5. Bölüm: Nefretin Doğurduğu Çocuk

16 3 0
                                    

                                                         Nefretin Doğurduğu Çocuk

"Canavarlar gerçektir, hayaletler de. İçimizde yaşarlar ve bazen kazanırlar.   

    Stephen King

                                                                                         🌒

Zamanın birinde Nefret adında biri yaşarmış, adının hakkını hiç veremezmiş; sevgi doluymuş, herkese güler yüzlüymüş.

Bir gün, birine çok aşık olmuş, evlenmişler. Nefret çok mutluymuş, eşine büyük bir aşkla bağlıymış. Evliliklerinin üçüncü ayında hamile kalmış, heyecanla dolmuş güzel yüreği. Kocasına söylemek için sabırsızlanmış. Hemen kasaba meydanına inip akşam için alış veriş yapmış, kocası gelince coşkuyla karşılamak için terziye inmiş. Kırmızı, zarif bir elbise diktirmiş, elbisenin eteklerinde mor lale işlemeleri varmış.

Eve gelmiş, kocası için ziyafet sofrası hazırlamış. Bir kadeh de kırmızı şarap koyarak masayı eksiksiz hale getirmiş.

Akşam olmuş, kapı çalmıştı. Gelen kocasıydı. Heyecandan eli ayağına dolanmış, koşarak açmaya gitmiş kapıyı. Güzel yüzüne en sıcak gülümsemelerinden birini yerleştirmiş kocası için. Kocası yüzüne bile bakmadan girmiş içeri. "Ne var yemekte çok açım." demiş sadece. Yüzü düşmüş Nefretin, ama bozuntuya vermeden gülmeye devam etmiş. 

"Bir sürü şey hazırladım senin için hadi geç." deyip masaya doğru yürümüş. Kocası masayı görünce bir ıslık çalmış, "Hayırdır, bu masa ne?" ilk kez kafasını kaldırıp bakmış karısına. Kararmış kalbinde en ufak bir duygu belirtisi oluşmamış. "Ne o? ne için hazırlandın?" demiş çirkince.

"Senin için hazırlandım, sana bir haberim var." demiş buruk bir heyecanla. Adam onu hiç dinlemeden geçmiş masaya, yemeye koyulmuş yemekleri. Asla oralı olmadan, sormak için sorarak, "Ne haberi?" demiş. Nefret buna rağmen heyecanla, "Hamileyim!" demiş.

Adamın yediği yemek boğazında kalmış, "Ne hamilesi, saçmalama sana baktım da bir de çocuğun mu kaldı!" diye kalkmış hiddetle. Nefretin başından aşağı kaynar sular dökülmüş, bu öfkeyi hiç beklemiyormuş. "Ya öldür o çocuğu ya da çeker giderim! sen bittin bir de çocuğun mu çıktı başıma!" adam hiddetle bağırmaya devam etmiş.

Nefretin gözünden bir damla yaş süzülmüş, sonra bir damla daha ve bir damla daha. Süzülen ilk gözyaşı hayal kırıklığını, ikincisi üzüntüyü, üçüncüsü ise nefreti simgeliyormuş.

Adam ceketini de alıp çekip gitmiş. Çocuğuyla bir başına kalmış Nefret, o günden sonra içindeki tüm sevgi kırıntıları ölmüş. Etrafına sadece nefret saçıyormuş, herkes ondan ve çocuğundan kaçıyormuş. En çok nefreti çocuğuna gösteriyormuş, "Senin yüzünden," diyormuş çocuğuna, "Senin yüzünden gitti!" 

Çocuk büyümüş, nefretle büyümüş, adı İntikam olmuş. İlk önce babasını bulup intikam almış, daha sonra onu hiç sevmeyen annesinden almış intikamını. Sonrasındaysa ondan korkup kaçan herkesten.

Ne intikam, ne de Nefret ikisi de kötü değillermiş, sadece birazcık sevgi istemişler.

O günden sonra sevgisiz büyüyen her çocuğa Nefretin Doğurduğu Çocuk denmiş.

                                                                                                           🌒

Hayatımda birkaç kişi haricinde pek sevilen biri olmadım. Özellikle okul hayatımda, yaşıtlarım benden hep nefret ederdi. Okul tuvaletlerinde, arka bahçelerde hep itilip kakılırdım. Sebebini sorduğumda ise hep alay ederek cevap verirlerdi. Bir zaman sonra alıştım ve sorgulamayı bıraktım.

VİSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin