4 ay sonra.
Elimde tuttuğum uçak biletine bakarken gözlerimi hayatımı baştan aşağı değiştiren adama çevirdim. Eli sımsıkı elimi kavramış, kalbi, kalbimi kendine mühürlemişti. Biz birbirimize mühürlenmiştik. Uçağımızın kalkacağına dair son anons yapıldığında "Bizi mutlaka haberdar edin," dedi annem, babamın koluna girerken. Babamla aram artık düzelmişti, ailemle daha iyi anlaşıyorduk.
Jungkook kafasını salladı. "Merak etmeyin, Bayan Park. Uçaktan indiğimizde ilk işimiz sizi haberdar etmek olacak," dediğinde annem gülümsedi. Bakışlarımı gülümseyerek babama çevirdim. Gözlerinin dolu olduğunu fark ettiğimde koşarak ona doğru gittim ve kollarımı beline doladım. "Çok teşekkür ederim, baba," dedim. "Her şey için."
Babam da kollarını belime dolayıp saçlarımdan öptü. "Bana teşekkür etme, bebeğim. Bu hayat senin hayatın, sana güveniyorum. Nerede nasıl davranman gerektiğini en iyi sen biliyorsun, bu yaşına kadar aksi gibi davrandığım için sen beni affet. Seni seviyorum," dediğinde Jungkook ona doğru ilerledi. Babam saçlarıma bir öpücük daha kondurduğunda ondan ayrıldım. Jungkook tereddütle babamın yanına gittiğinde "Her şey için teşekkür ederim, Bay Park," dedi. "Kızınızla olan ilişkimize destek verdiğiniz ve bana güvendiğiniz için. Gözünüzü arkada bırakmayacağıma yemin ederim, orada güvende olacağız."
Babam gülümsedi. "Kızıma güvenmeseydim, seni kabul etmem söz konusu bile olmazdı, genç adam. Bu yüzden teşekkür etmek istediğin biri varsa bu kişi kızım olmalı." Yüzümde sıcak bir gülümseme oluşurken "Merak etmeyin, efendim," dedi Jungkook. Babam ona baktı. "Bak oğlum," dedi. "Rosé'yi sevdiğin ona olan bakışlarından bile belli oluyor. Kızım da seni seviyor, bunu görebiliyorum. Bu zamana kadar Rosie'ye babalık yapmayı pek becerememiş olabilirim fakat her şeye rağmen o benim kızım. Sana güvendiğim için değil, onun yeteri kadar güçlü ve temkinli bir insan olduğunu bildiğim için gitmesine izin veriyorum. Eğer beni buna pişman edip kızımı üzersen, emin ol bende seni üzerim."
Jungkook'un ne tepki vereceğini beklerken "Baba sevgisi ya da güveni nedir bilmiyorum, efendim. Fakat hissettiklerinizi tahmin edebiliyorum, onu üzmek isteyeceğim son şey bile değil. Birbirimize iyi bakacağız," dedi ve babamın elini sıktı.
Üniversiteyi Amerika'da okumak, hayata birlikte yeniden başlamak için Jeon ile birlikte gidiyorduk. Annem ve babam, ilişkimizi öğrenip bize destek vermişlerdi. Jungkook ise durumu babasıyla konuşmuştu, herkesin beraberliğimizden haberi vardı. Çekindiğimiz için değil, birlikte bir şeyler yapmaya başlamış olmak için Amerika'ya gidiyorduk.
Gözlerim Jennie'ye kaydığında koşarak kendimi onun kollarına attım. "Bebeğim," dedi. "Seni çok özleyeceğim." Kollarımı sımsıkı ona sardım. "Bende seni özleyeceğim, Nini," dedim gülümseyerek. Birbirimizden ayrıldığımızda "Umarım mutlu olursun," dedi Jennie. Alnımı onun alnına yaslarken "Umarım sende çok mutlu olursun," dedim. "Seni hep arayacağım, Jennie. Bu bir veda değil."
Yüzünde buruk bir gülümseme oluştu. "Bir veda değil, Roseanne," dedi. "Bu bir son."
"Bazen bazı sonlar, yeni başlangıçlar getirir beraberinde," dedim. "Bizim sonumuz gelmeyecek, Nini. Hep birbirimizin yanında olacağız, bunu sende biliyorsun."
Kafasını salladı ve başını kaldırdı. "Üzgünüm," dedi. "Duygusal olup seni üzmek istemezdim ama elimde değil. Seni çok özleyeceğim."
"Bende, Nini."
"Uçağın kalkmasına on dakika kaldı, Roseanne," dedi Jungkook. Hızla Taehyung'a yöneldim. "Arkadaşımı üzersen o sarı saçlarını eline veririm," dedim sahte bir sinirle. "Sevgilimi üzdüğün için benim senin sarı saçlarını eline vermem gerek aslında," dediğinde dirseğimi boşluğuna geçirdim. Gülümsedi. "Hoşçakal, Roseanne," dedi. Birbirimize sarıldık ve ayrıldık. Tam arkamı dönecekken "Ay durun!" diye bir ses duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I want to know, rosékook ✓
Fanfic"Sargılı bileklerine gizlediğin acılarını bilmek istiyorum." ★★★ Her gün okula sargılı bilekleri, mor göz altları ile gelen Jeon Jungkook, okulun özgüven patlaması yaşayan kızı Park Chaeyoung'un ilgisini çeker. Jeon Jungkook ★ Park Chaeyoung A ro...