"Sözünü tuttun." dedi Taehyung çimlere uzanıp gökyüzünü izlerken. Yoongi'nin yaptığı ise yanına uzanıp Taehyung'u seyretmekti. Gülümseyip sözüne devam etmesini bekledi. Taehyung sağına dönüp Yoongi'nin yanağına koydu elini. "12 yıl önce, bu şekilde uzanırken sana büyüyünce ne olacağını sormuştum. Hatırlıyor musun?"
Yoongi büyülenmiş gibi bakıyordu parlayan göz bebeklerine. Elini aynı şekilde Taehyung'un yanağına koyarken konuştu "Her hareketin, her kelimen hatrımda Tae. Seninle olacağımı söylemiştim." Kıkırdadı Taehyung, baş parmağıyla kirpiklerini okşadı "Benimlesin Yoon." dedi bu anın asla bitmemesini dilerken.
Yıllardır nefes alamıyormuş ve şimdi yeniden almaya başlamış gibi hissediyordu. Yaşam, sadece Yoongi ile olandı ona göre. Yoongi için de aynıydı. Taehyung'un aksine asırlar süren bir hayatı vardı onun ama yaşadığını yalnızca Taehyung ile hissetmişti. En özel duyguları bu şekilde yaşamıştı. Yanağındaki el karnının kasılmasına neden oluyordu mesela. Fazla bir şeye gerek yoktu, üzerindeki derin bakışlar bile yeterdi onun daha önce hiç hissetmediği bu duyguyu doruk noktasında yaşamasına.
Birçok insanın bulamadığı aşkı bulmuştu 'ayın oğlu'. Onu ne olduğunu umursamadan sevecek birini bulmuştu. Ne kadar sinirlenirse sinirlensin affedecek birini bulmuştu. Eskiden öylesine izlediği mavi gezegenin içinde, kendi galaksisini bulmuştu.
"Eskiden gökyüzünü izlerdim." Sessizliği bozan Taehyungdu. Yoongi'yi kendisine çekip sıkıca sarılırken devam etti sözlerine "Şimdi bu zaman kaybı geliyor, benim gökyüzüm kollarımın arasında." Yalandan yüzünü buruşturdu Yoongi "Gökyüzünün neyini izliyordun Taehyung. Orası ne kadar sıkıcı biliyor musun?" Dalgaya vurarak konuştuğunda sesli güldü Taehyung "Yıldızlar yakından daha güzel değil mi?"
Yoongi kaşlarını çatıp söylendi "O kıskanç, kibirli yaratıkları mı seviyorsun inanamıyorum sana Tae." Taehyung dudaklarını büzdü, yıldızları hiç öyle hayal etmemişti. "Hepsi aynı olamaz." dedi. Evet, hayalleri yıkılmıştı. "Tanıdıklarımın bir çoğu, özellikle şu sizin Güneş dediğiniz." dedi Yoongi. Taehyung merakla kaşlarını kaldırdı "Neden öyle düşünüyorsun?" Taehyung'un gökyüzüyle bu kadar ilgilenmesi garip gelse de, kendisini ilgiyle dinlemesi hoşuna gitmişti Yoongi'nin. Konuşmaya devam etti "Ay'ı kıskanıyor onun ışığını yansıtmasına rağmen daha güzel göründüğü için. Sürekli bir ben olmasam her şey yok olurdu muhabbeti. Bak anlatırken içim sıkıldı."
Söylediklerinin üzerine doğrudan gözüne gelip yakan güneş ışığıyla güneşe dönüp bağırdı Yoongi "Pislik, senden nefret ediyorum." Kocaman bir kahkaha atıp Yoongi'nin kafasını kendine çevirdi Taehyung. "Sakin ol bebeğim." Oflayıp iyice Taehyung'a sokuldu Yoongi. "Gördün mü, haklıyım."
Taehyung saçlarını öpüp başıyla onayladı. "Gökyüzünde hiç eğlenceli bir şey yok mu?" dediğinde Yoongi düşünüp cevap verdi "Yıldızlar kavga ederken birbirlerine gök taşı atar bazen. Eskiden bunu izlemeyi severdim bir süre sonra sıkıcılaştı." Taehyung'un onu merakla dinlediğini görünce devam etti "Dünya'ya düşebiliyor nadiren, siz buna meteor diyorsunuz. Küçük gök taşı parçalarının iyi para ettiğini duydum, insanlar çok ilginç kim o lanet uzay taşlarına para verir ki?"
Taehyung Yoongi'nin yanaklarını öptü ve saçlarını karıştırdı "Doğru, gök yüzünün en güzel parçası bana ait." Yoongi onun dudağını öpüp geri çekildi. "Mavi gezegenin en çekici, en yakışıklı, en güzel, en tatlı aynı zamanda en iyi kalpli insanı da benim." dedi gururla gülümserken. Taehyung dirseklerinin üzerine çıkıp Yoongi'yi altına aldı. "Bu kısa öpücük bana yetmedi güzelim, daha uzununu alabilir miyim?" dedi yumuşak dudaklara kapanırken. Yoongi de ensesinden tutup iyice bastırdı onu kendine. Taehyung'un kafasının arkasındaki saçlarla oynarken ikisi de bulundukları durumdan oldukça memnundu.
.
.
.
.
Son 2 bölüm?