Eleven'ın yatağına oturdum soluklanmak için. Yaşadıklarımın şokundaydım hala. Ama Max denen kızla konuşmak istiyordum. Ne yazık ki istemeden de olsa Billy'nin ölümüne bende sebep olmuştum ama bunların olacağını bilemezdim. Billy zaten tam olarak ölü değildi. Araftaydı. Ama onun tekrar dünyaya gelmesi hiç iyi olmaz.
Hemen aşağı indim. Eleven'ı bulup konuşmam gerekiyordu. Televizyon denen şeyi izliyolardı. Beni gördü ve şaşırdı.
"Diana yattığını zannediyordum. "
"Yatacaktım ama hiç iyi şeyler olmadı. "
"Nasıl yani?"
"Bak, sana birşey söylemem gerek. "
"Seni dinliyorum. "
"Benim buraya gelmemim başka sebebi de var. Şu son zamanlarda çok farklı şeyler yaşıyorum. "
"Ne gibi şeyler. "
"Garip rüyalar, nerden geldiğini bilmediğim sesler, konuşmalar, ve birden kendimi garip yerlerde buluyorum, halüsinasyonlar görüyorum."Eleven kaşlarını çattı Mike da televizyonun sesini azaltıp beni dinlemeye başladı.
"Nasıl şeyler görüyosun? "
"Billy'i, bazen çok daha farklı şeyleri bazen papayı bile görüyorum ama çoğunlukla Billy'i görüyorum. "
"Billy mi?! "Mike ve Eleven şaşkınlıkla bunu söylediler.
"Bak gerçekten bilmeden birilerine yardım etmiş oldum ama gerçekten bilmiyodum ve onun bu duruma düşmesinde benim de suçum var. "
Bunları söylerken ağlamaya başlamıştım. Sesim titriyordu.
"Ve El senden bana Maxin nerde olduğunu söylemeni istiyorum."
"Söylerim ama neden Max'i görmek istiyorsun? "
"Çünkü ona sormam konuşmam gereken şeyler var abisiyle ilgili şeyler biliyorum. Ve bildiğim kadarıyla Max iyi değilmiş ruhsal olarak. "Mike cevap verdi.
"Evet Billy'den sonra kötüleşti. "
"Bu yüzden onunla konuşmak istiyorum hiç olmasa yanında olurum lütfen söyle."
"Ben bunları hiç bilmiyordum Mike. "Dedi Eleven.
"Evet ne yazık ki öyle oldu El. Ben sana söylemeyi unuttum."
"Mike Max nerde? "
"Max Hawkinsde Diana"
"Tamam."Mike ekledi.
"Annesiyle küçük bir evde yalnız yaşıyor."Sonra bana tam adresi verdi bende dikkatlice dinleyip not almaya çalıştım.
"Yanlış hatırlamıyosam bu şekildeydi. "
"Çok teşekkür ederim Mike. "
"Rica ederim"
"Eleven ben Yarın yola çıkmam gerekiyor. "
"Uçakla gitmen gerek"
"Ha siktir evet! "
"Biz sana uçak bileti alırız ama yarına olmaz 2 3 gün sonraya anca olabilir. "
"Tamam en yakın zamana alınması gerek lütfen. "
"Tamam halledicez"***
Gideceğim gün gelmişti uçağım 3 saat sonra kalkacak. Çok fazla eşyam yoktu buraya da bir sırt çantasıyla gelmiştim. Birkaç tane yırtık pırtık kıyafetim ve okuma kitaplarım vardı. Şuan üstümde Eleven'ın bana verdiği kıyafetler vardı fakat çantamda hala eski kıyafetlerim var.
"Diana o kıyafetlerle gideceğini düşünmüyodun heralde?"
"Anlamadım"
"Sana yeni kıyafetler vericem dolabımdan"
"Hayır El gerek yok gerçekten ben iyiyim."
"Sus vericem tabiki, hem sen okumayı sevdiğin için bitirdiğim ve beğendiğim kitapları da vericem sana."
"Eleven bak-"Konuşmama izin vermedi hemen açtı dolabını ve çok tatlı güzel kıyafetler verdi kendimi bunlara layık görmüyorum. Sonra 5-6 tane de kitap verdi. Gözlerim dolmuştu ve gülümsüyordum.
"El bunlara hiç gerek yoktu ama çok teşekkür ederim sen çok iyi bir kardeşsin."
Gülümsedi bende ona sıkıca sarıldım.Ağlıyordum çünkü ilk defa birinin bana değer verdiğini hissetmiştim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SHADES OF COOL | Eddie Munson
Наукова фантастика"𝙱𝚎𝚗𝚒𝚖 𝚋𝚎𝚋𝚎𝚐𝚒𝚖 𝚜𝚘𝚐𝚞𝚐𝚞𝚗 𝚝𝚘𝚗𝚕𝚊𝚛𝚒𝚗𝚍𝚊 𝚢𝚊𝚜𝚊𝚛" 009 Diana'