediğim bir ifade ile öylece boşluğa bakıyordu. Onun yüzüne bakınca ne düşündüğünü ne hissettiğini öğrenmek imkansızdı ve ben bu durumdan iyice nefret etmeye başladım.
Barış bu konuşmanın uzun sürdüğünü düşününce içimde büyük bir korku oldu ama önyargılı davranmamak için büyük bir çaba harcıyorum ama benim için o kadar da kolay olmuyor. Bu da benim sinirlerimi bozmaya yetiyor.
"Evet çok merak ediyorum. Uzun zamandır haber yok, bu kadar ne konuşuyorlar acaba? Bu kadar uzun sürmesi normal mi? Bu konuda ne düşünüyorsun?"
Onun bu sorusu üzerine biraz düşündüm ama tanımadığım insanlar hakkında konuşmak istemediğim için ona bir şey söylemedim. Böyle bir durumda ne söylenebilir ki diye düşünürken buldum kendimi. Seda zor durumda kalmış gibiydi ve ben onu ilk defa böyle gördüğüm için ne yapacağımı şaşırdım.
"İkisini de benden daha iyi tanıyorsun, yani bu sorunun cevabını yalnızca sen verebilirsin. Önyargılı olmamak için hiçbir şey söylemiyorum. En doğru olanın bu olduğuna karar verdim."
Derin bir nefes alıp sakin olmaya çalıştı ama o kadar başarılı olmadığını fark edince gözlerini devirdi. Yerinde duramıyor ve heyecandan eli ayağı titriyordu. Yanına gidip yanında olduğumu söylemek istedim o sırada konuşmaya başlayınca onu dikkatli bir şekilde dinlemeye başladım.
"Sende haklısın. Ben heyecandan ne yaptığımı hiç bilmiyorum. Neyse daha fazla bunu düşünmeyelim. Yoksa ben şimdi düşüp bayılacağım. Bu kadar zor olduğunu tahmin etmiyordum."