bu bölüm alesgece 'ye
•
Kırmızıya dönmüş gözlerini aldığı koyu kan kokusunun geldiği yöne dikti Harry.
Aldığı enfes koku ciğerlerini yakarken daha önce böyle bir şeye denk gelmediğini düşündü. Bu hafta açlığını giderecek kişiyi bulduğuna inanarak gülümsedi. Tek yapması gereken, görünen insan kalabalığının içindeki o güzel kokuyu yakalamaktı.
Koyu kırmızı dudaklarını yalayıp beyaz dişlerini sürttü açlıkla. Saçlarını yana atıp gözlerinin tekrar yeşile dönmesini bekledi.
Zihnindeki kalabalık gürültü durduğunda, gözlerinin de normale döndüğünü anlayabiliyordu. Sakin adımlarla ileri doğru yürümeye başladı. Koku uzağında değildi, buradaydı. Biliyordu.
Bara girdiğinde iyice yaklaştığını hissediyordu. Burnuna dolan farklı kan kokularını içine çekip zevkle gülümsedi. O lezzetli kokuyu bulamasa bile, herhangi birini alıp gidebilirdi. Karnı her şekilde doyacaktı ama Harry o kokuyu istiyordu.
Uzun boyunun yardımıyla etrafa göz gezdirdi. Farklı zihinlerden, farklı düşünceleri duyabiliyordu. Zihin okumak uzun yıllardır hiç bıkmadan en sevdiği aktivite olsa da, aradığı kanı bulabilmek için odağını duyularına çevirdi.
Eğer kalbi atsaydı, hissettiği heyecandan içeride deli gibi çırpınacağını düşünerek güldü kendi kendine.
Bir iki adım atarak duyularının onu davet ettiği yere doğru yöneldi. Yaklaştıkça başının döndüğünü hissediyordu. Yıllardır en lezzetli, en hoş kanları özenle seçerdi anca bunun gibisiyle karşılaşmamıştı.
Bir adım daha...
Giderek yaklaştığının bilinciyle gözlerini kapattı ve kendini vücuduna sürten insan kalabalığının kucağına bıraktı.
Bir adım daha...
Koku tüm zihnini, tüm duyularını işgal etmiş gibiydi. Parmaklarıyla uzun saçlarını tarayıp başını geriye yatırdı. Yüksek sesli müzik kulaklarını çınlatırken vücuduna çarpan vücutların teninde uzun, çok uzun süreli morluklar oluşturacağını biliyordu.
Bir adım daha...
Her adımda daha da yoğunlaşıyordu. Kendini zirvede hissettiği an bir adım daha atıyordu ve kendini daha yüksekte buluyordu. Dişlerini dudaklarına geçirip içgüdülerini dizginlemeyi denedi.
Bir adım daha...
Gereksiz insan kalabalığını ayırarak gözlerini açtı. Önündeki manzara zayıf bir vampirin karşısında olsa aç ve ilkel bir hayvan gibi atlardı. Bundan adının Harry olduğu kadar emindi, eğitilmiş ve soylu bir vampir olmasına rağmen duyularının ayaklandığını hissedebiliyordu.
Ama kontrol her zaman Harry'deydi, her zaman. Bu yüzden topluma karışabilen sayılı vampirlerden biri olabilmişti.
Esmer, yanık bir ten, yanıp sönen ışıklarla parlayan kahverengi saçlar ve yıllardır uzak kaldığı gökyüzünü hapsetmiş masmavi gözler... Kutsal sayılabilecek ifadesini süsleyen hayat dolu kahkahayla içinde bir şeylerin alev aldığını hissetti. Damarlarında akan şey kan olsaydı, hepsini karşısındaki güzel mahluk için feda edeceğini düşündü.
Kendini girdiği transtan çıkmaya zorlayıp etrafındaki insanlar gibi bedeninin ritme kapılmasına izin verdi. Normal bir insan gibi davranmak onun için zor değildi. Mükemmel hale geleli seneler olmuştu, kimse onun kana susamış bir yaratık olduğunun farkında bile değildi. Herkes onu annesinden kalan parayla zengin olup bu kasabaya taşınmış, tembel, geceleri eğlenmek için çıkıp öğlen saatlerine kadar uyuyan bir züppe sanıyordu.
Karşısındaki mükemmel varlığın dikkatini çekmeyi başarmış, göz göze geldikleri an çekici olduğunu bildiği bir gülümseme bırakmıştı. Çocuğun zihninden duyduğu kirli düşünceler, bu muhteşem kanın avcunda olduğunu kanıtlar gibiydi.
Heyecandan başının döndüğünü hissetti, kokusu çok güzeldi. Can yakacak derecede güzel.
Yanından geçen çocuğun elindeki sepetten iki bira alıp birini havaya kaldırdı. Karşılığında aldığı şey bir gülümseme olduğunda kendinden emin adımlarla çocuğun yanına gitti.
"Selam." Çocuğun zihninden zihnine bir paragraf kirli düşünce daha aktığında gülmemek için kendini zor tuttu.
"Selam."
Gülümsedi Harry. "Seni daha önce görmüş müydüm?" Soğuk elini uzatıp çocuğun uzamaya başlamış saçlarını kulağının arkasına taradı. Görmediğinden emindi, bu kokuyu daha önce almadığına emindi. Unutacağı türden bir varlık değildi karşısındaki.
"Sanmıyorum, daha bu sabah taşındım." Saçlarından süzülüp kulaklarına değen soğuk parmakları hissettiğinde ürperdi çocuk. Gözlerini kapattığında, Harry'nin parmaklarıyla kurduğu hayalleri görebildiğinden bihaberdi.
Başını hafifçe salladı. "Bu birçok şeyi açıklıyor."
Çocuk hafifçe güldüğünde bu gülüşün az sonra solacağı düşüncesi onu neredeyse üzecekti. "Ben Louis."
Ona uzatılan sıcak eli sıkıp hafifçe salladı. "Ben de Harry."
Avcundaki eli gönülsüz bir şekilde bırakıp hafifçe yutkundu. Kendini büyülenmiş gibi hissediyordu. Bu çocuğu hemen tüketmeyecekti, uzun uzun tadını çıkarma planları yaptı zihninde.
Louis'den duyduğu düşünceler de buna karşı çıkmıyor gibiydi.
•
yeni kurguyla geldim🐥
benim kızlar sahura kadar okuyacak bi sey bulamamıs... dedim yapayım bi kıyak💅🏼
hazırsak baslıyoruz
-ariadne
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Moira (DÜZENLENİYOR)
FanfictionKoku tüm zihnini, tüm duyularını işgal etmiş gibiydi. Parmaklarıyla uzun saçlarını tarayıp başını geriye yatırdı. Yüksek sesli müzik kulaklarını çınlatırken vücuduna çarpan vücutların teninde uzun, çok uzun süreli morluklar oluşturacağını biliyordu...