Bölüm 2💚

990 56 84
                                    

Hoşgeldiniz canımın nefesleri ❤️

İyi okumalar

Düzenlenmiş tarihi: 25.05.24'

Bölüm Şarkısı: Gece Yolcuları- Ölüm De Var
_________________________

Bazen nefes alamaz, kafanı gökyüzüne kaldırma ihtiyacı hissedersin ya... Ha tam olarak öyle hissediyordum...

Sebebi... Sebebi yoktu bile! Ya da var mıydı?.. bilmiyordum ki..

Neden ben babamdan ayrı kaldım!
O çok güzel seviyordu.. kısa bir süre arabada uyuya kalmıştım, Arın ise üzerindeki ceketi çıkartarak üzerime bırakmıştı..

"Çok var mı?" dedim yolu kast ederek. Gözlerini yoldan bir saniye bile ayırmadan "yok, en fazla 40 dakika sonra evdeyiz" dedi. Başımı salladım. Çok sıkılmıştım..

Ankara' da yaşıyorlarmış! En çok gitmek istediğim yerdi Ankara benim...
Annem ise hep göndermemek için bahane bulurdu...

"İznin varsa şarkı açabilir miyim?" dedim. Kırmızı ışıkta durup bana bakarak telefonunu verdi. "72 74 şifresi. İstediğini yapabilirsin Arin'im." Ne güzel söylüyordu adımı...

Bunca yıl boşuna acı çekmiştim.. babam vardı benim, abilerim, amcam, kuzenlerim... Kocaman bir ailem vardı.
Abi.. bunca yıl iki abim vardı ama yoktu da.. mesela ben tokat yerken kapı pervazında durup izlerlerdi, ama yoklardı..
Haylazlık yapmak istediğimde yediğim dayakta varlardı ama yoklardı da..

Çok canım yanmıştı, en çok canımı acıtan şey ise annemin bana 'sen değil, notların önemli' demesiydi
Küçüktüm ki! İlk okuldum daha. O yaşta bir çocuğun tek derdi oyun oynamak iken ben özel dersler peşinde koşup bir lokma yemek için saatlerce soru çözerdim.
Asla arkadaşım yoktu! Asla sevilmedim. Çok net hatırlıyorum ilkokulda bir çocuk sevmiştim. Birinci sınıftım daha...

Koyu kızıl saçlarım, yeşil gözlerim ve oldukça belirgin olan çillerin vardı..
Tabiki 3 numara miyop olan gözlerime taktığım gözlüğü unutmamak gerekiyor! Emre... O ise daha şuncacık yaşında kusursuz olan biriydi. Anne ve babası öğretmendi. Babası yan sınıfta, annesi ise bizin sınıfın öğretmeniydi... Selvi... O ise sarı saçlı, beyaz tenli ve mavi gözlü bir kızdı.. boyu benim kadar uzun da değildi...
Minnoş bir kızdı.. ben Emre'ye hem onu sevdiğimi belli ettim o ise artık gına gelmiş olacak ki 'cadılara benziyorsun! Senin yeri de olsam o iğrenç çillerimi saklardım. Benden uzak dur!' demişti..
Küçüktüm daha, arkadaş olmak istemiştim.... Bu laflardan sonra birdaha ona yaklaşamamıştım... Haftalar geçmiş, Emre'nin annesi Füsun Hanım sınav kağıtlarını önümüze bırakıp gitmiş, giderken de sesiz bir şekilde bunları çözmemizi ve bize çikolata vereceğini söylemişti...

Çikolata lafını duyar duymaz heyecan ile ilk altı soruyu yapmış, ve biten kalem ucumu açmak için çöpe gitmiştim.. peşimden gelen Emre bana bakıp gülümsemiş ve 'çok güzelsin ' demişti. Düşünsenize o yaşınızda sevgi arıyor ve ilk buldugunuz kişiden size sevgi vermesini bekliyorsunuz! Ne ironi ama!
Kalbimin yerinden çıkacak gibi atmasını hâlâ dün gibi hatırlıyorum..
Bir şey diğemeden sırama dönecekken Emre'nin çığlığı duyuldu... Korkuyla Emre'ye bakınca bütün sınıfın ona odaklı olduğunu gördüm.. Emre beni itip "ne yapıyorsun sen!" diye bağırmıştı. Minik ve çelimsiz bedenim yeri boylarken koşarak gelen Selvi elime basarak Emre'ye teselli veriyordu. Sonradan öğrendim ki Emre açtığı kalemi koluna batırmıştı ve yanında olan tek kişi bendim bu yüzden suçlu ben olmuştum..

Hissiz KalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin